Burada sadece üç adet çark var. ekleme yapacaklar. Bu toplama mekanizmasıdır hareket halindeyken bu makineyi hayal edin. | TED | وبالتالي فهذه فقط 3 مجموعات من المسننات، وستقوم بالجمع. هذه آلية الجمع وهي تعمل، وبالتالي تتخيل هذه الآلة الضخمة. |
Her zaman. Eve geri döndüğünde ne durumda olduğunu hayal bile edemezsiniz. | Open Subtitles | طوال الوقت , لا يمكنك أن تتخيل حالته عندما يعود إلى المنزل |
Gece gündüz, o kara delikte bunu hayal etmeye çalışıyordum. | Open Subtitles | أيام وليالى فى هذه الحفرة المظلمة حاول أن تتخيل ذلك |
tahmin edebileceğin gibi babanın kaçışındaki rolüme çok mutlu olmadı. | Open Subtitles | كما تتخيل فهو ليس سعيداً لأني شاركت في ترحيل والدك |
O tür eziklerin beyni banyonun her yanına sıçrar. düşünebiliyor musun? | Open Subtitles | هل تتخيل هؤلاء الفشلة الملاعين الذين يفجرون رأسهم في أرجاء الحمام؟ |
Kızgın olduğu zaman ne kadar kötü bir ahbap olduğunu hayal edemezsiniz. | Open Subtitles | انت لا تستطيع ان تتخيل اى شخص بغيض هو عندما يكون غاضبا |
Bence hayal görüyorsunuz. Ah. Son günler benim için zordu. | Open Subtitles | أنت تتخيل هذا يا سيدي كان الأمر شاقاً علي مؤخراً |
Ağaca bir maymundan daha hızlı tımanan birini hayal edebiliyor musunuz? | Open Subtitles | هل يمكنك أن تتخيل إنسان يتسلق الأشجار أسرع من القرود ؟ |
Emin olduğumu hayal edebileceğiniz gibi, uzun bir düşman listemiz var. | Open Subtitles | وأنا متأكد أنك تستطيع أن تتخيل قائمة الأعداء الطويلة التي لدينا |
İnsanlıktan yoksun bir makine hayal etmenizi istiyorum... kendi kendine öğrenen ve yaratan. | Open Subtitles | أريد أن تتخيل آلة خالية من الإنسانية قادرة أن تتعلم بنفسها، تأخذ قرارتها، |
Bütün o seanslarimiz boyunca eminim oturup onu nasil becerdigimi hayal ettin. | Open Subtitles | خلال كل جلساتنا هنا أراهن أنك تجلس هنا و تتخيل كيف ضاجعتُها |
Mia hayatının göçebeler gibi olduğunu, bırak bir aile kurmayı ciddi bir ilişkiyi sürdürmeyi bile hayal edemediğini söyledi. | Open Subtitles | ميا قالت بأن حياتها صعبه جداً لدرجة انها لا تستطيع ان تتخيل بأنها لديها عائله ناهيـكٍ عن علاقة جديه |
Böyle görünen bir sınıfla karşılaşınca, nasıl sesler duyacağınızı tahmin edebiliyor musunuz? | TED | عندما أرى أحد الفصول الدراسية التي تبدو مثل هذا، يمكنك أن تتخيل كيف يُسمع هذا؟ |
dediler. Sonrasında, babalarla konuşmaya gittim Babalar, tabii ki, tahmin edebileceğiniz gibi, "Biz erkekler için bir okul istiyoruz." | TED | وأثناء انتقالنا، ذهبت للتحدث مع الآباء، إن الآباء، وبطبيعة الحال، يمكنك أن تتخيل ماذا قالوا: "أننا نريد مدرسة للبنين". |
Bir çocuk olarak nelerden geçtiğimi tahmin edebilirsiniz. | TED | يمكنكم أن تتخيل المعاناة التي مررت بها كطفلة. |
Amazon'un veya eBay'in ya da Google, Apple ve Microsoft'un yeşile döndüğünü ve bunu sizin sağladığınızı düşünebiliyor musunuz? | TED | هل تتخيل ماذا سيحدث لو قرر أمازون أو إي باي أو جوجل او ميكروسوفت أو أبل أن يتجهوا للتقنيات الخضراء؟ |
Kulenin kolları açılırken yukarıya giden bir roketle bunu yapamazsın. Sebep olacağı trajediyi düşünebiliyor musun? | TED | ولن ينطلق أبدا هذا الصاروخ أثناء تراجع الأذرع القنطرية. هل تتخيل مدى المأساة التي قد تحدث بسبب ذلك؟ |
Tanrı bilir, senin Düşündüğünden çok daha az isim vermişlerdir. | Open Subtitles | يعلم الله، أن الناس في الواقع أطلقوا أسماءً للجحيم أكثر مما كنت تتخيل |
Demek istediğim, orada yüzlerce insan önünde patlattığımızı bir düşünsene? | Open Subtitles | أعنى، أيمكنك أن تتخيل .. عندما ربحنا أمام آلاف المعجبين؟ |
Senin içni her şeyin sandığından daha yakında çok güzel olacağını düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أن أشياء كثيرة ستمهد طريقك للمجد يا ميرتون، وأقرب مما تتخيل |
Bir düşün, nasıl çekici bir adam ki, böyle büyüleyici bir adama direnebiliyorum... | Open Subtitles | يمكنك أن تتخيل كم هو جذاب كيف لى أن أقاوم سحر شخص مثله |
Sizin hayatınızın, benim için Shaw'unkinden daha değerli olduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل تتخيل أي شخص في حياتك أثمن لدي من شاو ؟ |
Hiç küçük bir tercihin tüm hayatını nasıI değiştirebileceğini düşündün mü? | Open Subtitles | هل تتخيل أن تصرفاً بسيطاً قد يغير حياتك بأكملها؟ |
Peter, Cortlandt'ı tasarlayabileceğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | لكن، بيتر، هل تتخيل أنك تستطيع أن تصمم كورتلاند؟ |
Onun için ne kadar zor olduğunu bilemezsin... Bir savaşta çarpışmak için kızını bırakıp gitmek... | Open Subtitles | لايمكنك أن تتخيل مدى الصعوبة بالنسبة لها أن تنصرف وتترك فتاة صغيرة من أجل الحرب |
Bunun önceleri ne kadar sürdüğünü düşünün: binlerce insan, bir çok yıl. | TED | لك أن تتخيل كم كانت ستسغرق مسبقاً عشرات الناس والعديد من السنوات. |
Şimdi senin yerinde kızının oturduğunu düşünmeni istiyorum. | Open Subtitles | الآن , أريدك أن تتخيل بأن أبنتك تجلس بالمكان الذي تجلسه أنت |
Ayrıca bir daire içindeki hareketin, hareket ve sabitlik anlamına gelebileceğini düşünebilirsiniz, tıpkı evren gibi, çoğu yerde görebileceğiniz bir şey. | TED | تستطيع أن تتخيل أيضًا أن الحركية في شكل دائري قد تعني الحركة والسكون، مثل الكون، ما تراه في العديد من الأماكن |