Ne söylersem söyleyeyim, hiçbir şey değişmeyecek çünkü sen başkasını seviyorsun. | Open Subtitles | لا شيء اقوله سوف يغير اي شيء لانك تحبين شخص آخر |
Cha Dae Woong denen insanı bu kadar çok mu seviyorsun? | Open Subtitles | لكن أنتٍ تحبين ذلك الانسان تشا داي وونغ لهذا الحد ؟ |
Yüzmeyi sever misiniz? - Vence'da ki şapelini ziyaret ettik. | Open Subtitles | هل تحبين السباحة ؟ لقد ذهبنا لرؤية كنيستك في فينس |
Hayır ama senin sahili sevdiğini biliyorum ve gününü mahvetmek istememiştim. | Open Subtitles | لا، لكنني أعلم بأنكِ تحبين الشاطيء، ولم أرغب بإفساد هذا عليكِ |
- Üç içkide yapabileceğime bahse girerim. - Kumarı seviyor musun? | Open Subtitles | اراهنك اني استطيع ان افعلها في ثلاثة كؤوس تحبين المقامرة ؟ |
Umarım sarımsak seversin çünkü aperatif olarak ıspanaklı börek yaptım. | Open Subtitles | حسنا اتمني انك تحبين الثوم لانني صنعت هذه مقبلات سباناكوبيتا |
Bunu, insanlara kendini göstermek için mi yoksa yüzmeyi sevdiğin için mi yapıyorsun? | Open Subtitles | هل تفعلين هذا لأن الناس يشاهدونكِ أو لأنكِ تحبين السباحة ؟ .. أنا |
Demek yeni okulunu çok seviyorsun, ve çocuklar geciksin istiyorsun. | Open Subtitles | إذاً تحبين المدرسة الجديدة لدرجة أن تجعلي الأطفال يتأخرون ؟ |
- Evet, demek kıyak olmayı seviyorsun. - Elbette. Kıyak dolanmak için doğmuşum. | Open Subtitles | ـ أجل، لا بد إنّكِ تحبين النشاط ـ أجل، أعني ولدتُ لأجل النشاط |
Marian, böyle konuşma! Burasını benden çok seviyorsun. | Open Subtitles | لا تقولي ذلك يا ماريان ، هذه ليست الحقيقة تحبين هذا المكان أكثر مني |
Doğa yürüyüşü sever misin? Burdan 1 saat kuzeyde çok güzel bir patika var. Önümüzdeki cumartesi günü seni oraya götürebilirim. | Open Subtitles | هل تحبين التنزُه ، لانه كنت أعتقد أنني سأخذك السبت المقبل بجولة جميلة ، إنها على بعد ساعة شمالاً من هنا |
- Kızarmış piliç sever misin? - Kızarmış piliç mi? Hem de çok. | Open Subtitles | هل تحبين الفراخ المقلية فراخ مقلية جيداً |
Sorun değil. Herneyse, benim daha iyi bir fikrim var. Çölü sever misin? | Open Subtitles | لا بأس، لدي فكرة أفضل، هل تحبين الصحراء؟ |
O da seni seviyor ama birine onu sevdiğini söylemen yetmez. | Open Subtitles | وهو يُحِبُكِ أيضاً ولكن هذا لا يكفي لتقولي أنكِ تحبين أحدهم |
Sadece bir şeyi sevdiğini söylerken bu kadar rahat olmana sevindim. | Open Subtitles | لا شيء، أنا سعيد لأنكِ مرتاحة لقولكِ أنكِ تحبين شيئا ما |
Dezenfektanların kokusunu, ışıkların bütün gece açık kalmasını seviyor musun? | Open Subtitles | هل تحبين رائحة المطهر الكريهة و الأضواء طوال الليل ؟ |
- Şimdi yapamayız. - Bu kadını nasıl seversin? | Open Subtitles | لانستطيع القيام بهذا الآن كيف تحبين هذه السيدة ؟ |
Dünyada hiçbir şeyi, ilk göz ağrını sevdiğin kadar sevmezsin. | Open Subtitles | لا تحبين أي شيء في العالم بقدر حبك لابنك البكر |
Sen tiyatrodan hoşlanıyorsun, sen de kızartmanın içine sahte parmak atıyorsun. | Open Subtitles | انتِ تحبين المسرحيات و انتِ وضعتي للتو ابهام مزيف في البطاطا |
- Çok üzgünüm. - Saklambaç oynamak ister misin? | Open Subtitles | أنا آسفة حقاً هل تحبين لعبة الاختفاء والبحث |
Oh, evet. hoşuna gitti değil mi? Seni küçük fahişe. | Open Subtitles | اوه , نـــعـــم , تحبين ذلك , اليس كذلك ؟ |
Babnı seviyorsan iyi bir kız ol. Ve şu dolabın içine saklan. | Open Subtitles | إذا كنت تحبين والدك كوني فتاة مطيعة و اختبئ في هذا الدولاب |
Şimdi o küçük fahişeyi döndür bakalım. Bunu sevdin, değil mi? | Open Subtitles | والآن ضع هذه العاهرة الصغيرة على جانبها انتِ تحبين هذا ، أليس كذلك؟ |
Motorbisikletli birini sevmez misin? | Open Subtitles | ألا تحبين الرجال الذين يقودون الدراجات النارية ؟ |
ÜItimatomları sevmiyorsun diye onun uzaklara gitmesine izin mi vereceksin? | Open Subtitles | أنتِ علي وشك جعله يذهب بعيداً لانك لا تحبين الإنذارات |
Çok naziksiniz. İşinize aşık olduğunuzda o işte iyi olmak çok kolay. | Open Subtitles | أنتِ لطيفة جداً , من السهل أن تكون جيدةً عندما تحبين عملك |
Pes et, kabul et. Söyle bize, aşıksın. Hayır, faydası yok. | Open Subtitles | ـ إستسلمي ولكن سلميه ـ إختبري الإبتسامة أنت تحبين |