ويكيبيديا

    "تحمل" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • var
        
    • taşıyor
        
    • taşıyan
        
    • taşıyorsun
        
    • göze
        
    • hamile
        
    • elinde
        
    • dayanamıyorum
        
    • tahammül
        
    • başa
        
    • taşır
        
    • baş
        
    • yetmez
        
    • için
        
    • katlanamıyorum
        
    Sadece iki kilogram kadar ağırlığı var, ama kendi ağırlığının yarısı kadarını taşıyabiliyor. TED وهي تزن فقط حوالي 2 كيلو جرام، ولكنها يمكن أن تحمل نصف وزنها.
    Teal'c, hastalığı taşımıyor olsan da, virüsü hala taşıyor olabilirsin. Open Subtitles تيلك بالرغم من أنك لست مريضا ربما مازلت تحمل الفيروس
    Bu nedenle, çiftçiler dayanıklı gen taşıyan pirinç çeşitleri ekiyor. TED لهذا السبب المزارعون يزرعون أصنافا من الأرز تحمل مورثات مُقاومة.
    Her şeyden önce hiç kimseye bahsetmediğin bir silah taşıyorsun. Open Subtitles لسبب واحد، لقد كنت تحمل سلاحاً لم تخبر أحداً بوجوده.
    Sicilimde tek bir hata olmasını göze alamam. Bir gün general olacağım. Open Subtitles لا أستطيع تحمل حدوث أي أخطاء في سجلي سأصبح جنرال يوما ما
    Lütfen kızımın ona hamile kalmasını söylediğim için öldürüldüğünü söylemeyin. Open Subtitles أرجوكِ أخبريني أن ابنتي لم تقتل لأني أخبرتها أن تحمل
    Umarım askerlerime saygı gösterirsiniz, elinde silah olan bu askerime. TED أتمنى منكم أن تحترموا جنودي هذه الجندية التي تحمل السلاح
    Atilla'nın tehdidinden habersiz, alçakgönüllü ve çalışkan nüfusunun omuzlarında imparatorluk sarayının yükü var. Open Subtitles على تواضعها وسكانها الكادحين، ليست بعيده عن تهديد أتيلا، تحمل عبء البلاط الإمبراطوري.
    Üstünde adın yazılı bir masam var, yemek yiyecek parası olmayanlara. Open Subtitles لقد أعددت طاولة تحمل اسمك للذين ليس معهم نقود تكفي وجبة
    Sonsuza dek. İçinde horoz lafı geçen savaş şarkıları var. Open Subtitles الى الابد فهم يحبون الاغانى القتالية التى تحمل هذة المعانى
    Şu an bu şeyin o kadar ağırlığı taşıyor olması imkansız. Open Subtitles من المستحيل، بأي حال من الأحوال أن تحمل كل هذا الوزن
    Yanınızda enfeksiyonlu malzeme veya Lucas Klinik Şirketi'ne ait bir eşya taşıyor musunuz? Open Subtitles هل تحمل اي مواد معدية معك او ممتلكات لعيادة لوكاس او مواردها؟ لا
    1992’de banyo oyuncakları taşıyan bir kargo gemisi fırtınaya yakalandı. TED في عام 1992، علقت سفينة شحن تحمل ألعابًا في عاصفة.
    Niye? Yüzüm haberlerde. Baban yavrularımı taşıyan köpeği görmeme izin vermiyor. Open Subtitles وجهي في الأخبار ووالدكِ لن يدعني أرى الكلبة التي تحمل صغاري
    Evet. Vay canına Amanda Bynes'tan daha ağır nüshalar taşıyorsun. Open Subtitles انت تحمل الكثير من المشاكل الثقيلة اكثر من اماندا بينز
    İkinizi de kovardım ama şu anda personel çıkartmayı göze alamam. Open Subtitles كنت لأطردكما سوياً حالاً لكن لا يمكننى تحمل خسارة القوة العاملة
    İstediğinizle beraber olabilirsiniz. Kız hamile kalmayacak. - Hastalık yok. Open Subtitles يمكنك الحظو بأيّ فتاه تريدها، فأنتَ تعلم أنّها لن تحمل.
    Burada gördüğünüz kişi Tamara, kablo ile ekrana bağlanmış telefonumu elinde tutuyor. TED ومن تشاهدونها هنا هي تمارا ، وهي تحمل هاتفي وهو متصلٌ الآن.
    Beni hain, ödlek sanmayın ama... buna daha fazla dayanamıyorum. Open Subtitles لا تظن أنني جبان، لكني لم أستطع تحمل المزيد
    Bu odada Edi ve Büdü'yle bir dakika daha kalmaya tahammül edemem. Open Subtitles لا استطيع تحمل الجلوس دقيقة اخرى في هذه الغرفة مع هذان الاثنان
    Gücün akışını ve yasalarını bilerek pek çok şeyle başa çıkabilirsiniz. Open Subtitles ,بمعرفة إنسياب القوة و قوانينها فإنك تستطيع تحمل العديد من الأشياء
    Bsiklete binmeyi öğrenmenin basit mekanik kurallarının ötesinde bir anlam taşır. Open Subtitles إنها تحمل معانٍ أكثر من مجرد التقنية البسيطة لتعلم قيادة الدراجة
    Ama baş nedimemin kendine bir elbise alabilecek olması da sevindirici. Open Subtitles لكن أعتقد أنه سيكون جيداً إذا كانت اشبينتي تحمل نفقة فستانها
    Bazı organizasyonların izlemeye ihtiyaçları vardır, ama bazen paraları yetmez. Open Subtitles تحتاج بعض المنظمات للإستخبارات لكنها لا تستطيع تحمل ثمن التدريب
    Bu yüzden, elbette, yapılan araştırmaların bunu tüm hastalar için daha verimli ve uygun maliyetli hâle getirmesini istiyoruz. TED لذا بالطبع، نود أن نري بحثا يتم الآن لجعل ذلك أكثر فعالية ويزيد القدرة على تحمل التكاليف لكل المرضى.
    Ama ben şimdi doğruyu bildiğime göre, Senin bunu yapmana katlanamıyorum. Open Subtitles لكن الآن بعد ما عرفت الحقيقة، أنا لا أستطيع تحمل هذا.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد