Onunla sesli şekilde konuşunca, nasıl cevap vereceğini hayal edebiliyorum. | Open Subtitles | عندما اتحدث اليها بصوت عال لا اتخيل بأن ترد على |
Ben onu, dün üç kere selamladım, bir kere bile cevap vermedi. | Open Subtitles | أمس قمت بتحيتها ثلاث مرات ، ولم ترد علي ولا مرة واحدة |
Peki, bunu al. Kızım kendisine yaptığım öğle yemeğini istemedi. | Open Subtitles | هاك ، خذ هذا ابنتي لم ترد الغداء الذي أعددته |
Bu pantolonu giymek istemiyorsan, okul kıyafetini giyersin, olur biter. | Open Subtitles | ان لم ترد ان ترتديه كان عليك ارتداء ملابس المدرسة |
Bunu dün gece konuşmak istedim ama sen istemedin. | Open Subtitles | لكن الان ليس بالوقت المناسب أنا أردت الحديث عن ذلك لكنك لم ترد ذلك |
Onay istendiği zaman çabuk cevap ver, Teneke Adam. Beni tekrar ettirme. | Open Subtitles | عليك أن ترد علي مباشرة يا رجل الصفيح لا تجعلني أسأل مرتين |
cevap vermiyor, ama Billy onun görev durumu hakkında güncelleme yaptı. | Open Subtitles | انها لا ترد ، و لكن بيلي أطلعنى عن وجهتها الحالية |
Ayrıca size gönderdiğimiz mektupların hiç birinden cevap da alamadık. | Open Subtitles | أنت لم ترد على أي من الخطابات التي أرسلناها أيضاً |
Birkaç defa aradım, cevap vermedin, ben de telefonunun yerini saptadım. | Open Subtitles | أجل اتصلت بك عدة مرات ولم ترد علي لذا تعقبت الهاتف |
Gerçekten çok kötü durumda ve bizim çağrılarımıza cevap veremez. | Open Subtitles | وهى غاضبة جداً ولم ترد على اى من مكالماتنا لها. |
Hükümet, parayı kaçırmamdan sonra daha fazla utanç duymak istemedi. | Open Subtitles | لم ترد الحكومة أي إحراج آخر بعد أن هربت بالأموال |
Başı daha fazla derde girmesin diye suçlama yapmak istemedi. | Open Subtitles | لم ترد توجيه اليه الإتهام كي لا تدخله في مشاكل |
Bak bunun bir parçası olmak istemiyorsan, benim için sorun değil. | Open Subtitles | انظر إن لم ترد أن تشترك في هذا فلا مشكلة لدي |
Tabii hastaneye musallat olmak istemiyorsan, bu bence çabucak bayatlar. | Open Subtitles | إن لم ترد أن تلبس المستشفى والذي يجعلك تشيخ بسرعة |
Fotoğrafları istemedin... | Open Subtitles | حسناً دعني أستوضح الأمر إذا لم ترد الصور بل الكلبين, صحيح؟ |
Bunların hiçbirinin olmasını istemediğini biliyorum... ama oldu işte. | Open Subtitles | أردك أنك لم ترد لأي من هذا أن يحدث ولكن حدث ما حدث |
Demin Dinamit Holmes'ü geri çevirerek ne yaptın farkında mısın? | Open Subtitles | هل تدري ما الذي فعلته لتوِّك؟ ترد هولمز الديناميتي خائبا؟ |
Ve işler böyleyken hala beni dinlemek istemiyor ve kendi dilediğini yapmak istiyorsan, sanırım yapılabilecek bir şey kalmıyor. | Open Subtitles | إذا لم ترد أن الاستماع لنصيحتي وأن تحاول أن كل شيء بمفردك وبطريقتك أنت , ربما ذلك هو السبيل الوحيد |
Bekle. Gitmek istemiyordu ki. Ona başka ne söz verdin? | Open Subtitles | انتظر , هي لم ترد الذهاب بماذا وعدتها ايضا ؟ |
Belki sen de onun sana gösterdiği nezaketin karşılığını vermek istersin. | Open Subtitles | ربما تشعر أنك كنت ترغب في أن ترد له عطفه عليك |
Dün gece ona iyi geceler dediğimde bana karşılık bile vermedi. | Open Subtitles | ليله امس عندما قلت لها ليله سعيده لم ترد علي حتى |
Bak, bunu anlayabilirim bir sene önce çocuğun olmasını istemiyordun. | Open Subtitles | سأتفهمهذا, أقصد، لقد مر شهر حينما لم ترد ان تنجب |
Yakaladım! Doğum günün kutlu olsun! Jane hala telefonunu açmıyor mu? | Open Subtitles | تمكنت منه ميلاد سعيد الم ترد جين على التليفون حتى الان |
Çünkü istemezsen bende yapabilirim. | Open Subtitles | لأنك تعرف أننى موافق أن أكون الكابتن اذا لم ترد أنت ذلك |
Bir sürü dil biliyorsun fakat hiç konuşmak istemiyorsun. | Open Subtitles | تتحدث العديد من اللغات اللعينة ولم ترد الكلام قط |
Ona verdikleri çiçeği bozmak istemediği için paltosunun önünü kapatmamış. | Open Subtitles | أعطوها زهرة كجائزة ولم ترد تطبيقها لذلك لم ترتب معطفها |