"تعتذر" - ترجمة من عربي إلى تركي

• özür dileme
• özür dilemek
• özür diliyorsun
• özür dilemeni
• Özür dilemene
• üzgün
• özür dilemen
• özür diliyor
• özür dileyeceksin
• özür dile
• özür dilemiyorsun
• Özür mü
• özür dilemedin
• özür diler
• özür dilediğini

Her ne yaptıysan özür dileme. Sadece bir daha yapma yeter.
مهما فعلت ، فلا تعتذر عنه لا تفعله مرة أخرى فقط

- Hayır dostum. özür dilemek zorunda değilsin. Bu sokaklarda hayat zordur.
لا يا رجل لا تشعر بأنّك يجب أن تعتذر عن لا شيء يا رجل هذه الشوارعِ قاسية خارج هنا

Hastayken yaptığın bir şey için benden özür diliyorsun ama ona babası olduğunu itiraf edemiyorsun.
تعتذر لي عن أمرٍ صدر منكَ وأنتَ بحالةٍ نفسيّة، لكن لا تريد إخباره بأنّكَ والده

Bu adamdan özür dilemeni, sonra arabayı park etmeni istiyorum.
أنا اريدك أَن تعتذر إلى هذا الرجل ثم توقف سيارته

Adamım, bu kadar iyi gittiğin için Özür dilemene gerek yok.
إسمع يا رجل, لا يجب عليك أن تعتذر كونك على صفيح ساخن

Adamı kovdurdun, buna rağmen gidip de üzgün olduğunu söylemeyeceksin.
تسببت في طرد الرجل من عمله ولم تعتذر منه لذلك

Onlara selam verirken, kolundan özür dilemen gerekir.
عندما تؤدى التحيه للاثنين عليك ان تعتذر الى ذراعك

özür dileme. Geri döneceğime inanmıyormuş gibi konuşuyorsun.
لا تعتذر ، لقد جعلتي أشعر إنك لا تعتقد أنني سأعود

Hayır-hayır-hayır. Hayır dinle. Benden özür dileme.
لا، لا، لا إسمع لا تعتذر لي، إعتذر إليهم

özür dileme. Hayatımı bu elbiseleri giyerek kazanıyorum.
لا تعتذر ،انا ارتدى الملابس من اجل المعيشة

Düzeltmeme izin ver. Daha önce kapımı kırdığın hakkında özür dilemek için yine kırdın?
يجب أن تكون واضحاً، هل تعتذر لإقتحامك المنزل مُجدداً أو لذلك الذي حدث البارحة؟

Komşunun aslanı, bizim evdeki schnauzeri yedi diye özür diliyorsun.
أنت تعتذر لأن الأسد قربنا التهم كلبنا الصغير

Oradaki delikanlıdan hemen özür dilemeni istiyorum seni şerefsiz çomar dalyarak.
الأن أريدك أن تعتذر لذلك الشاب الأن أيها البائس المتخلف اللعين

Lütfen, hayır, Özür dilemene gerek yok.
ـ أنا آسف لذلك ـ أرجوك, لا تفعل ذلك، أرجوك, لا تعتذر

Bana doğum günümde hediye almayı unutursan... üzgün olman geçerlidir.
عندما تنسى أن تشتري لي هدية في عيد مولدي عندها يمكنك أن تعتذر

Bilet aldığını söyledin sandım. Hayır, özür dilemen gerekmez.
ظننت باأنك قلت باأن لديك التذاكر لا , ليس عليك أن تعتذر

Bu kadın uyusa da uyumasa da her zaman özür diliyor.
هذه المرأة تعتذر سواء وهي نائمة أو قائمة

Şimdi, bu çocuklardan hemen özür dileyeceksin. Bunu gördünüz mü çocuklar?
والأن عليك أن تعتذر إلى جميع أولائك الأطفال أترون يا أطفال؟

Evlat, istediğin kadar özür dile, yeni akü olmadıkça
بني ، يمكنك أن تعتذر كما تريد لكن بدون بطارية جديدة،

Seni aşağılamak ya da ödeşmek peşinde de değilim bu yüzden neden sadece özür dilemiyorsun?
لا أتطلع إلى إذلالك أو أن آخذ منك أي مقابل فلمَ لا تعتذر فحسب؟

- İyiydin. - Benden Özür mü diliyorsun?
لم تفعلي هذا بشكل سيء هل تعتذر بدلا مني؟

- İki gün oldu ama hâlâ Cole'dan özür dilemedin.
لقد مر يومان وانت لم تعتذر لـ كول حتى الان

Sonrasında da sanki kafasına silah dayanmış gibi özür diler.
وبعد ذلك تعتذر عن الأمر كما لو أنكِ ستطلقين عليها النار

Kimyasal tuvaletteki bütün sıvıyı bitirdiğinde... senin benden özür dilediğini duymamıştım.
لم أسمعك تعتذر عندما استهلكت كل سوائل التطهير في المرحاض.