| Kudüs'e itina ile konuş ve esaret günlerinin sona erdiğini söyle. | Open Subtitles | ؟ تكلم بحنان الى اورشليم واخبرها ان وقت عبوديتها قد مضى |
| Daha önce konuştuğun gibi konuş benimle. Lütfen, bir şey söyle. | Open Subtitles | تكلم معي عن الطريق التي نسير فيها ارجوك ، قل شيئا |
| Kendi adına konuş çünkü benim ailenle bir sorunum yok. | Open Subtitles | تكلم عن نفسك لأننى ليست لدىّ أى مشكلة مع والديك |
| Robot sentetik bir sesle konuştu, sizi antrenör ve hastalar örnek alınarak hazırlanan bir diyaloğa dahil etmek için. | TED | و تكلم الروبوت بصوت صناعي لتضمينك في حوار التدريب على غرار المدربين و المرضى و هكذا |
| Belki içinde bir ordu saklıyorsundur. konuş benimle robot ordusu! | Open Subtitles | ربما هناك جيش مختبىء بداخلك، تكلم معي أيها الجيش الروبوت |
| Frank, konuşmaya dâhil olacaksan cidden önce yemeğini yut sonra konuş. | Open Subtitles | فرانك، بصراحة أذا كنت ستنظم للمحادثة أبلع طعامك ثم بعدها تكلم |
| Onunla tekrar konuş o zaman. Başka ne öğrenebiliyorsun bak. | Open Subtitles | إذن تكلم معها ثانية، وحاول استخلاص ما يمكن استخلاصه منها |
| Ama Gregory Stanger hakkında bir şeyler biliyorsun. Şimdi konuş! | Open Subtitles | انت تعلم كل شئ عن جريجورى ستانجر, تكلم الآن |
| Lütfen Sergei, sadece kayın biraderim olarak konuş. | Open Subtitles | تكلم فقط كشقيق زوجي ناتاشا, لقد اخبرت بيرجمان |
| Benimle nasıl istersen konuş ama bu benim kızımdır, ona göre sözlerine dikkat et! | Open Subtitles | تكلم معى باى طريقة من فضلك هذه ابنتى .. لذا حافظ على الفاظك |
| - Mikrofona doğru konuş. Seni duyamaz. Oh, Tanrım. | Open Subtitles | ـ أقطعي ـ تكلم بالمايك، لا يمكنهم سماعنا |
| Herhangi bir şey. Sadece konuş. Bana oğlumdan bahset. | Open Subtitles | لا أدري، أي شيء تكلم فحسب، أخبرني عن ابني |
| konuş benimle, Dünya. Burada bir sorun var. | Open Subtitles | تكلم الى ، الارض ، ان لدينا موقف صعب هنا |
| Sizinle biçimsiz mi konuştu? | Open Subtitles | هل تكلم بشكل أخرق ؟ كلا, يا صاحب الجلالة. |
| Herşeyi yoluna koydu, aile fertlerine haber verdi, tabutu aldı, papazla konuştu, ama hiç ağlamadı. | Open Subtitles | رتب للجنازة وكلم أفراد العائلة جلب النعش تكلم إلى القس |
| söyle. Söyleyin ya da bunlardan daha fazla atmam gerekecek? | Open Subtitles | تكلم معهم الان وإلا سـ أرمي شخصا ما الآن ؟ |
| Lizzy ile konuşun! Onunla evlenmesi konusunda ısrar ettiğinizi söyleyin! | Open Subtitles | تكلم مع ليزى بنفسك, أخبرها أنك تصر على زواجها به |
| konuş benimle, Harry Zidler. Bana her şeyi anlat. | Open Subtitles | تكلم معي يا هاري زيدلير أخبرني بكل شيء عنها |
| Vurmaya Devam et ama içeri giremezsin... | Open Subtitles | طق حتى تشبع اهم شي انك ما تقدر تدخل عندنا اهجد يا منسم انت تكلم شرطي |
| Seks. Seks hatları ile konuşuyor ve porno magazinler çalıyor. | Open Subtitles | الجنس , انها تكلم خط الجنس الساخن وتسرق المجلات الاباحيه |
| Fletcher, Konuşsana. Aptallık etme. | Open Subtitles | فلتشر تكلم يا رجل لا تكن غبياً |
| konuşursa, muhtemelen nükleer savaş başlar. Bu sadece bir ihtimal. | Open Subtitles | ولو تكلم,ربما يمكن أن يبدأ حرب نووية ذلك فقط محتمل |
| Birşey bildiğini değil, konuştuğunu söyledim. | Open Subtitles | لم أقل إنه يعلم شيئا. فقط قلت إنه قد تكلم |
| Ondan önceki gün de peltek konuşan şişman bir adam. | Open Subtitles | و اليوم الذي قبله كان رجل سمينا وعنده مشكلة تكلم |
| Sadakatinden dolayı sana değer veriyordu ki dün akşam sana bunu söyledi. | Open Subtitles | بل على ولاءك، الذي تكلم عنه ليلة أمس أجل ، اعلم هذا |
| Mimari fotoğrafçılık -- başkalaşım hakkında konuşmuş olan Julius Schulman Kauffman House’un bu enfes ve ünlü fotoğrafını çekti. | TED | التصوير المعماري خوليوس سكالمان، الذي تكلم عن تغيير المظهر التقط هذه الصورة الرائعة والشهيرة لبيت كوفمان |
| Bir ara ofisime gelip bununla ilgili konuşmak ister misin? Sally, o senin arkadaşın. | Open Subtitles | لماذا لا نرتب لك موعد للمجيء الى مكتبي و تكلم حول ذلك ؟ |
| Türkçe konuşma. Farsça konuşursan cevap veririm! | Open Subtitles | رجاء توقف عن الكلام باللغة التركية تكلم بالفارسية كي يمكنني أن أجيبك |