Bu tür ciddi vakalarda her zaman ikinci bir görüş almak gerekir. | Open Subtitles | يجب الحصول دائماً على رأي آخر عندما يتعلق الأمر بموضوع جدّي مماثل |
Okulun yarısı grip yüzünden hasta. ciddi bir durum Buffy. | Open Subtitles | نصف المدرسة متغيبة بسبب هذه الأنفلونزا , إنها موضوع جدّي |
Ama Büyükbaba Mahendra Baahubali'nin oğlu Mahishmati tahtına oturacak mı? | Open Subtitles | ،ولكن جدّي هل ابن ماهيندرا باهوبالي سيكون الوريث لعرش ماهشماتي؟ |
Çişim yok. Tek Büyükbabam ile sen ikide bir yapıyorsunuz. | Open Subtitles | لا أستطيع الذهاب بدونك , جدّي يذهب كلّ 30 ثانية |
Neredeydin, Dede, Yahudiler Nazi Almanya'sından kaçarken ve bizim kıyılarımıza kabul edilmezken? | TED | أين كنتم، يا جدّي عندما كان اليهود يهربون من النازيين وكانوا يرفضون من شواطئنا؟ |
-20'li yıllarda Dedem bir taş satın aldı. | Open Subtitles | إستمرّ. في العشرينات، إشترى جدّي ألماسة. |
Babam hep Büyükbabamın inatçı olduğunu ve asla geç kalmadığını söylerdi. | Open Subtitles | أبي كان يقول إن جدّي كان عنيداً جـداً، ولم يتأخــر أبداً |
Bunlar saldırıcıyı yavaşlatmak için ama ciddi bir zarar vermeyecekler. | Open Subtitles | هذه يَعْني لإبْطاء مهاجم لكن لا يسيئَ إلى جدّي حقيقي. |
Bu senin için çok ciddi ve duygusal bir durum. | Open Subtitles | فهذا الأمر , جدّي للغاية و وضع حساسٌ بالنسبة لك |
- Sen bu konuda ciddi misin? | Open Subtitles | في إحساس روحي، بالطبع. أنت جدّي حول المَاسِك شبح؟ |
Aslında çok radikal gözüksede, bu operasyonun bazı ciddi yanetkileri var. | Open Subtitles | في كثير من الإجراءات الجذرية، هناك جانب جدّي في التأثيرات في هذه العملية |
Büyükbaba ıslak bagaj halısı gibi kokuyor | Open Subtitles | رائحة جدّي مثل رائحة ذلك الصندوق المبتل بالمرآب |
kendine çok güçlü ve acımasız bir düşman edindin, yaşlı adam işte anlaşma, Büyükbaba bir gezgin olduğunu düşündüğüm birisi bunu barımda unutmuş bu büyük bir hazinenin haritası olabilir, ya da belki bir evin bunu bulmak için, paraya ihtiyacımız var hazırlık yapmamız gerek | Open Subtitles | لقد كسبت عدواً عتيّاً أيها العجوز هاك الإتفاق يا جدّي رجل مستكشف ترك هذه في الحانة |
Ben ailedenim Büyükbaba. Evime geldim. | Open Subtitles | حَسناً أَنا العائلة جدّي وأنا جِئتُ الي البيت |
Ailem öldükten sonra beni o yetiştirdi. Büyükbabam da gardiyanmış. | Open Subtitles | لقد ربّاني بعد موت والديّ، جدّي كان حارساً هناك أيضاً. |
İlk başladığım zaman kendime, bunu Büyükbabam için yaptığımı söylüyordum. | Open Subtitles | عندما بدأت هذا، أقنعت نفسي أن هذا من أجل جدّي |
Ailem öldükten sonra beni o yetiştirdi. Büyükbabam da gardiyanmış. | Open Subtitles | لقد ربّاني بعد موت والديّ، جدّي كان حارساً هناك أيضاً. |
Kabul et Dede. Ben annesine yalan söylemiş bir çocuğum. Ne yapacağımı bilmiyorum. | Open Subtitles | واجه الأمر جدّي أنا فقط طفل يكذب على أمه لا أعرف ماذا يجب أن أفعل |
Dede, annem gençken hasta olduğunuda biliyormuydun? | Open Subtitles | جدّي, عندما كانت والدتي يافعة، هل كنت تعرف حينها بمرضها؟ الأيام التي قضيتها في التفكير في ذلك الأمر. |
Ve eğer Dedem, yani, Beyaz yakalıların gittiği bir hapisaneye giderse tenis, TV falan...? | Open Subtitles | وماذا، إذا دخل جدّي السجن ذو مميزات ترفيهية، إذن. . ؟ |
Büyükbabamın arkadaşı beni oradan biriyle tanıştırdı... ve 2 aylığına onun yanında çıraklık yapacağım. | Open Subtitles | صديق جدّي عرفني على شخصٍ صاحب ورشة هناك وسأصبح صبيّه تحت التمرين لمدة أسبوعين |
Dalgayı bırak Garfield, bu ciddi bir durum. Hayır, ciddiyim. Bizi kurtaracaklar. | Open Subtitles | أوقف هذا غارفيلد, هذا أمر جدّي لا, حقيقة, سوف ينقذوننا |
Dedemin mutlu mu mutlu evine hoşgeldiniz. Onun kanepesi, onun mutfağı. | Open Subtitles | أهلاً بك في منزل جدّي السّعيد جدًّا، هاهي أريكته، هاهو مطبخه. |
Yarasaları ciddiye alın. Sakın ısırmasınlar. | Open Subtitles | خذوا عضّات الخفافيش بشكل جدّي لا تتعرضوا للعض |
Bazı kişiler, büyükbabamı babamın öldürdüğünü düşünüyor. | Open Subtitles | يعتقد بعض الأشخاص بأنّ والدي من قتل جدّي |
Ben de dedemi istiyorum demiştim. | Open Subtitles | وسألتني ماذا أريد في الكريسماس وأنا أخبرتك أني أريد جدّي |
O dönem yaşayan her kadın Büyükbabama göre çok güzel ve asil kalıyordu. | Open Subtitles | كلّ سيّدة آنذاك كانت أسمى نسبًا من جدّي. |
Büyükbabamla. Göçmen olarak, iki yıl önce Mayıs'ta. | Open Subtitles | لقد كُنت في رحلة عبادة مع جدّي قبل عامين |