Şimdi bütün bebekler, Berkley'dekiler bile krakeri sever ve çiğ brokoliyi sevmez. | TED | وكل الصغار حتى في بيركلي، يحبون البسكويت ولا يحبون القرنبيط غير المطهو. |
Görünen şu ki katılmaya karar vermiş olsanız bile daha fazla seçenek mevcutken o zaman bile, olumsuz sonuçları var. | TED | الان يتضح انه حتى وان قررت ان تشارك اذا وجد الكثير من المشاركات, حتى في تلك الحالة تكون العواقب سلبية |
Fakat gerçek şu ki ilk hangi bilgenin dediğinin önemi yok çünkü bilgenin verdiği bir öğüt, bugün bile geçerli. | TED | لكن الحقيقة أنه لن يؤثر من هو الحكيم الذي قالها أولا لأنها ما زالت نصيحة حكيمة حتى في يومنا هذا. |
Evet biliyorum,... ...insanlığın kendi dertleri, yoksulluk ve hatta... ...iklim değişikliği varlığına rağmen... ...neden bir kaç kedi hakkında... ...endişelendiğimiz merak edilebilir. | TED | و انا أعرف, في ضوء معاناة الإنسان و فقره, و حتى في تغير المناخ, قد يتسأل أحدنا, لماذا القلق عن قطط قليلة؟. |
FBI'ı, Eyalet Polisini, ve hatta Milli Muhafızları bile denedim. | Open Subtitles | مكتب التحقيقات الفيدرالي ،الشرطة المحلية، حاولت حتى في الحرس الوطني |
Bunun için erkeklerin dahi gündüz gözü ile gitmedikleri bir yere gitmek? | Open Subtitles | ويذهب حيث لا يجرؤ الرجال أنّ يمشوا حتى في النهار خشية اللوم؟ |
Bu en kötü günümde bile birazcık iyi hissetmek için, biraz üretken hissedebilmek için yapabileceğim herhangi birşey olabilirdi. | TED | والتي كانت أي شيء يمكنه حتى في أسوأ أيامي أن يجعلني أشعر أفضل ولو قليلاً أكثر انتاجية بشكل بسيط |
Bir kazaya karşılık maraton başlatmak size ilginç gelebilir. Fakat o zamanlar, en hassas olduğum durumda bile büyük düşünmeye ihtiyacım vardı. | TED | تنظيم ماراثون كردة فعل على حادث قد يبدو غريباً، لكن في ذلك الوقت، حتى في أوهن حالاتي، احتجت أن أحلم بشيء كبير. |
Hapishanede bile, birini kilit altında tutmak küçük bir olay değil. | TED | حتى في السجن، هذا ليس شيئًا صغيرًا أن تحتجز شخصاَ ما. |
Bırak dün geceyi, rüyamda bile sana bunu yapabileceğimi düşünemem. | Open Subtitles | ولا حتى في أحلامي استطيع ان أتخيّل عمل ذلك إليك. |
Bırak dün geceyi, rüyamda bile sana bunu yapabileceğimi düşünemem. | Open Subtitles | ولا حتى في أحلامي استطيع ان أتخيّل عمل ذلك لك. |
Bu durumda, anahtarını herhangi bir zaman almış olabilir bir gün önce bile. | Open Subtitles | بأيه حال، ربما تمكن من أخذ مفتاحكِ بأي وقت حتى في اليوم السابق |
-Bu çok saçma. -Bu zamanda bile böyle insanlara rastlanıyor. | Open Subtitles | ولكننا ما زلنا نقابل بعضاً منهم حتى في هذه اﻷيام |
Bir Peştu'nun kalbine gömülen sırlar kıyamet günü bile açığa çıkmaz. | Open Subtitles | الأسرار تدفن في قلبي و لا تخرج حتى في يوم القيامة |
Bilinçli Rüya'n Bitmeyen Hayat tarafından izleniyor ve uzmanlardan oluşan bir heyet tüm düşüncelerini gözlüyordu, şu anda bile. | Open Subtitles | حلمك الرائق يسيره برنامج إطالة الحياة وفريق من المتخصصين الذين يتعقبون كل فكرة من أفكارك حتى في هذه اللحظة |
hatta kendi evinde bile olmaz. Bunu başarabilirsin. - Bİ! | Open Subtitles | ولا حتى في المنزل الخاص بك يمكنك ان تفعل ذلك |
ve hatta askeri müteahitler tarafındanbile işsiz olarak kabul edildiğini. | Open Subtitles | وهذا يجعلكَ لا يمكن توظيفكَ، حتى في الشركات العسكرية الخاصة؟ |
hatta derin uzayda büyük patlamalar kuyruklu yıldızları parçalarına ayırabilir. | Open Subtitles | حتى في أغوار الفضاء الانفجارات الضخمة قد تمزّق المذنّبات إربًا |
hatta beyin hakkında çok az sey bildiğimiz bu günlerde bile. | Open Subtitles | حتى في وقتنا هذا، لازالت معلوماتنا عن المخ البشري ضئيلة للغاية. |
Her ağaç, her ot sapı, her balık, her böcek ve hatta dizimdeki her cilt parçası, vücudumdaki her hücre, ökaryotik hücre. | Open Subtitles | في كل عُشبة و كل سمكة و كل حشرة و حتى في كل جزء من بشرة ركبتي و كل خلية في جسدي |
Nefret ettiğin bir işte dahi olsan hâlâ yaptığın işi sevmeyi becerebiliyorsun. | Open Subtitles | أرايت؟ حتى في شغل تَكْرهُ، أنت مازِلتَ قادرا ان تحب ماذا تفعلُ. |
Asla çocuklarınla birlikte değilsin çıktığın uzun tatiller de buna dahil. | Open Subtitles | لا تكونين مع أطفالك نهائيًا ليس حتى في العطل التي تأخذينها |