ويكيبيديا

    "حدود" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • sınırları
        
    • sınır
        
    • sınırlarını
        
    • sınırlar
        
    • sınırsız
        
    • sınırına
        
    • sınırında
        
    • sınırını
        
    • sınırlarının
        
    • limiti
        
    • kadar
        
    • dışında
        
    • limitleri
        
    • sınırların
        
    • sınırından
        
    Gerçekten ama gerçekten kurtulmak istediklerinde Jim Crow South'dan ABD sınırları içerisinde mümkün olan en uzak noktaya, Alaska'ya gittiler. TED وحين رغبوا حقًا في الهرب بعيدًا، اتجهوا إلى ألاسكا، أبعد منطقة ممكنة داخل حدود الولايات المتحدة عن جنوب جيم كرو.
    PMS mitinin varlığını sürdürmesinin diğer bir nedeni, kadına özgü rolün dar sınırları. TED سبب اخر ل استمرار الخرافات لديها ما تفعله في حدود ضيقه عند الأناث.
    Şimdi, müziğimi insanların kalplerine erişmek için kullanıyorum ve bunda bir sınır görmüyorum. TED الان، انا استخدم موسيقاي لأصل الى قلوب الناس واكتشفت انه لا توجد حدود
    Ve bütün bu deneyleri tekniğimizin sınırlarını anlayana dek çözümledik, çünkü bu sınırları anlayınca, nereye kadar zorlayabileceğimizi öğreniriz. TED وقمنا بتحليل كل هذه التجارب حتى فهمنا فعلا حدود تقنياتنا وما أن فهمنا هذه الحدود فقد عرفنا كيف نوسعها
    Ve hatta, ürünün şekil manipulasyonuna bile belli sınırlar içinde dahil olabilirsiniz. TED و ايضا يمكنك الاشتراك في التلاعب بشكل المنتج ولكن ضمن حدود آمنة.
    sınırsız mükemmelliğin kökünde insan dışı bir şeyler olduğunu ne zaman anlayacağız? TED متى سنقدر أن هناك شيء قاسٍ للغاية بالكمالية التي لا حدود لها؟
    Arizona sınırına gidiyorsan, şu an gittiğimiz yoldan çok daha iyi yollar var. Open Subtitles .. لو كنتم متجهين الى حدود اريزونا فتوجد ممرات افضل يمكن ان تسلكونها
    Hidrolik kırılma işine ilk 1953'te Teksas sınırında şahit olmuştum. TED عاينت أول مهنة تكسير هيدروليكي على حدود تكساس سنة 1953.
    California sınırını aşıp, göz açıp kapayana kadar senin kampında girmeye niyetliyim. Open Subtitles أسعى إلى تخطي حدود كاليفورنيا وأصل إلى عقر دارك قبل أن تعلم
    Bölge sınırları boyunca yükselen Berlin Duvarı şehri ikiye bölüyordu. Open Subtitles على طول حدود القطاع ارتفع جدار برلين، قاسمًا المدينة لشطرين
    Kobay deneysel çevresindeki sınırları aşmaya teşebbüs ederse mekanizma ile davranışları düzeltilir. Open Subtitles إذا خرجت الحالة عن حدود نطاق الاختبار يقوم الجهاز بتعديل هذا التصرف
    Buraya gelmek için 4 tane sınır geçmek zorunda değilim. TED لست بحاجة إلى عبور أربعة حدود لكي أصل إلى هنا.
    Bilim açıkça ve özgür irade ile çalıştıkça herhangi bir sınır olacağını sanmıyorum. Open Subtitles طالما أن العلم مفتوحاً وبإرادة حرة, فأنا أظن أنه لن يكون هناك حدود.
    -Diyorlarki benim gemimden kalkan gemiler her yerde sınır ihlali yapıyor. Open Subtitles هناك طائرات من سفينتي تنتشر على طول حدود ـ طاجاكستان ـ
    Ama mesleğinin sınırlarını zorla, o zaman kontrolden çıktığını söylerler. Open Subtitles لكن يدفع حدود مهنتك، وهم يقولونك في الخارج من السيطرة.
    Sana kelimeleri öğretebilirim ama gücünün sınırlarını kendin öğrenmek zorundasın. Open Subtitles استطيع تعليمك الكلمات لكن حدود قواك عليك انت اكتشافها بنفسك
    Yani tersi istikamette bir ilerleme var: Daha kapalı sınırlar, daha az işbirliği ve belki Avrupa yapısının farklı bölümlerinin bazılarında ayrılmalar bile olabilir. TED بل على العكس ، فهي ذات حدود أكثر إنغلاقاً و أقل تعاوناً ، بل و حتى قد تخرج عن بعض الأجزاء المختلفة للبناء الأوروبي
    Birlikte olduğumuzda 'beklenildiği düzeyde iyi' sınırsız hâle gelecek, çünkü o beklenti, çevremize yeniden yön vererek dünyayı değiştirmek olacak. TED ومعًا، الخير كما تتوقعون ليس له حدود عندما يكون المتوقع هو إعادة تشكيل البيئة الخاصة بنا، نستطيع أن نغير العالم
    Kamyonetleri alıp Meksika sınırına götürmeni ve dürüst yevmiyeye çalışmaya istekli yasa dışı göçmenleri bana geri getirmeni istiyorum. Open Subtitles أريدك أن تأخذ الشاحنات وتعبر حدود المكسيك وأريدك أن تجلب لي بعض المهاجرين غير الشرعيين مستعدون للعمل بأجر يومي
    Bu yerel bir cinayet ve otoriteniz eyalet sınırında bitiyor. Open Subtitles هذه جريمة قتل محلية و سلطتك تنتهي عند حدود الولاية
    Şehir sınırını geçmeden onları bul arabayı kenara çek ve babayı alkollü araç kullanmaktan tutukla sonra çocuğu bana getir. Open Subtitles اعثر عليهما قبل أنْ يجتازا حدود البلدة. أوقف السيّارة و اعتقل الوالد بتهمة القيادة أثناء الثمالة. ثمّ أحضر الفتى إليّ.
    Kadınların sınırlarının kalkmasından daha hoşuma giden bir şey yok. Open Subtitles لا يوجد شيء أحب إلي أكثر من تحطيم حدود المرأة
    Şerif'le ortak olduğumuz sürece, neler getirebileceğimizin bir limiti olmayacak. Open Subtitles وبوجود المأمور كشريك فلا توجد حدود للكميات التي يمكننا إحضارها.
    Onaylı dükkanların sınırları dışında tıbbî marihuana satmak hâlâ yasak. Open Subtitles بيع الماريجوانا الطبية خارج حدود المتجر لا يزال غير قانوني
    XL: Kesinlikle, bilimin herhangi keyfi hız limitleri olmadığı, çok heyecan verici bir dönemde yaşıyoruz, yalnızca bizlerin hayal gücüne bağlı kalıyor. TED شو: بالفعل، نحن نعيش لحظة مثيرة جداً حيث لا يوجد حدود لسرعة العلم بل هو يعتمد فقط على مخيلتنا.
    Tabi ki iyi bir kumarbaz, bazı sınırların olduğunu anlar. Open Subtitles بالطبع , أن المقامر الجيد . يعرف أن هناك حدود
    Sanki daha önce bir kaçağı eyalet sınırından geçirmemişim gibi konuşuyorsunuz. Open Subtitles أنت تتصرف وكإنني لم أهرب من على حدود الولايات من قبل

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد