Her gün, okula neden 4 çanta kitap götürüyorsun, anlamıyorum. | Open Subtitles | لا أفهم لمَ تحتاج لأربع حقائب من الكتب لتذهب للمدرسة |
Her gün, okula neden 4 çanta kitap götürüyorsun, anlamıyorum. | Open Subtitles | لا أفهم لمَ تحتاج لأربع حقائب من الكتب لتذهب للمدرسة |
Kendi parfümüm olabilir, ya da bir çocuk çantaları markam, ya da diğer antika aptal karılarla bir realite şovunda olabilirim. | Open Subtitles | ,يمكنني الحصول على عطر بإسمي أو على خط انتاج حقائب يد للأطفال أو أكون نجمة برنامج واقعي مع فتيات رخيصات أخريات |
Bu yüzden şüpheli çantalar yüzünden o kadar insan arıyor demek. | Open Subtitles | الآن، أعتقد أنني أعرف سبب إتصال الكثير بشأن حقائب مثيرة للشك |
Yatağı her zaman derli topludur. Ne çantası burada, ne de eşyaları. | Open Subtitles | سريره دائماً مرتب , لا توجد أغراض ولا حقائب |
Kapıcı! Bayanın çantalarını getir ve onları içeri al, lütfen. | Open Subtitles | أيها العامل ضع حقائب الأنسة فى الخلف وخذهم إلى الداخل. |
Ben hiçbirşey kaybetmiyorum... belki birkaç fazla bavul hariç. | Open Subtitles | أنا لا أخسر أي شيء عدا ربما بعض حقائب السفر الإضافية |
Senin gibi hoş bir adam nasıl olur da metroda çanta peşinde koşar? | Open Subtitles | كيف يمكن لرجل لطيف مثلك يجول في كل مكان يسرق حقائب اليد في مترو الأنفاق ؟ |
Bütün planlarınız ve konuşmalarınızın sonucunda elimize geçen birkaç çanta bakır para. | Open Subtitles | كل خططك وكلامك اللعين ...سيقتلنا بجانب بضعة حقائب ردئية من الثقوب الفضية |
Bunlarla dolu 10 spor çanta orada duruyordu. | Open Subtitles | وكانت جالسة هناك 10 كميات من حقائب الحشيش |
çantaları seviyor. çantaları görüyorum, kadın çantaları. | Open Subtitles | يحب حقائب اليد ، أرى حقائب اليد حقائب يد السيدات |
Sanmam ki bu müstakbel el çantaları yetim olsun. | Open Subtitles | لا أظن هذه التماسيح التي قد تصبح حقائب جلدية هي يتيمة |
Hanımların ufak çantaları vardı. | Open Subtitles | حسناً السيدات كان لديهن بعض حقائب المساء |
Ve çocuklarımız eve çantalar dolusu madalya, birçok takdir ve arkadaşla döndüler. | TED | وأطفالنا يعودون لبيوتهم مع حقائب ملئت بالميداليات, والكثير من المعجبين والأصحاب |
Air France sayesinde voliyi vuracağız. çantalar dolusu para geliyor. | Open Subtitles | الصفقة الكبيرة قادمة من الخطوط الجوية الفرنسية حقائب مليئة بالمال قادمة |
Bel çantası takan adamlara da.... ...güvenilmeyeceğini düşünüyor. | Open Subtitles | و أيضاً يعتقد أن الرجال الذين يرتدون حقائب الخصر لا يمكن الثقة بهم |
Bir kaç tane de kulak tıkacı ve votkalı kurtarama çantası hazırlayayım. | Open Subtitles | سأعد حقائب مليئة بسدادات للأذن والفودكا من أجلنا. |
Ben erkeklerin kızların çantalarını taşırken gördüğümde, tuhaf olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | عندما أري فتيان يحملون حقائب الفتيات , اعتقد انه غريب |
Bazıları bavul dolusu malzeme getirir. | Open Subtitles | بعض الأشخاص يحملون حقائب سفر مليئه تماما لقد كانت تجلس على السرير |
Her aileye çok kullanımlık torba veriyoruz ve alışveriş yapıyorlar, sadece ücret ödemiyorlar. | TED | فنقوم بإعطاء كل عائلة حقائب قابلة لإعادة الاستعمال ونسمح لهم بالتسوق من دون أن يدفعوا أي شيء. |
Air France 592 sefer sayılı uçuş için bagaj alımı. | Open Subtitles | 592 حقائب المسافرين على رحلة أير فرانس رقم. |
Erkekler için, fermuarlı her türden valiz mevcuttur. | Open Subtitles | إن لدينا جميع أنواع حقائب السفر الرجالية ذوات السوستة |
Aynı sayıda Fransa'daki artık yemek torbaları hakkındaki yazıda Fransız bir adam tarafından s-kelimesinin yersiz kullanımı vardı. | TED | في نفس الموضوع، في مقطع عن حقائب الكلاب في فرنسا، كان هناك استخدام غير مبرر لشتيمة من قِبل رجل فرنسي. |
Öğleden sonra saat üçte bir ilköğretim okuluna gidin ve çıkan çocukları izleyin, ve şu 40 kiloluk sırt çantalarından taşıyorlar. | TED | فلو ذهبت إلى مدرسة إبتدائية في الثالثة عصراً وراقبت الأطفال وهم يخرجون، مرتدين حقائب الظهر الثقيلة التي تزن 80 باوند. |
Bak, onu sarabileceğimiz birkaç kuru temizleme torbası bulalım. | Open Subtitles | سأخبرك بماذا دعينا نجد بعض حقائب الخاصه بالتنظيف الجاف لذا يمكننا أن نخفيها بها |
Evi bomboş. Şimdi oradan geliyoruz. Ganimetle dolu olan valizler de yok. | Open Subtitles | لقد جاءنا للتو من هناك حقائب السفر والغنيمة اختفت |
Ama kimse evrak çantasını veya laptop'larını gizlemeyi düşünmez. | Open Subtitles | لا أحد يفكر في أن يخبيء حقائب العمل أو الكمبيوترات النقاله |
Düşmeden önce, para dolu bavulları atmışlar. | Open Subtitles | عمرو محمد محمود قبل أن يصتدموا بالأرض أوقعوا حقائب بها نقود |