ويكيبيديا

    "حقيقية" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • gerçek
        
    • gerçekti
        
    • büyük
        
    • gerçekçi
        
    • gerçektir
        
    • gerçekmiş
        
    • gerçekse
        
    • tam
        
    • çok
        
    • hakiki
        
    • doğruysa
        
    • gibi
        
    • cidden
        
    • gerçekten
        
    • doğru
        
    Amacı komik olmak. Böylece Stewart'ın komedi türü, olaylar gerçek değilse işe yaramaz. TED ويبدو أن كوميديا ستيوارت لا تعمل إلا إذا كانت تستند على وقائع حقيقية.
    Hayır, hayır, gerçek bir çalışma ve davranışsal ekonomi ile çok ilgili. TED كلا، كلا، كلا، هذه دراسة حقيقية ولها علاقة كبيرة جدا بالاقتصاد السلوكي.
    sen istediğine inanabilirsin, ama o kızla olan etkileşimim gerçekti. Open Subtitles يمكنك أن تصدق ما تريد لكن علاقتي بتلك الفتاة حقيقية
    Şu an büyük bir savaşta olduğumuzu söyleyebilirim ve aslında bu savaşı kaybediyoruz. TED نحن في حرب حقيقية في الوقت الحالي، وهي حرب نحن خاسرين فيها بالفعل.
    Hayatımdaki insanlar ile gerçekçi olmak konusunda cesur hâle geldim. TED أصحبتُ أكثر شجاعة حول كوني حقيقية مع الناس في حياتي.
    Bağımlılığın beyin-temelli bir hastalık durumu olduğu medikal ve nörolojik bir gerçektir. TED يعتبر ذلك الإدمان حالة مرضية تعتمدُ على الدماغ وهو حقيقية عصبية طبية.
    Hikaye gerçekmiş gibi gelebilir, ama bahse girerim ki bundan ibaret değil. TED أتعلمون، قد تبدو هذه قصة حقيقية ولكن أراهن أنها قصة غير مكتملة.
    Yalnızlık kendinizi bulacağınız yerdir, böylece diğer insanlara ulaşabilir ve gerçek bağlantılar kurarsınız. TED العزلة هي حيث تجد نفسك بحيث تتمكن من الوصول للآخرين وتكوين ارتباطات حقيقية.
    Vermont'taki bir güneş parkı, gerçek verilere göre metrekareye 4,2 vat enerji veriyor. TED وهنا ترون حقل شمسي في فيرمونت مع بيانات حقيقية تعطي 4.2 واط للمترالمربع
    gerçek anıları sahte anılardan eksiksiz bir şekilde ayırt edemeyiz. TED لا يمكن أن نميز ذكريات حقيقية موثوقة من ذكريات كاذبة.
    Fakat kara delikten gelen resme sıra geldiğinde gerçek bir muamma ile karşılaştık: Kara deliği daha önce hiç görmemiştik. TED لكن عندما يتعلق الأمر بصور لثقب أسود، فإننا نواجه معضلة حقيقية: لم يسبق وأن شاهدنا ثقباً أسوداً حقيقياً من قبل.
    Yüksek sesle konuşmanın gerçek ve bazen çok acı sonuçları var. TED في بعض الأحيان هنالك عواقب حقيقية ومؤلمة لعدم السكوت عن الخطأ.
    Eskiden kuyumcuda güvenlik olarak çalışmıştım. İnanın bana o elmaslar gerçekti ve büyüktü. Open Subtitles كنتُ أعمل كرجل أمن لحساب تاجر مجوهرات، وصدقاني، كانت تلك الماسات حقيقية وكبيرة.
    Semptomlar gerçekti ama hiçbir biyolojik sebebi yoktu dedi. TED قال أن الأعراض حقيقية لكن ليس ثمة سبب بيولوجي لها.
    Çünkü milyonlarca insanın hayatı tehlikede, belki de büyük bir felaketi önleyebilirsin. Open Subtitles لان ملايين الارواح في خطر انت ربما يمكنك ان تمنع كارثة حقيقية
    Ama Copeland bölümüne gidip de o kitapları okuyunca çok gerçekçi geldiler. Open Subtitles لكن ذهبت لجناح الكتب المحرمة وقرأت تلك الكتب وبدت لي حقيقية جداً
    Ne kadar saçma görünürse görünsün, Schrödinger'in kedisi gayet gerçektir. TED وعلى الرغم من أن فكرة قطة شرودنجر قد تبدو سخيفة، إلا أنها حقيقية جدًا.
    Kralın çocukları için, gerçekmiş gibi görünen, mekanik canlandırılmış oyuncaklar yaptı. TED فبالنسبة لأطفال الملك، صنع ألعابًا آلية متحركة تبدو حقيقية.
    Bugün size söylemek istediğim, sorunlarımız ne kadar gerçekse, çözümlerimizin de o kadar gerçek olduğudur. TED وما أريد أن أقوله لكم اليوم أنه رغم أن المشاكل حقيقية، فإن الحلول حقيقية أيضًا.
    Senin tam tersine, ne zaman gerçek bir konuşma yapsak kaçıyorsun. Open Subtitles عكسك انت لمذا تمشين بعيدًا كلما كان لدينا محادثه حقيقية ؟
    Ebedi kurtarıcı İsa Mesih'in hakiki ruhu içimizde yaşadığı için sevineceğiz. Open Subtitles نحن ذاهبون لنفرح أن في داخل كل منا يعيش روح حقيقية الوفاء الأبدي للمسيح, يسوع
    doğruysa, biliminsanları, "Harika, biliyoruz ki hipotez doğru" derler. TED و اذا كانت حقيقية .. فسيقول العلماء حسنا ..نعلم أن هذه الفرضية صحيحة
    Sun'ın yaptığından daha iyisini yapmak için cidden bir şanstı! Open Subtitles وهذة فرصة حقيقية لعمل شي أفضل مما عملته صن
    Ve bu bir kez olduğunda sentetik kromozomlarla da aynı şeyi yapabilmek için gerçekten bir şansımız olduğunu düşündük. TED وعرفنا بأنها ما تم معرفة ذلك فإنه لدينا فرصة حقيقية أذا تمكنا من صنع كروموسومات صناعية لصناعة مورثات صناعية.
    Ve başlangıçta arkadaşça başlayan hisler gerçek bir aşka doğru filizlendi. Open Subtitles وما بدأ في الأصل كصداقة عادية ازدهرت لتصبح قصة حب حقيقية.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد