Avcı hayatta olduğu müddetçe, kim yerini alırsa, mezarını da paylaşacak. | Open Subtitles | طالما أن المُبيدة مازالت حية فمن سيأخذ هذا المكان سيشاركه قبره |
Ee bu şey suyun dışında ne kadar hayatta kalabilir? | Open Subtitles | اذا، كم يمكن ان تظل هذه الشيء حية بدون ماء؟ |
Ama bunu gördüğümde gerçekten hayran kaldım, çünkü canlı gibi görünüyordu. | TED | لكننى انبهرت حقا عند رؤية هذا، فقد بدا سلوكها وكأنها حية. |
Asırlar önce atalarımız popüler bir eğlence olarak kedileri canlı canlı yakarlardı. | TED | في القرون الماضية كان بِمقدور سلفنا إحراق القطط حية كوسيلة شائعة لممتعة |
Annem ölmedi. Ölmedi, değil mi? Annem yaşıyor, değil mi? | Open Subtitles | أمي لم تموت, لم تموت أمي حية , أليس كذلك؟ |
Kan nakliyle seni istediğim kadar hayatta tutabilirim, bu konuda deneyimliyim. | Open Subtitles | بعمليات النقل, يمكن أن أجعلكِ حية بشكل غير محدد, وأنا مجرب |
Ne yaptığını biliyorum ve hayatta kalmayı başarman oldukça etkileyici. | Open Subtitles | أعرف ما فعلتيه, وكيف تمكنتى من البقاء حية شىء مؤثر |
Eğer hayatta olsaydı her iki kadının yaptığı gibi ondan bundan konuşacaktık. | Open Subtitles | إن كانت حية الآن كنا سنتحدث عن الأشياء مراراً و تكراراً كمرأتين |
O olmasaydı, çoktan ölmüştü. Hala hayatta olması bir mucize. | Open Subtitles | بدونه كانت ستكون ميتة انها معجزة بأنها ما زالت حية |
- Evet Yuri... Xania hala hayatta. Ama ondan nefret ediyordun. | Open Subtitles | زانيا لا زالت حية و لكنك تكرهها و لهذا حاولت قتلها |
Laboratuvarda sineği canlı tutmak için tetracycline adlı bir bileşim kullanılıyor. | TED | وللمحافظة عليها حية في المختبر، يستخدمون مركبا لمضاد حيوي يدعى تتراسايكلن. |
Eğer biz makineler isek, en azından prensipte başka şeylerden en az bizim kadar canlı makineleri yapma yeteneğine sahip olmamız gerekir. | TED | إذا كنا آلالات، إذاً في المبدأ على الأقل، ينبغي أن نقدر على بناء آلالات من بقية الأشياء، تكون حية كما نحيا نحن. |
canlı anılar, içi boş üniformalar sergi için titizlikle paketlendiler. | Open Subtitles | ذكريات حية, وازياء خالية كلها مُعبأة بعناية للمعرض ايها الملازم |
Onlara canlı yayında bir gizli servis ajanının, infazını izleyebileceklerini söyledim. | Open Subtitles | اخبرتهم ان بامكانهم الحصول على تغطية حية لاعدام عميل استخبارت سرية |
Eğer sağlam ve güçlü kalabilseydiniz, o da evinde kendi evinde, yaşıyor olacaktı. | Open Subtitles | اذا كنتم بقيتم مستقرين و اقوياء لكانت حية في منزلها وانتم ايضا لكن |
Büyücülük uygulaması ulusumuzun başkentinde yaşıyor ve gelişiyor gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو بأن ممارسة الشعوذة هي حية وتزدهر في عاصمة الأمة |
yaşıyor; dijital; tasarlanmış ve elde yapılabilir. | TED | إنها حية إنها الكترونية إنها مصممة ويمكن تصنيعها. |
Sonunda da 500'ün üzerinde yaşayan heykelle bir su altı müzesine. | TED | ثم في النهاية إلى، معرض تحت الماء، بوجود 500 منحوتة حية. |
Yapma böyle Baylene? Cennet Vadisi'ne sağ ulaşmak istiyor musun? | Open Subtitles | بحقك يا بايلين، لو أردت الوصول إلى أرض المقام حية |
Yaşlı bir kadını taş mezara diri diri gömecek miydin? | Open Subtitles | أكنت ستدفن المرأه العجوز حية في قبر من الصخر ؟ |
Çevrene bak; güvendesin evindesin, ve Yaşıyorsun. | Open Subtitles | انظري حولكِ , انت بأمان أنتِ في المنزل , و أنتِ حية |
Eğer hâlâ hayattaysa neden geçtiğimiz iki hafta boyunca ondan bir işaret görmedik? | Open Subtitles | حسناً، لو كانت حية لماذا إذن لم نسمع عنها شئ في الأسبوعين الماضيين؟ |
Ama şimdi hayattasın. Ve ameliyattan sonra, seni kontrole geldiğimde, hala hayatta olacaksın. | Open Subtitles | لكنكِ مازلتِ حية , لذا عندما أعود لأطمئن عليكِ بعد الجراحة |
Bunu söylemek için seni Lizaveta hâlâ hayattayken, babanın senden bahsettiği vakitler seçtim. | Open Subtitles | لقد اخترتك منذ مدة طويلة اخترتك منذ اللحظة التي حدثني والدك عنك, وكانت إليزابيث حية |
60'ların ruhunun hala içinizde yaşadığını görünce çok mutlu oldum. | Open Subtitles | أنا مسرورة لأن روح الستينات مازالت حية فيك ياابنتي |
Diyelim ki Sara hayattaydı... ve diyelim ki gerçekten onu birisine verdi. | Open Subtitles | لنقول أن سارة ما زالت حية ، وأنه بالفعل أعطاها لشخص ما |
Hâlâ yaşıyorum, ve Nirvana'yı buldum. | TED | أنا لا زلت حية ولقد عثرت على جنة النيرفانا. |
Senin dediklerini hiçkimse yapmaz. Ben hala hayattayım. | Open Subtitles | لا أحد يمكنه أن يفعل ما تطلبين أنا مازلت حية |
Beyler bu gerçek bir kadın, pek sık görmediğiniz bir şey. | Open Subtitles | إنها في الحقيقة امرأة حية حقيقية شيء لا ترونه أنتم كثيراً |