Eğer ben bunu sahnede canlı olarak yapabiliyorsam, her birinize beş dakika içerisinde bu tür cihazlardan birini nasıl kontrol edebileceğinizi gösterebilirim. | TED | وإذا استطعت فعل ذلك بشكل مباشر على المنصة، عندها أستطيع أن أريكم جميعًا في خمس دقائق كيف تشغلون واحدة من هذه الأجهزة. |
beş dakika içinde seni ararım. Bu kadar hızlı bağlantı kuramazlar. | Open Subtitles | سأتصل بك هناك بعد خمس دقائق لن يستطيعوا المراقبة بهذة السرعة |
Eğer acıya dayanamazsan, elini çekersin ve beş dakika içinde ölürsün. | Open Subtitles | إذا أزداد الألم تستطيعين رفع يـدك وسوف تموتين خلال خمس دقائق |
Senin iş konuşmalarının beş dakika sürdüğünü duysam, düşüp ölürdüm herhalde. | Open Subtitles | إذا سمعت بأنك أستمريت بكلام العمل لأكثر من خمس دقائق فسأموت |
Seni kör yarasa. Her beş dakikada bir sıçmıyor herhâlde. | Open Subtitles | أيها الأعمى لا يمكنها أن تقضي حاجتها كل خمس دقائق |
- Yaklaşık beş dakika içinde tam saldırı emri vermem gerekecek. | Open Subtitles | لدى اوامر بالهجوم الكامل اخبريهم ان يبدءوا الهجوم خلال خمس دقائق |
Buradan geçtikten sonra kolayca ilerleriz. Giriş ve çıkış beş dakika sürer. | Open Subtitles | وعندما نعبر من هذه النقطة، فالباقي سَهل الدخول والخروج في خمس دقائق |
Her başardığında, son ana bir beş dakika daha ekleyeceğim. | Open Subtitles | كل مره تنجح .. سوف أمدد المده خمس دقائق أخرى |
O zaman yolladıktan beş dakika sonra seni ararım. Tamam. | Open Subtitles | سأتصل بك بعد خمس دقائق من ارسالهم ، الى اللقاء |
beş dakika içinde, oğlum arabaya binmek için hazır olsun. | Open Subtitles | سيدة بايلوك ألبسي ابني و أوصليه للسيارة خلال خمس دقائق |
Beni buzdolabınızla beş dakika yanlız bırakın, sonra da anlaşırız. | Open Subtitles | أعطني خمس دقائق لوحدي مع ثلاجتك.. وستحصلين على الصفقه.. ؟ |
En kuvvetli kalp kasları bile en fazla beş dakika daha fonksiyonunu sürdürebilir. | Open Subtitles | و خمس دقائق هي الحد الأقصى حتى تعمل أقوى عضلات قلبية في العمل |
Acil müdahale mangasını beş dakika içinde hangar güvertesine istiyorum. | Open Subtitles | أود إطلاق تحذير الحراسة فى حظيرة الطائرات خلال خمس دقائق |
beş dakika önce ne dediğini ya da ne yaptığını umursamaz. | Open Subtitles | إنه لا يهتم إطلاقاً بما قلتَه أو فعلتَه منذ خمس دقائق |
beş dakika içinde birisi geleceğine bahse girerim. Hiç sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا أراهن بأنه شخص ما سوف يأتي خلال خمس دقائق |
Pozisyonunuz koruyun. SWAT ekibi geliyor. beş dakika içinde oradalar. | Open Subtitles | ابقوا في مواقعكم , قوة الاقتحام بالطريق بعد خمس دقائق |
Henüz beş dakika önce geldi. Şurada da yavru yumuşakçalarım var. | Open Subtitles | أحضرته تقريباً قبل خمس دقائق فقط و لدي صغار الرخويات هناك |
Limuzin beş dakika içinde burada olacak, benimse giyecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | تعرفين ، الليموزين ستحضر في خلال خمس دقائق وليس لدي شيئ ارتديه |
-Biliyorum, şuraya bir bak. sanki her beş dakikada bir yeni bina yapılıyor. | Open Subtitles | أعلم ، أنظر إلى هذا المكان المباني كل خمس دقائق ترتفع وهي كذلك |
Bekle. New York metrosundaki son Beş dakikan değil. | Open Subtitles | تماسك.انت لن تصمد خمس دقائق فى مترو الانفاق فى نيويورك |
Beş dakikanız var. Eski barakaya gitmek için Beş dakikanız var. | Open Subtitles | لديك 5 دقائق خمس دقائق حتى تجد الطريق إلى الكوخ القديم |
Ve şunu öğrendim; eğer hayatını dolu dolu yaşarsan, önemi yok, beş dakikaya veya 50 yıla sahip olmanın. | Open Subtitles | و تعلمت بأن اذا فعلت ذلك ستعيش حياتك كامله لا يهم اذا كان عندك خمس دقائق او خمسون سنه |
Dört ya da Beş dakikalık. Başka biri atlamayı düşünmüyorsa tabii! | Open Subtitles | اربع او خمس دقائق بالكثير الا اذا اراد شخص آخر القفز |
Sadece beş dakikamız olduğundan daha hızlı ve basit bir yol kullanmamız daha iyi olacak. | TED | ولأنه لدينا خمس دقائق فقط، فمن الأفضل أن يكون لدينا طريقة أسرع وأبسط. |
beş dakikadan az sürenin kaldığı şu anda tüm robo-karıncaları emmek için 2 vakum nozulu nereye yerleştirmelisin? | TED | بأقل من خمس دقائق باقية، أين يمكنكم وضع أنبوبان السحب لسحب كافة النمل الروبوتي؟ |
Hepsi korkunç bir yanlış anlaşılmadan ibaret. beş dakikacık verin. Teşekkürler. | Open Subtitles | كان الأمر سوء تفاهم فظيع، فقط خمس دقائق من وقتك |