ويكيبيديا

    "داخل" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • içine
        
    • içindeki
        
    • içinde
        
    • içinden
        
    • için
        
    • içeride
        
    • içerisinde
        
    • içi
        
    • içini
        
    •   
    • İçeri
        
    • var
        
    • da
        
    • altında
        
    • içindeydi
        
    O zamanlar, 15 yıl önce, canlı bir beynin içine bakma ve yaşam süresi içerisindeki gelişimini takip etme imkanına sahip değildik. TED وفي ذلك الوقت ، أي قبل 15 عاماً، لم يكن لدينا القدرة على النظر داخل دماغ إنسان حيّ ومتابعة التطور خلال حياته.
    Peki ya gerçekten beynin içine girip, bu film klibini düzenleyebilmemiz gerçekten mümkün mü, aslından farklı bir şeye dönüştürebilir miyiz? TED لكن هل هنالك إمكانية أن نستطيع الدخول إلى داخل الدماغ و تحرير لقطة الفيلم هذه؟ بحيث نستطيع جعلها مختلفة عن الأصل؟
    Önce beyniniz, kolunuzun içindeki motor nöronlara bir sinyal gönderir. TED أولاً، يرسل دماغك إشارةً إلى الخلايا العصبية الحركية داخل ذراعك.
    Bu yaklaşımın dagitim merkezinin içinde etkin olarak yaptığı şey onu büyük ölçüde eşzamanlı işleyen bir motora çeviriyordu. TED ولكن إن ما تقوم به هذه الطريقة بفاعلية داخل العاصمة هو تحويلها إلى محرك معالجة موازٍ ذو نطاق واسع.
    Irak'la savaşa girileceği belli olduğunda, Amerikan askerlerinin çok iyi korunacağını anladım ve ve işgali Bağdat'ın içinden izlemeye karar verdim. TED عندما باتت حرب العراق وشيكة، أدركت بأن القوات الأمريكية ستكون مغطاة بشكل جيد، لذا فقد قررت تغطية الغزو من داخل بغداد.
    Ve onun hayatını kurtarabilmek için, kafatası basıncını azaltmak zorundasın. TED ومن أجل إنقاذ حياته، عليك خفض هذا الضغط داخل الجمجمة.
    İçeride veya dışarıda, 3 milyona çok dost satın alınır. Open Subtitles داخل أو خارج السجن ثلاثية ملايين تشتري الكثير من الأصدقاء
    Gerçekten ama gerçekten kurtulmak istediklerinde Jim Crow South'dan ABD sınırları içerisinde mümkün olan en uzak noktaya, Alaska'ya gittiler. TED وحين رغبوا حقًا في الهرب بعيدًا، اتجهوا إلى ألاسكا، أبعد منطقة ممكنة داخل حدود الولايات المتحدة عن جنوب جيم كرو.
    Matematikçiler bu sayıyı daire içine çokgenler çizerek tahmin etmişlerdi. TED قدر علماء الرياضيات الرقم من خلال نقش مضلعات داخل الدوائر.
    Cevap, pelvis içine oturan oval kese olan mesanenin çalışmasında yatıyor. TED تكمنُ الإجابات في عمل المثانة، والكيس البيضوي الذي يقع داخل الحوض.
    Şimdiye kadar yapılmış olan tüm filmleri bu tüpün içine koyabilirim. TED يمكنني وضع جميع الأفلام التي صُنعت لحد الآن، داخل هذا الأنبوب.
    Ve iniş cihazı hava-dolmuşu diye tabir ettiğimiz cihazın içine tıkıştırılmış durumda. TED و ستكون العربة الجوالة مطوية على نفسها داخل ما ندعوه بالمكوك الهوائي
    Ayrıca, beş blok içindeki her çöp kutusuna ve lağıma bakılmasını istiyorum. Open Subtitles اريد كل سله مهملات وكل بالوعه تقع داخل منطقه بقطر خمس مبانى
    Büyük adamın içindeki küçük adam öyle dedi, değil mi? Open Subtitles هذا ما قاله الرجل الصغير داخل رأس الرجل الضخم, صح؟
    "Yeryüzünün içindeki inanılmaz sıcaklık ve baskıyla oluşan mineraller patlayarak... " Open Subtitles تشكلت بسبب حرارة وضغط مرتفعين داخل الأرض المعادن تنفجر في آخ
    Diş plağınızın içinde ne olduğunu... ...hiç merak ettiniz mi? TED هل تساءلتم يوما عما يوجد داخل طبقة البلاك الموجودة بأسنانكم؟
    Google Maps'i bu mağaralardan bazılarının içinde görebilmeyi çok isterdim. TED أود أن أرى خرائط جوجل داخل بعض من هذه الكهوف
    Bir sinapsa yakından bakalım. Ve gözlerimizi de yeşil nöronun içinden ayırmayalım. TED دعونا نقوم تقريب أحد الإشتباكات. و دققوا النظر إلى داخل الخلية الخضراء.
    Bu cihazın nasıl çalıştığını anlamak için, beyinlerimize bakmamız gerekecek. TED ولفهم كيفية عمل هذا الجهاز، علينا أن ننظر داخل أدمغتنا.
    İçeride duvara gömülü kasa dışında fazla bir şey yok. Open Subtitles داخل الخزنة هناك غرفة فارغة مع التأمين المُثبّت في الحائط.
    Afrika içerisinde para gönderme maliyeti daha da fazla: Yüzde 20'nin üzerinde. TED وأما تحويل المال داخل أفريقيا فتكلفته أعلى أيضًا أكثر من 20 بالمائة
    Bugün dahi milyonlarca kulak içi işitme cihazı 3B baskıyla üretiliyor. TED الملايين من السماعات داخل الأذن قد أصبحت تطبع بأبعاد ثلاثة اليوم.
    Arabasının içini ve çevresini inceledim. Silah veya boş kovan yok. Open Subtitles لقد تحققت داخل وحول السيارة لا سلاح , ولا غلاف رصاصة
    ve bu robotlar GPS bilgisi olmaksızın mekanlarda uçabiliyorlar. TED ويمكن لتلك الروبوتات الطيران داخل المباني بدون اجهزة تحديد المواقع
    Bunu küçük prefabrik parçalarla inşa ediyoruz bunlar hava ve ışığın kontrolü bir şekilde içeri girmesine izin veren pencereler. TED ونحن بصدد بناءه مع هذه القطع الجاهزة الصغيرة وهي النوافذ التي تسمح بدخول الهواء والضوء بطريقة متحكم بها داخل المبنى
    Ve yine, içinizde şu anda bu süreçten geçen milyarlarca hücre var. TED ومرة اخرى بلايين الخلايا تقوم بعملية الانقسام الخليوي الان في داخل اجسامكم
    Sadece, bir dizi farklı insanda bulunan karmaşıklıkları değil, her bir kişinin kendi içinde bulunan karmaşıklıkları da ortaya koyuyor. TED انها تمثل ليس فقط العقبات وجدت في استيعاب شخص مختلف عنا و لكن ايضا تعقيدات وجدت داخل كل شخص منفردا
    Ama çıkmamış, şu anda göçük altında, fakat kurtarma çalışmaları sürüyor. Open Subtitles لم يخرج بعد. ما زال داخل الأنقاض ولكنهم يعملون على إخراجه
    Vücudunuzdaki her atom bir zamanlar patlayan bir yıldızın içindeydi. Open Subtitles كل ذرّة بأجسادكم كانت ذات مرّة داخل نجم قد تفجّر

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد