- Hoşçakal astronotcuğum. Dur tatlım, uzaya gidiyorum ve dönmeyeceğim. | Open Subtitles | اوه , لا ترحلى أننى ذاهب إلى الفضاء ولن أعود |
Onu Roma Odası'na getir. Ben de şimdi oraya gidiyorum. | Open Subtitles | إحمله على دخول الغرفة الرومانية أنا ذاهب إلى هناك الآن |
Beni görmeni istiyorum, siğiller ve hepsi, ve evet striptiz klübüne gidiyorum. . | Open Subtitles | أنا أريدكِ أن تريني على طبيعتي و أجل أنا ذاهب إلى نادي التعري |
Şu büyük çiftliklerden birine mi gidiyorsun? - Evet. | Open Subtitles | أنت ذاهب إلى واحد تلك المزارع الكبيرة خارج، أليس كذلك؟ |
Nereye atandığımı görmek için gün içinde Sağlık Bakanlığına gideceğim. | Open Subtitles | ذاهب إلى وزارة الصحة لاحقًا اليوم لأرى أين تم وضعي |
Hey, Packard, bence Sand (Kumlu) bar'a gidiyor. Bu kez ben halledeyim! | Open Subtitles | أعتقد يا"باكارد" أنه ذاهب إلى حانة " ساندي, دعني أنا أتولى أمره |
Buraya kadar, ben eve gidiyorum. Bütün geceyi heba ettik. | Open Subtitles | قضي الأمر، أنا ذاهب إلى المنزل، لقد أهدرنا الليلة بأكملها. |
Sen kalıyorsun, ben gidiyorum. Bu şekilde olacak. | Open Subtitles | أبقي هنا،أنا ذاهب إلى القلعة هذا كل مافي الأمر |
Dönmeyeceğim. Yatla İspanya'ya gidiyorum. | Open Subtitles | لن أعود أنا ذاهب إلى اسبانيا على متن يخت |
Hastaneye gidiyorum. Benimle gelmek ister misin? | Open Subtitles | أنا ذاهب إلى المستشفى هل تود الذهاب معي؟ |
Tamam, şef. Götür bunları. Karımla uyumaya eve gidiyorum. | Open Subtitles | حسناًأيهاالرئيس،إعتقلهمجميعا ، أنا ذاهب إلى المنزل لأضاجع زوجتي |
Tony Bennett'in plağını dinlemek için mutfağa gidiyorum. | Open Subtitles | أنا ذاهب إلى المطبخ لسماع بعض اسطوانات توني بينيت. |
Amerikaya gidiyorum. Hep amerikaya gitmek istemiştim. | Open Subtitles | أتدرب على الإنجليزية لإنى ذاهب إلى أمريكا |
Stromboli'ye mi gidiyorsun? | Open Subtitles | أنا كنت في جنوب أفريقيا ذاهب إلى سترومبولي؟ |
Onların Grove'daki partilerine gidiyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أخبرني، أنت ذاهب إلى حفلتهم في البستان الليلة أليس كذلك ؟ |
İşte bu tablodaki favori bölümlerimden birisine gideceğim, ve tam anlamıyla çatlakları göreceğim. | TED | أنا ذاهب إلى إحدى الأجزاء المفضلة لدي في اللوحة، وسأقوم فعلا بالوصول إلى الشقوق. |
Hayır, hayır, işe gideceğim. Gitmeliyim. | Open Subtitles | لا, لا, أنا ذاهب إلى محطة الإطفاء لا بد لي |
Bolivar, Venezuela'nın para birimidir. Arkadaşımız Venezuela'ya gidiyor. | Open Subtitles | بوليفار هي العملة المستخدمة في فينزويلا صديقنا ذاهب إلى فينزويلا |
Ailesinin ve kız arkadaşının endişelenmesini istemiyor o yüzden yalan söylüyor Alaska'ya yani ulaşılmayacak bir yere gideceğini söylüyor. | Open Subtitles | لا يريد لوالديه و صديقته أن يقلقوا ، لذلك كذب و قال بأنه ذاهب إلى آلاسكا حيث سيجني ثروة |
Güzel, Bay Güney Afrika bu akşam Tucker'ın partisine gidecek misin? | Open Subtitles | حسنا، السيد جنوب أفريقيا، أنت ذاهب إلى هذه الليلة الحزب تاكر؟ |
Cenevre'ye çok gizli bir virüsün numunesini almaya gidiyorsunuz. | Open Subtitles | الموافقة، أنت ذاهب إلى جنيف إلى إحصل على عيّنة الفيروس السرّي للغاية. |
Genç bir hanım açarsa ona Washington'a gittiğimi söyle. | Open Subtitles | إذا ردت عليك سيدة شابة أخبرها أننى ذاهب إلى واشنطن .. |
Nereye gideceğimi sana söyleyeyim- doğru ofisime gidip, beni kaçıran Mafya patronu ve bu konuda bir şey yapmayan, baş müfettiş hakkındaki haberi yazacağım. | Open Subtitles | أنا سأخبرك بالضبط حيث أذهب. أنا ذاهب إلى مكتبي، حيث أنا سأكتب إرسالي القادم حول رئيس مافيا الذي إختطفني |
Annem tütünleri buldu ve galiba babam da bir yerlere gidiyormuş. | Open Subtitles | حسن، أمي وجدت اللفائف وأعتقد أن أبي ذاهب إلى مكان ما |