ويكيبيديا

    "صالح" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • iyi
        
    • iyilik
        
    • iyiliği
        
    • Saleh
        
    • uygun
        
    • lehine
        
    • - İyi
        
    • Aferin
        
    • yararına
        
    • iyisi
        
    • düzgün
        
    • faydası
        
    • dürüst
        
    • geçerli
        
    Daniel, kendi boyutundaki Teal'c'in iyi bir adam olduğunu söylüyor. Open Subtitles هذا الرجل دانيال، يقول ان تيلك في عالمه رجل صالح
    İyi bir adamsın. Sen unutmuş olsan bile ben bunu biliyordum. Open Subtitles أنت رجل صالح, أنا أعرف ذلك حتى لو نسيت أنت ذلك
    İtiraf etmeye utanıyorum. Karı eksikliği iyi bir adamın bile tavrını değiştirir. Open Subtitles ولكن من المؤسف القول إنّ غياب المرأة يغيّر حتى سلوك رجل صالح
    Onu aslında iyi bir çocuk olduğunu anlayacak kadar tanıyorum. Open Subtitles ما اعرفه عنه يكفي لأقتنع أنه في أعماقه فتى صالح
    Bir cinayeti yüzlerce iyilik bile bağışlatamaz. Open Subtitles حتّى مائة عمل صالح لا تكفّر عن جريمة قتل واحدة
    İyi bir babayım, ki sen bu konuda hiçbir şey bilemezsin. Open Subtitles , أنا والد صالح و هذا شئ لا تعرف عنه شيئاً
    Hayır. herkesin iyiliği için senin ortağın içeri gelse daha iyi olurdu. Open Subtitles لا , بل سيكون من صالح الجميع لو ان شريكك ظهر هنا
    İyi biriyle mi yoksa kötü biriyle mi oturduğuma karar vermeye çalışıyorum. Open Subtitles أحاول أن أقرر عما إذا كنت أجلس مع رجل صالح أم لا
    Oğluma daha iyi babalık yapması için ona tavsiye verdim. Open Subtitles ويطلب منى النصيحة .. كيف يصبح أب صالح لأبنى أنا؟
    İşte. İşte böyle. Budur, iyi oldu, çok iyi oldu. Open Subtitles خلاص، يكفي، يكفي، يا لك من شاب صالح، شاب صالح.
    Çünkü ben siz ava çıkabilesiniz diye iyi bir memurun adını kirletmeyeceğim. Open Subtitles لأنّي لن أجرّ اسم ضابطٍ صالح للحضيض بحيث يغدو بإمكانك تصيّد الأخطاء.
    Güvenli bir şekilde gittiğini görmek çocuk için iyi olur. Open Subtitles سيكون في صالح الفتى أن يراك وأنت راحل في امان.
    Ertesi gün. Bana güven sen, iyi biri değil o. Open Subtitles في اليوم التالي فقط ثقي بي، إن ليس قتى صالح
    Olayları biraz abartarak anlatmayı seviyor ama iyi bir adamdır. Open Subtitles أقصد إنه يختلق القصص ويبالغ فيها قليلًا، ولكنه رجلٌ صالح
    Ama her iyi adamda birazcık bir kötülük vardır, değil mi? Open Subtitles ولكن كل رجل صالح لديه جزء سيء صغير, أليس هو كذلك؟
    Ne kadar iyi bir adam olduğunu karıncayı bile incitmeyeceğini söyledi vs. Open Subtitles قال: يا لهُ من رجل صالح إنه لم يؤذي ذبابة من قبل،
    Söz veremem ama merak etme o iyi niyetli bir hayalettir. Open Subtitles لايمكنني أن أعدك حيال ذلك، لكن لا تقلقي إنه رجل صالح
    Sen neden bahsediyorsun, güçlü bir ruh, iyi bir adam? Open Subtitles وكيف تعرف أنت إذا كان صالحاً أم غير صالح ؟
    Arkadaşlığımızın kalan son parçasını kurtarmak istiyorsan bana bir iyilik yap. Open Subtitles إذا كنت تريد لانقاذ لدينا الماضي أجاد الصداقة، هل لي هذا صالح.
    - Bu halkımızın iyiliği için. - Führer'in emirleri nihaidir. Open Subtitles ـ انها من أجل صالح الناس ـ أوامر الفوهرر نهائية
    Ancak, Washington'daki politik bağlantılarım sayesinde Sam, Saleh ve diğer ajanların birlikte görev yaptığı birliği yöneten operasyon müdürünün ismini buldum. Open Subtitles ولكن، مع اتصالاتي في واشنطن, استطعت الحصول على اسم مدير العمليات الذي كان يدير عمليات قوات المهام لـ (سام) و (صالح)
    Yaşamaya uygun diye tanımlayacağımız bir durumdan buna doğru değişti çünkü yaşamın üç gereksinimi burada çok önce mevcuttu. TED وقد تغير عن الحالة التي كانت لِتصنفَه ككوكب صالح للحياة، لأن المتطلبات الثلاثة الرئيسية للحياة كانت موجودة منذ زمن.
    Sayılarının artmasının verdiği güçle köpek ve sırtlan arasındaki savaş köpeklerin lehine dönüyor. Open Subtitles بقوّتهم الجديدة في كثرتهم تصير المعركة بين الكلاب والضباع في صالح الكلاب تمامًا
    - İyi bir adamdır... sıkıntılı, ama iyi bir adamdır. Open Subtitles .. إنّه رجل صالح مثير للمتاعب، لكنّه صالح
    Aferin oğluma. Open Subtitles وسآتي لأساعدك, حسنًا؟ ولد صالح
    Yani başkasının yararına yapılan özverili bir harekettir. TED وهو كذلك تصرف غير أناني ويهدفُ إلى صالح الشخص الآخر فقط.
    Sadece ev için en iyisi neyse onu yapmak istiyorum. Open Subtitles أنا فقط أريد أن أعمل ما هو في صالح المنزل
    İyi kalpli düzgün bir adamla mutluluğu bulmanı istiyorum. Open Subtitles أريدك أن تجدي السعادة مع رجل صالح يملك قلباً طيباً رجل مختلف عني
    Gerçeği bilseniz bile bunun artık kimseye faydası olmaz. Open Subtitles وحتّى ولو عرفت الحقيقة قد تكون ليست في صالح أي أحد
    Çocukken o dizileri izleyişimi ve benim için anlamlarını düşününce Owen'ın kahraman, dürüst Mavi Şahin'i olmayan bir dünya düşünemiyorum. Open Subtitles هذا الرجل اصبح نجم سينمائي مثلما نحاول ان نستغل الموقف لاجل صالح الجميع انه وقت ان نعطي السيد بيوبيلي زيارة
    Acele etseniz iyi olur çünkü bu teklif sadece 24 saat için geçerli. Open Subtitles يجدر بكم العجلة، لأن هذا العرض صالح لـ24 ساعة فقط

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد