Bugün sizin için zor geçecek, evinize mutlu döneceksiniz, ...çünkü paranızı dürüstçe kazanacaksınız. | Open Subtitles | اليوم سيكون يوماً صعباً بالنسبة لكم لكنكم ستذهبون الى بيوتكم وتنفقون أموالكم بشرف |
Kellesini uçurmak yeterince çetrefilli olurdu ama sadece topuzunu almak çok daha zorlu bir iş olmuştu. | Open Subtitles | إن أردت قطع رأسه لكان الأمر صعباً ولكن أقتناص خصلة شعرة كان أكثر صعوبة |
Demek istediğim, işler kolay olmadığında. Karmaşık olduğunda. Acı verdiğinde. | Open Subtitles | أعني عندما يكون الأمر صعباً و معقداً , و مؤلماً |
Bununla baş etmek uzman bir istihbaratçı için yeterince zordur. | Open Subtitles | و سيكون صعباً بالقدر الكافي لأي عميل متخصص للتعامل معه |
Bunun zor olduğunu biliyorum, ve seninle çok gurur duyuyorum. | Open Subtitles | أعرف أن هذا كان صعباً عليكِ لكنني فخورة جداً بكِ |
Yanımda hiç getirmedim, o yüzden bunu yapman biraz zor olacak. | Open Subtitles | لم أحضر أي كتب معي إلى هنا لذلك سيكون ذلك صعباً |
Tedaviler ve müdahalelerin keşfi ve geliştirilmesi elbette çok güç. | TED | بالتأكيد ، كان ذلك صعباً أن نكتشف و نطور تلك التداخلات و العلاجات |
İşte. O kadar da zor değilmiş değil mi tatlım? | Open Subtitles | انتهيتِ ، لم يكن هذا صعباً أليس كذلك يا عزيزتي؟ |
Duymak giderek zorlaşıyor. Sürekli bir gürleme sözkonusu. | Open Subtitles | أصبح الأمر صعباً لغاية لسماع أى شيء هناك صوتٌ مستمر |
Babanın bu işin içinde olduğunu öğrenmek senin için zor olmalı. | Open Subtitles | بالتأكيد كان صعباً عليك أن تكتشف تورط والدك فى كل ذلك |
Başka bir şansım olsun isterdim. Bu senin için zor oldu biliyorum. | Open Subtitles | حسناً,أتمنى لو كان لديّ خيار آخر أعلم بأن هذا كان صعباً عليك |
Bu barbekü senin için oldukça zorlu ve karşılığını alamayacağın bir şey olacak. Fakat sen bunun üstesinden geleceksindir, Marge. | Open Subtitles | هذا الشواء سيكون صعباً ومجهداً عليك لكني أعرف أنك قادرة على ذلك، مارج |
Başından beri bunun zorlu bir yarış olacağını biliyorduk. | Open Subtitles | لقد عرفنا منذ البدايه ان كل هذا سيصبح طريقاً صعباً |
-Sauvage kolay şık olsaydı kardeşim bu gece kayıp olmazdı. | Open Subtitles | لو لم يكن الاختيار صعباً لما كانت اختي مفقوده الليله |
Biz boşandık. Bu çocuklar için her zaman zordur, değil mi? | Open Subtitles | نحن مطلقان، هذا يكون صعباً على الأطفال دوماً، أليس كذلك ؟ |
Neyin peşinde olduğumuzu biliyorlarsa, aklını emmek çok zor olacak. | Open Subtitles | إنّ استنزاف ما بعقله سيكون صعباً إن عرَفتا ما نريده |
Küçük bir kasaba ve başlarda biraz zor olacak. | Open Subtitles | مزرعة ريفية . سيكون الأمر صعباً في البداية |
güç, devlet ve savaş kavramlarını anlamakta zorlanıyordu. | Open Subtitles | كان صعباً عليها أن تفهمه ما اقصده أن كلمات مثل السلطة ، الحكومة والحرب |
Vatandaşlarımızın, devlet için daha iyi iş ortakları olmasını sağlayabiliriz, o kadar da zor değil. | TED | نستطيع حث المواطنين ليكونوا شركاء أفضل للحكومة، وذلك ليس صعباً. |
Kendimi terli hissediyorum... ..ve nefes almam zorlaşıyor. | Open Subtitles | انا اشعر ان جسدي كله يتعرق والتنفس اصبح صعباً |
Ama bilirsin, güçlü olmanın anahtarı bu kadar sert değildir. | Open Subtitles | قاسية حقاً لكن تعرفين, المفتاح لكي تكوني قاسية ليس صعباً |
Daha önce hiç ailesi olmamış, ve her şey gerçekten çok zormuş. | Open Subtitles | لم يسبق أن حصل عبى عائلة وقد كان الأمر صعباً عليه |
Diğerleri ise yeni konaklara yayılmakta zorluk yaşayabilir. | TED | آخرين قد يأخذون وقتاً صعباً في الانتقال إلى عوائل جديدة. |
Kızımız hamile kaldığında gizlemeye çalıştık ama işimiz çok zorlaştı. | Open Subtitles | إبنتنا أصبحت حامل حاولنا إخفائها لكن الأمر أصبح صعباً |
Galiba ablan, kendi kimliğini ortaya çıkarmanı zorlaştırıyor. | Open Subtitles | مثل أن أختك تجعل الأمر صعباً عليكِ حتي ترسخين هويتك الخاصة |
Ve onlar için bu sorunun zor bir soru olduğunu anladım. | TED | ووجدت أنه كان سؤالاً صعباً بالنسبة إليهم ليجيبوا عليه في الحقيقة. |