ويكيبيديا

    "ضغط" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • stres
        
    • tansiyon
        
    • tansiyonu
        
    • basıncın
        
    • basınçlı
        
    • basıncına
        
    • basınca
        
    • basıncı
        
    • basmak
        
    • bastı
        
    • stresli
        
    • stresi
        
    • sıkıştırma
        
    • basmış
        
    • basıncını
        
    RH: Evet emin değildik. Demek istediğim tüm stres bu yüzdendi. TED ر.ه: صحيح،لم نكن واثقين. أعني، كان ذلك يضعنا تحت ضغط كبير.
    Aşırı stres kan basıncını yükseltip kanamaya yol açmış olabilir. Open Subtitles التوتر الشديد قد يرفع ضغط الدم و الذي يسبب النزيف
    Pek değil, bence tam tersi. Belki de yüksek tansiyon. Open Subtitles بالكاد , أقول العكس ربما يعانى من ارتفاع ضغط الدم
    Tabii ya belki de ilaç alıp, içki içti ve tansiyonu çıktı. Open Subtitles قد يكون عانى من ضغط دم مرتفع حبوب زيادة,او انه كان سكيرا
    Kan basıncın yükseldi böbreküstü bezlerin aşırı hızlandı ve beyaz hücre sayın, bir yerini kırmış olabileceğine işaret ediyor. Open Subtitles إرتفع ضغط دمك و ازداد إفراز هرمون الأدرينالين و خلايا الدم البيضاء متجمعه لابد أنك تعرضت لكسر في العظام
    biri yüksek biri alçak basınçlı kütleler birbirlerine temas ediyorlar. Open Subtitles إحداهما ذات ضغط عالي، والأخرى ذات ضغطٍ منخفض يرتبطن معاً
    Yalnızlık, yüksek kan basıncına ve yüksek kolesterole neden olur. TED فالوحدة تسبب ارتفاع ضغط الدم وارتفاع الكوليسترول.
    Sadece basınca ve bu belirtilere sebep olan bir blokaj var. Open Subtitles لا يوجد ورم فقد حاجز يسبب ضغط فيسبب أعراض
    Durum çok kötü. Mike'ın kan basıncı 40'ın altına düşmüş durumda. Open Subtitles لدينا مشكلة يا جون، ضغط دمّ مايك نزل إلى منتصف الأربعين
    stres, baskı olmamalı, gereksiz yere güç sarfetmeni sağlayacak hiçbir şey olmamalı. Open Subtitles بدون تعب، أو ضغط لا شيء قد يتسبب بمجهود لا حاجة له
    Gülmek stres arttıran kortizon, adrenalin ve dopamin gibi hormonların seviyesini düşürürken endorfin gibi ruh halini düzelten hormonların seviyesini yükseltir ve tansiyonu düşürür. TED والابتسام يساعدك في تقليل الهرمونات الناتجة عن للتوتر مثل الكورتزول والادرلينالين والدوبامين ويرفع الابتسام دفق هرمونات السعادة مثل الاندورفين ويقلل بصورة عامة ضغط الدم
    stres, artan kan basıncı sonucu kardiyovasküler hastalığı arttırır. TED والإجهاد يزيد من أمراض القلب والأوعية الدموية كنتيجة لزيادة ضغط الدم.
    Oh, Tanrım, lanet olası tansiyon... Biliyor musun? Ben biraz rahatlamak istiyorum. Open Subtitles حسناً إن ضغط دمي أتعلمين أظن أنه علي أن أفعل شيئاً لأرتاح
    Yegor'un tansiyonu yüksek ve benim de işe gitmem gerekiyor. Open Subtitles عنده ضغط عالي و من الضروري أن أكون في العمل
    Kan basıncın yükselecek ayrıca kalp damarların sıkışacak. Open Subtitles ضغط دمك سيرتفع بينما أوعيتك القلبية تتقلص
    Bunun anlamı, su soğutmalı reaktörleri 20 cm kalınlığında çelik duvarlı basınçlı bir kap gibi inşa etmek gerekiyor. TED هذا يعني أنه لابد من بناء مفاعل مبرد بالماء كوعاء ضغط ذو جدران من الفولاذ وبسماكة أكثر من 20 سنتيمتر.
    Uykusuzluk; ateşlenmeye, halüsinasyon görmeye, yüksek kan basıncına sebep olabilir. hatta uykusuzluk, diyabet ve obeziteyle bile ilişkilendirilebilir. TED قد تعرضنا قلة النوم أيضا إلى الالتهاب و الهلوسة و ارتفاع ضغط الدم. كما يعتقد أن لها علاقة بالسكري والبدانة.
    Sen uzun bir adamsın. Sahip olduğun bütün basınca ihtiyacın var. Open Subtitles أتذكر ضغط الدم، أنت رجل طويل، يلزمك كل ما تستطيع الحصول عليه
    Güç kalkanları, hangardaki basıncı değiştirmeden giriş ve çıkışları sağlar. Open Subtitles تسمح حقول القوة للسفن بالخروج والدخول دون تخفيف ضغط المقصورة
    Çünkü iyi olduğumu söylediğin şey büyük yeşil bir düğmeye defalarca basmak. Open Subtitles لأن الشيء الذي تقول بأني جيدة فيه ضغط الزر الأخضر لعدة أشياء.
    Dairenin olduğu kata geldiğimde, birisi ışık düğmesine bastı. Open Subtitles عندما دخلت العمارة السكنية ضغط شخصاً ما على زر المصباح
    Çünkü eğer onlardan hoşlanırsan, şey, bu sadece stresli olur. Open Subtitles فقط لأنك لا تطيقهم لأنك لو أحببتهم فسيكون هناك ضغط
    Açıkçası, yüksek tansiyon iyi değil. Sakin kalması gerekiyor. stresi azaltın. Open Subtitles ارتفاع ضغط الدم ليس أمراً جيداً عليها التريث قليلاً وتخفيف التوتر
    Fakat bu miktar akıllıca sıkıştırma formatlarıyla azaltılabilir. TED لكن يمكن تقليل هذا المقدار من خلال تنسيقات ضغط ذكية.
    Galiba başka bir numara aramaya çalışmış. Tuşlara rastgele basmış. Open Subtitles أفترض أنه كان يحاول طلب رقم آخر لكنه ضغط على أرقام عشوائية

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد