ويكيبيديا

    "طاولة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • masasını
        
    • masayı
        
    • masasından
        
    • masamız
        
    • masam
        
    • yer
        
    • masanız
        
    • bir masa
        
    • masaları
        
    • masasındaki
        
    • masası
        
    • masada
        
    • bir masanın
        
    • masasına
        
    • masasında
        
    Sokaklardan gelen bir kadının aile üyelerimizin masasını beklemesine izin mi verdin? Open Subtitles أنتِ قد سمحتِ لإمرأة من الشارع أن تخدّم على طاولة لأعضاء عائلتنا؟
    Bu sorunu çözmek için Stanford Üniversitesi'nden Dr. Brown'la birlikte sanal diseksiyon masasını geliştirdik. TED من أجل معالجة هذا، وضعنا مع الدكتور براون في ستانفورد: طاولة التشريح الافتراضية.
    Cidden, senin yüzünden masayı her hazırladığımda gözlerimden yaşlar akıyordu. Open Subtitles بسببك عندما أجهز طاولة الطعام للعشاء الدموع تستمر في السقوط
    Büyük poker masasından 6000 feet yukarıdayken bunu konuşmak kolay. Open Subtitles من السهل قول ذلك عندما تكون على مسافة 6000 قدم فوق طاولة البوكر الكبيرة
    Bilardo masamız olsaydı, evin enerjisi... daha da inanıImaz olurdu. Open Subtitles ربما ستكون الطاقة مذهلة أكثر لو كان لدينا طاولة بلياردو
    Üstünde adın yazılı bir masam var, yemek yiyecek parası olmayanlara. Open Subtitles لقد أعددت طاولة تحمل اسمك للذين ليس معهم نقود تكفي وجبة
    İki numaralı masa için iki kişilik yer ayarlayabilir misin? Open Subtitles هل يمكنك رجاءً التأكد ثانية من حجز طاولة لشخصين ؟
    bir pinpon masasını alıp üzerine projektör koydular, TED أحضروا طاولة البينج بونج ، وجهاز عرض فوقه
    Kız kardeşim çocukların masasını yan odada hazırlamasına rağmen, ben boğaz ağrısına yakalanırım. Open Subtitles اختى تضع طاولة للاطفال فى الحجرة المجاورة ولا ازال اصاب بالتهاب الحنجرة
    Yaptığım piknik masasını koyacak kadar büyük. Open Subtitles فقط كبيرة كفاية لتتسع طاولة النزهة التي صنعتها.
    - Dünyadaki en seçkin masayı başka bir adamla paylaşmayacağım. Open Subtitles لأنني لن أشارك أفخر طاولة في الوجود مع رجل آخر
    masayı kurdum patatesleri pişirdim... ve o evde değil. Open Subtitles جهزت طاولة الطعام وطبخت البطاطس ولم تأتي بعد
    Hele şükür gelebildiniz! Son masayı kaptım, gidelim. Open Subtitles حمداً لله، وصلت أخيراً حصلت على آخر طاولة
    Dinle, pinpon masasından senin yatak odana nasıl gittik ve tam olarak ne oldu bilmek istiyorum. Open Subtitles احتاج لمعرفة بالضبط كيف وصلنا من طاولة لعبة كرة الطاولة إلى غرفتك و ماذا حدث؟
    O elektroşok masasından kalktığıma memnunum, ama dürüst olmak gerekirse uzanmak hoşuma gidiyordu. Open Subtitles يسعدني للتخلص من طاولة الكهرباء رغم أنني أعترف بأنني استمتعت بالاستلقاء
    Bugün, burada size göstermekten mutluluk duyduğum şeylerden biri de bizim sanal otopsi masamız. TED ومن الاشياء التي انا سعيد لانني سوف اريكم اياها اليوم هي طاولة تشريحنا الافتراضي
    En rezil insanlardan daha rezillerle doluydu masam. Open Subtitles كان ثمة شخصٍ أرقى مني جالس على طاولة المومس
    Burası çok kalabalık ve sizler dört kişilik yer işgal ediyorsunuz. Open Subtitles وانتن تحتلون طاولة بها أربع أماكن فارغة ويبدو أنكّن أنهيتم طعامكم
    Saat 8:00 yada 8:30 için bir masanız varmı? Open Subtitles نعم أنا أعرف أنني متأخر بعض الشيء ولكن هل من الممكن أن أحجز طاولة لاثنين الساعة 8 او 8.30؟
    1993 yılında Seattle’daki konferansta bir masa vardı ve Marc Andreessen adındaki bir adam WWW için yazdığı küçük browserini tanıtıyordu. TED في 1993، كان هناك طاولة في نفس المؤتمر في سياتل، وكان هناك شخص يُدعى مارك أندريسن قام بعرض متصفحه الصغير للويب
    Hem evde oturup film izlemek dururken kimin iki kişilik masaları ve ne giyeceğini dert ederek kaybedecek vakti var? Open Subtitles من الذي يحتاج حقا لصداع إضافي من القلق بشأن طاولة لإثنين ومعجم ندم من أجل ليلة سينمائية
    Otopsi masasındaki ayağında bot olan bacak kadar garip değildir Open Subtitles لنْ يكون غريباً بقدر قدمٍ مع حذاءٍ على طاولة تشريحي
    Kendinden ızgarası, güveç göstergesi, ütü masası ve burda da ayak yıkama küveti var, bayanlar tüm gününü önünde geçirdiği için. Open Subtitles لديه أربعة عيون و مؤشر للحرارة, و طاولة للكي و حوض لنقع القدم و طالما أنكِ امرأة فستقضين اليوم كله أمامه
    Üstelik söz konusu masada oturduğumuz süre içinde... senin için yaptığım bu enfes yemekten iki bilemedin üç lokma aldın. Open Subtitles كل الوقت الذي تحدثنا به على طاولة العشاء وأنتي أكلتي أيضًا, ولربما الثلاث قضمات من هذا العشاء المدهش الذي أعددته
    Arabadaki R.E.M. 'den Fransa'nın güneyinde gece vakti bir masanın etrafındaki The National'a. TED ومن آر.إي.إم في مركبة إلى مواطن جالساً حول طاولة ذات ليلة جنوبي فرنسا
    Bu sadece beni ameliyat masasına yatırmak için uydurdukları birşeydi. Open Subtitles لقد كانت مجرّد أقاويل ذكروها لكي يضعونني على طاولة العمليات
    Sadece, ikimizi annemle babamın yemek masasında otururken hayal ettim de. Open Subtitles تخيلتنا فقط نجلس أنا و أنت على طاولة الطعام مع والديَّ

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد