Az önce icabına baktığım şu ağzı kalabalık herif gibi biri... iskambil kağıdını ağaca mıhlamadan önce hile yaptığınızı söyledi. | Open Subtitles | ثرثار آخر كهذا الثرثار الذي توليت أمره تواً قال إنك تلاعبت بورقة اللعب تلك قبل أن تثبتها على تلك الشجرة |
şu ayak tırnaklarına bakarsak bunun küçük bir Lamisil canavarı olacağına bahse girerim. | Open Subtitles | من النظرة على تلك الأظافر أراهن أنه أحد وحوش لامسيل الصغيرة شخصية دعائية |
Ama ben şu salak işten dolayı annemin o kadar baskısı altındayım ki sonunda çok çalıştığım bir şeyi elde ettim ve şimdi de yakalanacağım. | Open Subtitles | أنا فقط ، أنا فقط تحت ضغط كبير من أمي للحصول على تلك الوظيفة الغبية أخيرا أنا أعمل بجد للحصول على شيء و لكني سأخسره |
Odaya davet edildiyseniz, o masada bir yeriniz olduğunu bilin ve o masada bir yeriniz varsa konuşma sorumluluğunuz da vardır. | TED | إذا كنت قد دُعيت للغرفة، تعرف بأن لديك مقعدًا على تلك الطاولة، وإذا كان لديك مقعد على الطاولة، عليك المسؤولية للتحدث. |
Üçüncü kural, ben bu bilgiyi geri aldığımda o sadece birinin boyu, kilosu ve nerede doğduğu bilgisinden ibaret değil, onun bağları olmalı. | TED | الشرط الثالث هو أنني عندما أحصل على تلك المعلومات فهي لا تحوي فقط طول ووزن شخص ما أو متى وُلد، هي تحوي علاقات. |
Sanırım, gizli başyapıtın üzerinde çalışan üçünüz arasında, sen hayata getirdin. | Open Subtitles | أعتقد أنكم أنتم الثلاثة جعلتموه حياً أثناء عملكم على تلك التحفة |
Bir şeyler ters giderse, bu karmaşanın üzerine bir bomba at. | Open Subtitles | إذا لم تسر الأمور بشكل صائب ستلقي قنبلة على تلك الفوضى |
şu bebeksi tene bir bakar ve bir kız daha bulduklarını düşünürler. | Open Subtitles | نظرة واحدة على تلك البشرة الناعمة و سيظنون أنهم يترصدون فتاة أخرى |
şu günlük programa bakıp bir çelişki var mı diye bana dönebilir misin? | Open Subtitles | هلاّ ألقيتِ نظرة على تلك الجداول اليوميّة وتعلمينني إذا ما رأيتِ أيّ تعارض؟ |
şu şirketlere bir göz at, ve ne düşündüğünü söyle. | Open Subtitles | ألقي نظره على تلك الشركات و قل لي ما رأيك |
şu anda yerde, ölü olarak yatan kişi peşinde olduğunuz şüpheli mi? | Open Subtitles | هل الرجل الميت على تلك الأرضية المشتبه به الذي كُنت هنا لإعتقاله؟ |
şu kayıp kızın bulunmasını sağlayan adam sensin, değil mi? | Open Subtitles | مهلاً، أأنت الذي ساعدتهم في العثور على تلك الفتاة الصغيرة؟ |
şu koridorda gördüğüm fıstık için fazla yaşlı değil misin sen? | Open Subtitles | ألم تكبر قليلاً على تلك المثيرة التي رأيتها في الردهة للتو؟ |
Neyse ki o göğsünde bir harf için daha yer var. | Open Subtitles | هو شيء جيد هناك غرفة على تلك صدر لك للرسالة الأخرى |
- Çok düşünceli bir davranış. o divanda çok rahatsız olmuş olmalısın. | Open Subtitles | لابد أنك كنت غير مرتاحاً على الإطلاق فى النوم على تلك الأريكة |
Üstüne o şapkayla pelerini her giyişinde bu güçten yararlanıyorsun. | Open Subtitles | تتعمق بذلك كُلَّ مَرَّةٍ ما وَضعتَ على تلك القبعةِ والعباءةِ |
Ama sizin yüzünüzden bir daha o şansı yakalayabilecek miyim bilmiyorum. | Open Subtitles | ولكن بفضلك، أجهل ما إذا كنت سأحصل على تلك الفرصة ثانية. |
Dört yıl geçti hala beni o lanet listeden silmediler. | Open Subtitles | مضت أربعة سنوات ومازلت على تلك اللائحة اللعينة إنهم أوغاد |
Her zaman bir külüstür üzerinde çalışır, yardım etmem için ısrar ederdi. | Open Subtitles | دائما يعمل على تلك الخردة والتي أصر على أن اُساعده في إصلاحها. |
Önümüzdeki birkaç hafta baştan aşağı bu davalar üzerinde çalışacaksınız. | Open Subtitles | في الأيام القليلة القادمة، ستعملون على تلك القضايا قلباً وقالباً |
Ve sonra gidip şehir dışındaki gölün üzerine onun küllerini serpiştirdim. | Open Subtitles | و بعد ذلك طرت و بعثرت رمادها على تلك البحيرة المعزولة |