Dün Manhattan'daki en iyi hastanelerden birine işe gitmek için taksi çeviriyordum. | Open Subtitles | البارحة اخذت سيارة اجرة إلى عملي في واحدة من افضل مستشفيات مانهاتن |
Görüyorum ki paramı kazanmak için yaptığım işe heves etmişsin. | Open Subtitles | ربما عملك أيضاً، برؤية أن لديك طموحات في مجال عملي |
Bayan, üzgünüm, ama ben, beni yanlış anladınız... bu şu okuduğunuz yüzünden, çünkük ben tam olarak o işi yapmıyorum. | Open Subtitles | سيدتي ، آسفُ، لكن أظن أنك أسأت فهم ما قرأتي لأن عملي ليس كذلك بالضبط أعمل في العيادة على الغالب |
ama çalıştığım yerde depoda 1.000.000 tümen değerinde stok var. | Open Subtitles | لكن في مكان عملي هناك مليون تومان مدخرة لي هناك |
Sadece bu işi yapıp New York'a zamanında dönüp işime başlamak istiyorum. | Open Subtitles | فقط أريد أن أنجز هذا العمل و أعود أدراجي لنيويورك لأبدأ عملي |
Hayır, işimle ilgili. Yaptığım işte iyi olduğumu söylemeni istiyorum. | Open Subtitles | بخصوص عملي ، أريدك أن تخبرني أني جيد فيما أفعله |
Ona saat 02:00'ye kadar işten çıkamayacağımı söyledim. Yine de gelmemi söyledi. | Open Subtitles | وأخبرتُها أنّي لن أنهي عملي حتّى الثانية فأمرتني بالحضور على أيّة حال |
Benim çalışma hattımda başka bir tür silah kullanıyorum kurşunsuz bir silah. | Open Subtitles | في عملي استخدم نوعاً اخر من المسدسات مسدس لا يحتاج الى رصاص |
2006 yılında Google'da işe başladığımda Facebook henüz iki yaşındaydı, Twitter ise henüz doğmamıştı. | TED | عندما بدأتُ عملي في جوجل في عام 2006، كان عمر الفيسبوك عامين فقط، ولم يكن للتويتر وجود بعد. |
Değiştirmiş olduğum hayalim beni bugün yaptığım işe yöneltti: göçmenleri devlet dairesinde çalışmak için eğitmek ve kapsayıcı demokrasi için bir harekete öncülük etmek. | TED | حلمي المُعدل قادني إلى عملي اليوم: تدريب المهاجرين ليشغلو مناصب عامة وقيادة حركة من أجل الديموقراطية الشاملة. |
Bütün bu kablolar en sonunda verileri Perth'de bulunan bir süper bilgisayara gönderirler ve bu noktada ben işe giriyorum. | TED | الآن، كل هذه الكيبلات تحضر المعلومات بالوحدة وترسلها لحاسوب عملاق في بيرث وهنا يبدأ عملي. |
Ancak teknolojiyi anlamak için bizim de bu işe girmemiz kaçınılmazdı. | TED | لكن لكي نفهم التكنولوجيا، كان لابد من العمل بشكل عملي |
Aslında birkaç hafta önce işi bıraktım bu yüzden bu aralar aylaklık yapıyorum. | Open Subtitles | أنا في الحقيقة، تركت عملي من أسابيع قليلة مضت والآن أتسكع هنا وهناك |
Bak, senden bu gece yaptığım işin Tanrının bir işi olduğunu anlamanı istiyorum. | Open Subtitles | انظري ، فقط أريدكِ أن تفهمي أن عملي هنا الليلة هو عمل الرب |
Denver'da postacı olarak çalıştığım için, her gün yürümeye alışmıştım. | Open Subtitles | خلال عملي كساعية بريد في دينفر اعتدت على المشي يومياً |
Benim yapmaya çalıştığım şey ise bunu insanların gözüne sokmak. | TED | وما احاول ان اقوم به في عملي هو ان القي بالضوء على هذه المشكلة |
Özel meseleleri konuşarak işime engel olursan başın belaya girer. | Open Subtitles | قد تكون بمأزق إذا قاطعت عملي بحديثك عن الأمور الشخصية |
Çünkü sizin için de sorun yoksa şehri tahliye işime geri dönmek istiyorum. | Open Subtitles | لأنّه إنّ كان هذا مناسب لك عليّ العودة إلى عملي و إخلاء المدينة |
Kellog ne dediğini bilmiyor, ne işimle ne de Emily ile ilgili. | Open Subtitles | كيلوغ لا يعرف ما الذي يتحدث عنه بخصوص عملي أو بشأن إيميلي |
Kız yok oldu ve ben gizli bilgilere ulaşmaya çalıştığımdan işten kovuldum. | Open Subtitles | تلاشت من الخريطة و فصلت من عملي بسبب الدخول على معلومات مقيدة |
Ama bana ve çalışma ahlâkıma inanan biriyle karşılaşacak kadar şanslıydım. | Open Subtitles | لقد كنت محظوظا كيفاية لالتقي شخصا آمن بي و بأخلاقيات عملي |
Bunu hukuk alanında çalışırken ya da işimi yaparken fark etmedim. | TED | و فعلياً لم أتعلم هذا أثناء ممارستي للمحاماة من خلال عملي. |
Sanattan oldukça etkilenmiştim ve bunu yaptığım herşeye katmak istiyordum, işim dahil. | TED | أنا متأثرة كثيراً بالفن، وأردت إدماجه في كل ما فعلته، وحتى عملي. |
işimin sona erdiğini düşünüyordum ve hiç bir şeye anlam veremiyordum. | TED | اعتقدت أن عملي انتهى، اعتقدت أن ما أفعله ليس له معنى. |
Yani belki bir B planı olabilir diye A planı üzerindeki çalışmamı böldünüz. | Open Subtitles | إذاً قاطعت عملي على الخطة الأصلية لتخبرني أنّه ربما توجد هناك خطة بديلة. |
Bu benim işimde de genellikle kullandığım bir teknik, çünkü insanlar görüntülendiklerini bilmiyorlar. | TED | وهذا هو الأسلوب المفضل لدي في عملي لأن الناس لا يعلمون أنهم مراقبون. |
İşimden, proje hazırlamaktan ve çizimlerimin başarıya ulaşamayacağından endişe etmekten bıktım. | Open Subtitles | لقد ضقت ذرعا من عملي بتصميم الأشياء والخوف من عدم نجاحها |
İçkiyi uzatır mısın? Bu erkek grubu içinde benim görevim ne olacak? | Open Subtitles | ـ ثم ينقل الشرك ـ وما هو عملي في نادي الشباب هذا؟ |
Benim iş kolumdaki biri böyle bir aleti nasıl taşır? | Open Subtitles | كيف يستطيع اي احد في مجال عملي التجول بشئ كهذا |