ويكيبيديا

    "فعلي" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • gerçek
        
    • yaptığımı
        
    • gerekir
        
    • gerekiyor
        
    • lazım
        
    • yaptım
        
    • yapmamın
        
    • gerektiğini
        
    Her şey içeriden halledilmiş. Cani'ni düğümü, gerçek bir tecavüz yok. Open Subtitles كل شيء مغلق من الداخل عقدة الخانق ، وليس اغتصاب فعلي
    Şimdi şu, fazla uzun olmayan bir süre önce 20 yaşlarında, erkek olmayan bir kişinin yazdığı gerçek bir mesaj. TED هذا نص فعلي كتبه شخص غير مذكر في العشرين من عمره تقريباً منذ فترة غير بعيدة
    Bu, etrafınıza nasıl bakacağınızı söyleyen gerçek bir direktif. TED إنه توجيه فعلي لكيفية النظر حول بيئتك المحيطة.
    Savcının elinde benim bir şey yaptığımı ispatlayan gerçek bir delil yok. Open Subtitles حسنا، المدعي ليس ...لديه أي دليل فعلي يبرهن أني فعلت أي شئ
    Evlenirsem, balayına bir diktafon iki sekreter ve... ..dört şirket danışmanıyla gitmem gerekir. Open Subtitles لو تزوجت فعلي أن آخذ أداة إملاء، سكتريرتين و4 مستشارين لشهر عسلنا
    Eğer bir şeylerin doğru olmasını istiyorsam kendim yapmam gerekiyor. Open Subtitles إن أردت القيام بشيء بشكل صحيح فعلي القيام به بنفسي
    Sen hallet öyleyse. Ortalıkta gözükmemem lazım. Open Subtitles إذم تولي أنتِ الأمر، فعلي البقاء بعيداً عن الأنظار.
    Peki, bunun için mi yaptım yoksa geçmişimle ilgili bilgi almak için bir bahane miydi? Open Subtitles هل هذا سبب فعلي لها؟ او كانت فقد عذراً لأعرف عن ماضيي؟
    Böyle yapmamın nedeni, kimin doğruyu söyleyeceğini görmekti. Open Subtitles و السبب في فعلي هذا، هو أنني أردت أن أعرف من يقول لي الحقيقة
    Ayrıca ben toplumu eleştiren bir komedyenim, gerçek bir meslek olduğunu iddia ettiğim bir iş. TED وأنا أيضاً فنانة كوميديا العدالة الإجتماعية، وهو الشيء الذي أصرُ على أنه عمل فعلي.
    Geleneksel bir Noel olacak. Orası kütüklerden yapılmış gerçek bir dağ kulübesidir. Open Subtitles انه كوخ خشبي فعلي وهناك غزلان تتطلع اليك من الباحة
    Elinizde gerçek belge anlamında bu belgeyi çürütebilecek, hatta iddialarınızı destekleyecek herhangi bir şey var mı acaba? Open Subtitles هل لديك بالإضافة لهذه الورقة أي مستند فعلي والتي يمكن أن تدحض هذه الورقة والتي بالتالي تدعم مزاعمك؟
    J.P. kendisini gerçek bir robot olarak gösterdi... ve büyükanneni kaçırdı, ve büyükannenin ruhunu yiyecek. Open Subtitles جي. بي . كشف نفسه لكي يكون إنسان آلي فعلي.
    Siz ucuz otelleri yönetmekte başarılı olabilirsiniz, ama biz gerçek bir doktorun daha fikrini soracağız. Open Subtitles لكنّنا سنطلب رأي طبيب فعلي آخر طبيب يهودي
    Reesa, eğer gerçekten bu şehirde gerçek aşkı bulmak konusunda ciddiysen sana zor aşktan bahsetmem gerek. Open Subtitles ليزا إن كنتي جادة بشأن رغبتك في إيجاد حب حقيقي ويدوم فعلي أن أعالجك بالحب القاضي الآن
    Hiç sorun olmaz.Hadi bi kere olsun hayal et. gerçek seks Open Subtitles لا يحصلن عليه أبداً هذا جمال الأمر هيا، لمرة لنتخيل، جنس فعلي
    İkinci seferde, bir makineydi. Eskiden neden böyle bir şey yaptığımı merak ederdim. Open Subtitles وفي المرة الثانية أرسلت آلياً وكنت أتسائل عن سبب فعلي لهذا
    Günlerce oturup neyi neden yaptığımı sana açıklayabilirim. Open Subtitles اسمع، بوسعي الجلوس هنا لأيام وأحاول تفسير سبب فعلي ما فعلتُه لكَ
    Eğer seninle haftada bir çıkarsam aramızdaki ilişkinin anlaşılmaması için diğer kızlarla da çıkmam gerekir. Open Subtitles إن كنتِ تريدين موعداً واحداً في الأسبوع فعلي أن أواعد فتيات أخريات لنتفادى الاشتباه أن يكون بيننا علاقة خاصة
    Güzel. Bende kalsın. Bununla ilgili konuşmam gerekiyor. Open Subtitles جيد, سأتركه عندي الأن فعلي أن أراجع القرار مع الأخرين
    Sadece bir dakikam var. Judith'in bacaklarına ağda yapmam lazım. Open Subtitles لدي دقيقة واحدة فقط فعلي ان اُدلك ارجل جوديس
    Şilin Cuma. Bak. Farklı bir tepki göstermem gerektiğini kabul ediyorum. Open Subtitles انظري أنا أعترف أن ردة فعلي كان يجب أن تكون مختلفة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد