| Elçilikte çalışan Bay Cadogan Bu konuda çok yardımcı oldu. | Open Subtitles | السيد كادوجان الذى يعمل فى السفارة متعاون جدا فى هذا |
| Şey, şimdilik yok, ama Bu konuda bana yardım edebileceğini ummuştum. | Open Subtitles | حسناً ليس بعد . ولكنى كنت آمل أن تساعدينى فى هذا. |
| Bunu yapman aptalca idi, Açık arazide tek başına gitmen. | Open Subtitles | لقد كان شيئآ احمقآ ان تعبر فى هذا الخلاء وحدك |
| İlanı verenin Bu işte yeni olduğunu düşündüm, faturalarımı ödemek için paraya ihtiyacım olduğundan, Onu aradım ve buluştuk. | Open Subtitles | لذلك اعتقدت انه جديد فى هذا المجال وحيث انى كنت فى حاجة للمال لدفع الفواتير اتصلت به ودعوته ليأتى |
| Cinayet demeniz için bir ipucu vermedim, nerden böyle bir kanıya kapıldınız ? | Open Subtitles | انا لم اشر الى اى جريمه قتل لماذا تعجلت فى هذا الاستنتاج ؟ |
| Kahvecide biraz vakit öldürüyordum. Bunda bir sakınca var mı? | Open Subtitles | لقد كنت أضيع الوقت هل من مشكلة فى هذا الامر؟ |
| Senin için de çok korktum. Seni bu işe sokmaya hakkım yoktu. | Open Subtitles | انا خائفة جداْْ لأجلك أيضاْ ليس لى الحق فى توريطك فى هذا |
| Ama bence artık Bu konuyu konuşmanın hiç sırası değil.. | Open Subtitles | لكنى اعتقد انه من الافضل الا نتكلم فى هذا الموضوع |
| Bu konuda o kadar iyisin ki, artık farkında olmadan yapıyorsun. | Open Subtitles | نعم انت جيدة فى هذا انت حتى لا تعرفين ماذا تفعلين |
| - Bu konuda size yardımcı olabiliriz. - Evet, mesajınızı aldık. | Open Subtitles | ربما يمكننا مساعدتكم فى هذا الشأن نعم ، لقد تلقينا رسالتكم |
| Bu konuda doğrudan Ken Patterson ile pazarlıktayım ve onun tepesindeydim. | Open Subtitles | اناقش مع كين باتروسون فى هذا من فترة لقد الحيت عليه |
| Bu konuda bir ilerleme kaydedeceğine inanıyorsan doktora benden daha fazla ihtiyacın var. | Open Subtitles | حسناً، لو ظننت أن لديكَ فرصة فى هذا فأنتَ تحتاج لطبيب أكثر مني |
| Ekibiniz gerçekten Bunu deneyip, Bu konuda liderliği sağlayabilecek mi? | TED | هل فعلا ستحاولوا وتظهروا الريادة فى هذا الأمر؟ |
| - Bunu Carter'a sormalısınız, efendim. - Ben de bilgilendirilmeyi bekliyorum. | Open Subtitles | سيكون عليك سؤال كارتر فى هذا الشأن إننى أتطلع إلى تقريرها |
| Ciddiyim, ve sen Bunu biliyorsun. Ben senin benimle olacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | أنا جاد، وأنت تعرفي اعتقدت حقاً انك ستكوني معي فى هذا |
| Kötü bir fikir sayılmaz, ama ben Bunu sadece senin için yaptım. | Open Subtitles | سته أيام و تحصل على الفتاة حتى أنا كنت افكر فى هذا |
| İnsanlar Bu işte parmağınızın olduğunu ve Bunu da yüzünüze gözünüze bulaştırdığınızı düşünebilirler. | Open Subtitles | لربما يبدأ الناس فى الظن أن لك يداً فى هذا الاحتيال وينكّلون بك |
| Ve eğer Bu işte olmak istiyor isen, kiranı ödemek zorundasın. | Open Subtitles | وإذا أردت أن تكون فى هذا العمل يجب عليك تسديد إيجارك |
| Neden beni tüm mağazanın önünde böyle bir duruma soktun? | Open Subtitles | لماذا وضعتنى فى هذا الوضع أمام كل المتجر ؟ |
| Bu konularda çok kuşkucu olduğunuzu biliyorum, ama eminim ki Bunda ben haklıyım. | Open Subtitles | أعلم أنك متشكك بهذا الخصوص لكننى واثقة أنى على حق فى هذا الأمر |
| Kime güvenebileceğimi bilmiyorum. Herkes bu işe bulaşmış, şey hariç. | Open Subtitles | لا أعرف بمن أثق كلهم متورطون فى هذا , إلا |
| - Artık şampiyonsun. Bu konuyu sakın bir daha açma. | Open Subtitles | انتَ بطل الأن لا تتحدث فى هذا الموضوع بعد الأن. |
| Olmasaydı daha iyi olurdu; denilen birisini. Ve Bunun için vakit kaybetmeyin. | Open Subtitles | شخص ما يكون العالم أفضل بدونه ، ولا تضيعِ وقتى فى هذا. |
| Buna ne diyorsunuz, Bay Darcy? O güzelse annesi de bilgin sayılır. | Open Subtitles | ـ ماقولك فى هذا يا سيد دارسى ـ أقول أن أمها نكتة |
| Umarım yanılıyorsundur, çünkü insanlar bu kadar uzağa giderse şehrin bu eski yerleşim yerindeki emlak fiyatları çok düşer. | Open Subtitles | أتمنى أن تكون مخطئاً لأن الناس إذا ذهبوا بعيداً هكذا ستتقلص قيمة العقارات القديمة فى هذا الجزء من البلدة |