- Krelvin'la tanıştın ya baba. Dün gece. - Evet, tanıştık. | Open Subtitles | لقد قابلت كريلفين بالفعل يا أبي الليلة الماضية صحيح لقد تقابلنا |
Çok geç saatlere kadar çalıştık. Annesiyle tanıştın mı? Harika biridir. | Open Subtitles | . كنا نعمل لوقت متأخر جداً . هل قابلت والدتة ؟ |
Joey ile yeni tanışmıştım ve bana henüz çok genç olduğumu söylemiştin. | Open Subtitles | كنت قد قابلت جوي لتوى، وقلتي لي انى صغيرة جدا على ذلك |
Jim'le zaten tanıştınız. Bu yüzden onu takdim etmeye gerek yok. | Open Subtitles | قابلت جيِم، لذا لا يوجد هناك حاجةَ للمقدمة |
Gece yüzerken, ilk defa floresan bir deniz kaplumbağasına rastladım. | TED | قابلت أول السلاحف البحرية المتوهجة، سابحةً في الليل. |
Ben adamı sadece 30 saniye gördüm. Sen de oradaydın! | Open Subtitles | لقد قابلت الرجل مدة 30 ثانية فقط لقد كنت هناك |
Twelve Oaks'da yüzbaşı Butler ile tanışmış mıydın Scarlett? | Open Subtitles | هل قابلت الكابتن بتلر في تولف أوكس يا سكارليت ؟ |
Tunus'ta, röportaj yaptığım dört aktivist kadından biri olan Asma ile görüştüm. | TED | في تونس، قابلت أسماء وهي إحدى الناشطات الأربع اللاتي قابلت. |
Eh tamam, şimdi asıl Bons la tanıştın ve onun örtbas komploları ile. | Open Subtitles | و الآن عندما قابلت كتلة العظام انصب اهتمامك بالكامل على تعاون الوكالة الداخلي |
Evet Missy egzotik Hindistan topraklarından gelen bir erkekle tanıştın mı daha önce? | Open Subtitles | إذن ميسي، هل سبق لك أن قابلت رجلا من شبه القارة الهندية العجيبة؟ |
J. tanıştın mı arkadaşımla? Bana içeride çok yardımı dokundu. | Open Subtitles | جاي , هل قابلت صديقتي لقد ساعدتني كثيرا في الداخل |
Charlie, bu kadar kızmana inanamıyorum. Adamla daha az önce tanıştın. | Open Subtitles | شارلي , لا اصدق انك غاضب هكذا انت بالكاد قابلت الرجل |
Barın birinde bir askerle tanışmıştım. Uzun hikâye. - Ne zamandı bu? | Open Subtitles | لقد قابلت جنديا في ناد ليلي، قصة طويلة متى كان هذا ؟ |
- Şerif Ali. Teğmen Lawrence, sanırım Şerif Ali'yle tanıştınız. | Open Subtitles | الملازم لورنس اعتقد انك قابلت الشريف على |
Hayır, otelden bir blok ötede babama rastladım. | Open Subtitles | لا, لقد قابلت والدى فى موقفه على بُعد مبنى من الفندق |
Ve sonra anneni gördüm..kesinlikle onun tırnağı bile olacak bi kadın değildi. | Open Subtitles | ثم قابلت أمك لم أري أبداً شخص غير مرتبط بالبيئة حوله هكذا |
Arkeolog Carl Bugenhagen'le tanışmış mıydınız? | Open Subtitles | هل قابلت فى حياتك عالم الآثار كارل بوجنهاجن ؟ |
Hapishanelere ve genelevlere gittim, yüzlerce mağdurla, emniyet yetkilileriyle ve STK çalışanlarıyla görüştüm. | TED | لقد قضيت وقتا في السجون و بيوت الدعارة، قابلت المئات من الناجين و منفذي القوانين وعمال منظمات المجتمع المدني. |
Ve şimdi bütün bu çabalamayı bıraktırabilecek birisiyle tanıştı ve rahatladı. | Open Subtitles | وهي الأن قابلت شخصاً وتستطيع بأن ترمي بهذا المجهود .. وتستريح |
Öğrenci Birliği Barlarında bir adamla tanıştığımda zaten bir sevgilim vardı. | Open Subtitles | كان لديّ صديق حميم بالفعل. عندمـا قابلت شاب بأحدي مباني الجامعة. |
Sonra bir kızla, avcıyla tanışmışsın. Ve birdenbire sadakatsizlik emareleri göstermeye başlamışsın. | Open Subtitles | ثم قابلت تلك الفتاة، القاتلة، و من ثم بدأت تظهر علامات عدم الولاء |
Kurbanını sırtından vuran bir kutsal savaşçı gördün mü hiç? | Open Subtitles | هل قابلت من قبل محارباً مقدساً يطعن ضحيته في ظهره؟ |
Bu fotoğraf onun bu adamla tanıştığını gösteriyor sadece, değil mi? | Open Subtitles | تمهل .. تمهل هذه الصورة تؤكد لنا انها قابلت الشخص المنشود.. |
Yoo-jin. Senin burada durmanın bir sakıncası yok mu? Sang-hyuk'la görüştük. | Open Subtitles | ألن يسبب وجودك هنا أيَّة مشاكل لك؟ لقد قابلت سانغ هيوك |
Sonra Dan'le tanıştım ve kadın sığınma evinde gönüllü çalışmaya başladık. | Open Subtitles | نعم، لكن بعدها قابلت دان عندما كنّا متطوعين في ملجأ للنساء |
Say ki vapurda ilk gün biriyle karşılaştın. Hiç tanımadığın biri. | Open Subtitles | افترض انك قابلت احدهم في القارب، في يومك الاول، غريب تماما |