Ama orada hayat zor. Çekimler dağlarda olacak. Kurtlar var. | Open Subtitles | لكنه مكان قاسي هناك، أنه ما بين الجبال، وهناك ذئاب |
zor bir hafta geçirmenin ne demek olduğunu iyi bilirim. | Open Subtitles | حقاً، أعرف كيف يبدو عليه الأمر عندما تمر بأسبوع قاسي |
Isabel'e deriyi kesip kemiği delecek kadar sert bir şeyle vurulmuş. | Open Subtitles | لقد ضربها شيء قاسي لدرجة أن يكسر بشرتها ويغرس في العظم |
Onur Kuvvetleri, dışarından birine sert görünebilir ama işe yarıyor. | Open Subtitles | فيلق الشرف قد يبدو قاسي لشخص من الخارج ولكنه فعال |
Hayatım boyunca bana dünyanın karanlık, zalim bir yer olduğunu anlattın. | Open Subtitles | طوال حياتي و انت تخبرني ان العالم مكان مظلم و قاسي |
Böyle söylememek lazım ama bu iş kolunda kadın olmak zor. | Open Subtitles | لا يفترض أن أقول هذا، ولكن كونك امرأة شعور قاسي. حسنُ |
Bu komik değil. Ah, bu, ayaklarım için çok zor. | Open Subtitles | هذا ليس مضحكاً هذا قاسي جداً على قدمي يا رفاق |
Ve burası fuhuş, şiddet, uyuşturucu ile biliniyor. Yetişmek için zor bir yer. | TED | وأنها معروفة بالبغاء، العنف، المخدرات. مكان قاسي للعيش فيه. |
Böyle yürümek zor biliyorum, bende senin gibi yapacağım. | Open Subtitles | أعرف بان الأمر قاسي أن تمشي كهذا انا سأفعل نفس الشيء |
Bu durumun senin için ne kadar zor olduğunu düşünüyordum. | Open Subtitles | حسناً , كنت أفكر كم الأمر قاسي بالنسبة لكِ |
Vicdansız olduğumu düşünme. Benim pozisyonumda, insan sert olmaya çalışmalı. | Open Subtitles | . لا تظن أنني قاسي القلب المرأ في موقعي عليه أن يبدو صلباً |
Verdiğim cezanın biraz sert gözüktüğünü biliyorum ama geri dönemem. | Open Subtitles | أعلم أن عقابي قاسي قليلاً ، لكن لا يمكنني الرجوع بكلمتي |
O beni yeni bir adam yaptı. Benim ne kadar sert ve sinirli olduğumu hatırlıyorsun? | Open Subtitles | لقد جعلت مني رجلا جديدا, لقد كنت قاسي مع الناس |
Böyle herifler sadece cezadan anlarlar, sert ve hızlı. | Open Subtitles | الشئ الوحيد الذي يفهمه هذا الشخص هوالعقاب, قاسي وسريع |
Hayatım boyunca bana dünyanın karanlık, zalim bir yer olduğunu anlattın. | Open Subtitles | طوال حياتي و انت تخبرني ان العالم مكان مظلم و قاسي |
Sevdiğin insanın sevgine karşılık vermemesi çok kötü bir şey. | Open Subtitles | إنه أمر قاسي عندما تحب شخصاً ولا يبادلك نفس الشعور |
Sıfırdan başlayıp zengin olmak uzun ve zorlu bir yoldur. | Open Subtitles | إنه طريق قاسي و طويل للبدأ من الصفر إلى الثروة. |
Başkalarına zalimce davranarak, kendi acılarının dineceğine gerçekten inanıyor musun? | Open Subtitles | هل أنت تعتقد حقاً إذا كنت قاسي كفاية على الناس كل مآسيك سوف تذهب |
Hayır, doğrusunu istersen, bunun hiç de ağır olacağını düşünmüyorum. | Open Subtitles | كلاّ، في الحقيقة لا اعتقد بأنّ ذلك قاسي على الإطلاق |
Hayır, çok iyiydi. Sadece hayır diyebilirdin, ama sınırları aştın. Çok acımasızca. | Open Subtitles | كان يمكنِك أن تقولي لا لكنِك جاريتيني، هذا قاسي |
Aşırı güçlü bir aşkın mahvettiği bir adama karşı çok kaba olma. | Open Subtitles | لا تكن قاسي القلب على رجل حطمه عشق قوي لم يقواه |
katı yürekli ve para delisi biri olmadığımı göstermek için. | Open Subtitles | لأعرفك أنني لست قاسي القلب أو أنني أهتم فقط بالمال او الجنس |
Evet, çok acı bir mahrumiyet olacak. Doğrusu sayın leydinin arkadaşlığından mahrum kalmaya nasıl dayanacağım bilmiyorum! | Open Subtitles | انه حقا حرمان قاسي جدا، بالكاد اعرف كيف ساتحمل خسارة رفقة سيادتها |
Çünkü bu zordur. Bunu çok fazla şarkıcı yapamaz. | Open Subtitles | لأن هذا قاسي ليس الكثير من المغنين يمكنهم فعل ذلك و |
Neden bu kadar zalimsin? Çok zalimsin. İstediğini almanın başka yolları da var. | Open Subtitles | لماذا انت قاسي جدًا انت مجرد قاسي هناك سبل اخرى للحصول على ماتريده |
sağlam konuşma ama kimse şehrimi sel altında bırakıp paçayı kurtaramaz. | Open Subtitles | كلام قاسي , لكن لا أحد يغرق مدينتي , وينجو بذلك |
Kaldı ki, bu bir gerçek mucize, yeniden hayat kurmak. Doğum zordu. Canım acıdı ve... | Open Subtitles | والتي هي المعجزة الحقيقية,وهو خلق الحياة أعني المخاض قاسي,أعني, يؤلم |