Kara deliklerin evrendeki her şeyi yuttuğuna dair bir efsane vardır, ama onun içine düşmeniz için çok fazla yaklaşmanız gerekir. | TED | هنالك خرافة تنص على أن الثقب السوداء تلتهم كل شيء في الكون، لكن في حقيقة الأمر يجب الإقتراب كثيرا للسقوط فيها. |
Bir verimsizlik olasılığı şudur ki ebeveynlere sadece çok konuşmalarını değil aslında çocuklarıyla daha fazla sohbet etmelerini öğretiyor olmalıyız. | TED | لذا أحد الإمكانيات المثيرة هي أنه يجب علينا أن نعلم الأبوين ألا يتحدثوا كثيرا فحسب وإنما أن يحاوروا أطفالهم أكثر. |
Bir filmi yönetmeye gittiğimde, her gün fazla hazırlanıyoruz, fazla düşünüyoruz. | TED | عندما أباشر إخراج فيلم نبالغ في التحضيرات، ونفكر كثيرا في التفاصيل. |
O kadar ilgimi çekmişti ki, sonunda üzerine bir kitap yazdım. | TED | كنت مهتما كثيرا بها حيث كتبت كتاب كامل حول هذا الموضوع. |
Şimdi, bir kaç sene içinde, 2015'e kadar, transistörleri çok küçülteceğiz. | TED | الآن،و في غضون سنوات قليلة، بحلول عام 2015،سوف تتقلص الترانزستورات كثيرا. |
Ancak çok değişiklik gösterir ve bazen kızlık zarları şeritler halinde olabilir, birden fazla delik içerebilir ya da dilimlerden oluşabilir. | TED | ولكن هذا يختلف كثيرا. وقد يحتوي غشاء البكارة أحيانا على أهداب، أو بعض الفتحات، أو قد يكون مكونًا من مجموعة فصوص. |
Şişeye fazla zarar vermemişsin. Bana yardım etmek ister misin? | Open Subtitles | أنت لم تصيب ضررا كثيرا بتلك القنينة اتمانع لو شربت؟ |
Umarım bu işe yaramazsa çok fazla hayal kırıklığına uğramazsın. | Open Subtitles | أأمل الا اكون خيبت املك كثيرا اذا ما فشل ذلك |
Aslında, çok fazla düşünmüyorum. Bu benim için iyi değil. | Open Subtitles | فى الحقيقه,أنا لا أفكر كثيرا . هذا ليس جيدا لى |
Kendine iyi bak, burada da fazla kalma. Tic Tack canavarı olup çıkma. | Open Subtitles | دوك, أحترس, لا تبقي هنا كثير و لا تشرب ويسكي تك تاك كثيرا |
İtiraf ediyorum ki, Andy'ye ilk baktığımda hakkında fazla bir şey düşünmemiştim. | Open Subtitles | اعترف انى لم احب اندى كثيرا فى البداية عندما وقعت عيناى عليه |
Muhtemelen o kadar çok yiyeceksiniz ki ertesi günü de tatil ilan edeceğiz. | Open Subtitles | وكاحتمال أن تأكلوا كثيرا فلا تكونون أصحاء اليوم التالي فسنجعل ذلك عطلة أيضا |
Hayat boyu kıytırık bir detektif olarak kalamayacak kadar hoşsun. | Open Subtitles | انت الطف كثيرا من ان تكون محققا حقيرا باقى حياتك |
Onu günde bir kere besliyoruz, böylece sirke kadar keskin oluyor. | Open Subtitles | نحن نطعمه مرة واحدة يوميا وليس كثيرا ,ثم, فيكون دائما متحمس. |
Portrenizden o kadar etkilendim ki koleksiyoncu olmaya karar verdim. | Open Subtitles | لقد تأثرت كثيرا بلوحتك و قررت أن أكون جامع لوحات |
sık sık arabanın içini alt üst ederler ya da dengesiz biçimde sürerler. | Open Subtitles | و كثيرا ما اكتشف من خلال خبراتى أنه يحاول قيادتى بأسلوب غير مناسب |
Nicaragua ve bunun gibi yerlerde bir sürü zaman geçirdik | Open Subtitles | قد قضينا وقتا كثيرا في نيكاراجوا و اماكن مثل هذه |
Ona ne söyleyeceğim hakkında çok düşündüm, daha büyük olduğunda. | TED | لقد فكرت كثيرا في الكلام الذي يقولون لها عندما تكبر. |
Toby Whitewood ile sürekli irtibat halindeymiş sürekli derken son bir yılda günde en az üç kere demek istiyorum. | Open Subtitles | لقد كان يتواصل كثيرا مع توبي وايتوود و بكثيرا,أقصد مرتين او 3 يوميا خلال اخر عام حسنا,ماذا لديك عن وايتوود؟ |
Ama özel olan niye o diye hep merak ederdim. | Open Subtitles | لكن جزءا مني كثيرا ما تساءل: لماذا تكون هي المميزة؟ |
Bak, gerçekten çok yoğunuz, Joe. Şu anda kılımı bile kıpırdatamam. | Open Subtitles | إسمع نحن الآن متضايقون كثيرا لا نستطيع الذهاب إلى أي مكان |
Şimdi, hakkında çok şey duyduğum yayıncıyla ne zaman tanışacağım? | Open Subtitles | والآن ,متى يمكننى مقابلة الناشر الذى سمعت كثيرا عنه ؟ |
Ve bunu bilmek, bilimde uzun zamandır süren gizemleri açıklamaya başlıyor. | TED | ومعرفة هذه الشيء، يشرح لنا كثيرا من الألغاز القائمة في العلوم. |
Çok okuyorum, Lily'nin çok iyi bildiği gibi, çok sevdiğim kitaplarımı arkadaşlarıma yolluyorum. | TED | أنا أقرأ كثيرا وهكذا، كما تعلم ليلي جيدا، كتبي التي أحبها، أرسلها لأصدقائي. |
epey bir şey yazıyorsun. Yazarken zinde misin? Kendini kaybediyor musun? | Open Subtitles | انا افهم انك تكتبين كثيرا هل تكونين نشيطة و انت تكتبين؟ |
Bu,daha çok,ulaşıma,kimyasal verimliliğe... ...suyun etkili kullanılmasına ve bir de... ...soğutmaya dayanıyor. | TED | تعتمد كثيرا على المواصلات، الأسمدة الكيميائية, الاستخدام الكبيرة من المياه وأيضا التبريد. |
Ben kendim pek arabalar üstünde çalışmam, sadece onları yoldan kazırım. | Open Subtitles | لا اعمل في هذا النوع كثيرا فقط لسحبه من علي الطريق |