ويكيبيديا

    "كذب" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yalan söyledi
        
    • yalandı
        
    • bir yalan
        
    • Yalancı
        
    • yalan söylüyor
        
    • yalandır
        
    • yalan söylediğini
        
    • yalanmış
        
    • yalan söylediği
        
    • yalan söyleyen
        
    • yalanlar
        
    • yalan söylemek
        
    • doğru
        
    • İkiyüzlü
        
    • yalanları
        
    Bana her şeyin yolunda olduğunu söyledi. Bana yalan söyledi. Open Subtitles لقد اخبرنى ان كل شيء على مايرام لقد كذب على
    Okuldan mezun olana kadar yalan söyledi ve kopya çekti. Open Subtitles لا, ذلك الرجل كذب و غش طال وجوده في الجامعة
    Belki silah oradaydı ve o konuda da yalan söyledi. Open Subtitles ربما كان المسدس هناك، ايضاً, هو كذب بشأن ذلك الامر.
    İkinci ziyaret hakkında söyledikleri tamamen yalandı. Open Subtitles كل ما قاله عن الزيارة الثانية كان كله كذب
    Babanı bir yalan makinesine bağlasan, ve dünyada yaşayan en iyi baba olduğunu söylese, uçuşan renklerle geçerdi bunu. Open Subtitles تعرف، إذا علّقت أبوك فوق إلى إختبار كشف كذب وسألت إذا هو كان أفضل أبّ هو يعبر بنجاح باهر
    Sadece Kübalılar için genel af vardı o yüzden ailem yalan söyledi. Open Subtitles لم يكن هناك سوى الكوبيين الذين يحصلون على عفو، لذا كذب والديّ
    Yani, Randy, arabayı nereden bulduğu konusunda sevgilisine yalan söyledi. Open Subtitles اذا راندى كذب على صديقته بشأن مكان حصوله على السياره
    Şimdi askerler çocuklarımızı kesiyor. Kardeşin de bütün beyaz adamlar gibi yalan söyledi. Open Subtitles والآن سلاح الفرسان يسفكوا دماء أطفالنا، مثل كل الرجال البيض، لقد كذب شقيقك.
    Öyle diyorsun ama bugün onunla konuşurken o yalan söyledi. Open Subtitles ربما تظن هذا ولكن عندما حدثته كان قد كذب عليّ
    Öyle diyorsun ama bugün onunla konuşurken o yalan söyledi. Open Subtitles ربما تظن هذا ولكن عندما حدثته كان قد كذب عليّ
    Gözümün içine baka baka yalan söyledi. Arkamı dönmeden düşmana katıldı. Open Subtitles أتعلم لقد كذب متعمدًا بوجهي وقبل أن أديري ظهري أنضم للأعداء
    620 numara ankette yalan söyledi. Polis kayıtları hakkında yalan söyledi. Open Subtitles المحلّف رقم 620 كذب في الإستبيان وكذب بشأن سجله في الشرطة.
    Prens sahte tavırlarıyla İskoçya'yı kazanmak için hepimize yalan söyledi. Open Subtitles الامير قد كذب علينا جميعا ليأخذ سكوتلاندا تحت حجج واهيه
    10 yıl önce Paul'e onu sevdiğini söylüyordu ama bunlar yalandı. Open Subtitles منذ 10 سنوات أوهمت بول أنها تهيم فى حبه ولكن كل هذا كان كذب
    Yani, sorun olmadığını söylese bile, belli aşamada bu bir yalan olur, ...çünkü biz her zaman bunu sorun ederiz. Open Subtitles ولكن مهما قالت بأنها موافقة على ذلك , فأنه هناك كذب فى مرحلة ما لأننا لا نتقب لهذا الأمر أبداً
    Hemen geri verip o adama Yalancı ve ahlaksız olduğunu söyleyeceğim. Open Subtitles أُريدُ إعادة هذه وإخْبار ذلك كذب الإحتيالِ بالضبط الذي أعتقد منه.
    Daha da ilginci, annesi neden babasının su fışkırtan papatyaları hakkında yalan söylüyor? Open Subtitles الأكثر اثارة للفضول ما الذي يفسر كذب الأم بشأن ان الأب حي يرزق؟
    Senin uğruna bile söylemiş olsam, yalan her zaman yalandır. Open Subtitles حتى إذا كذبت من أجلك فالكذب دائما هو كذب
    O eski fıkrayı bilirsin, eroinmanın yalan söylediğini nasıl anlarsın? Open Subtitles هناك تلك النكتة القديمة كيف يمكنك معرفة كذب أحد المدمنين؟
    Pekala, demek Matt'in ortadan kaybolduğu gece Hannah'yı görmediği yalanmış. Open Subtitles حسنا، لذلك كذب مات لنا عن رؤية هانا الليل اختفت.
    Şu an sadece bana yalan söylediği için babama kızmış durumdayım. Open Subtitles في الوقت الحالي أنا غاضبة جداً على أبي لأنه كذب علي
    Sana yalan söyleyen, senden çalan ve ikimizi de aptal yerine koyan birinden. Open Subtitles ممم , شخص ما كذب عليكِ و سرق عملي و جعلنا نبدو كالحمقى
    Erkekler nasıl yalanlar söyler? Erkekler şöyle yalanlar söyler: "Tony'lerdeydim. Open Subtitles أتعلمون كذب الرجال مثل " كنت في منزل توني "
    Sen sevgilini düşük maaşlı işin hakkında yalan söylemek zorunda kalmadan kapmıştın, değil mi? Open Subtitles وأن أخبرها حقيقتى ؟ لقد حصلت على فتاتك بدون كذب حول حالك المتواضع ، صحيح ؟
    Çünkü eğer doğru söyleseydin sana bir günlük klinik işi verecektim. Open Subtitles لإنك إذا أخبرتني بالحقيقة.. كنت سأعطيك يوم واحد للعيادة هذا كذب
    - Ama eyleme bakıyoruz ve ikiyüzlü olduğunu görüyoruz. Open Subtitles - لكن بناءً على تصرفاته, نعرف أن هذا كذب.
    Tüketebileceğim bütün yalanları aldım. Bir adamdan bir sürü yalan. Open Subtitles ومن ثمَّ أوتيت بأكاذيب أتخمتني، كذب فائض من رجل واحد.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد