Ama yaşam ölümü alt etmekle ilgili birşey değil, değil mi? | TED | ولكن الحياة ليست تتعلق دوماً بتفادي الموت .. أليس كذلك ؟ |
Öyleyse her şey tamam, ışık bir dalgadır, değil mi? | TED | إذاً لقد اتفقنا .. الضوء ينتمي للموجات أليس كذلك ؟ |
ayrıca şu doğa mı, çevre mi meselesini de hepimiz duymuşuzdur, değil mi? | TED | وقد سمعنا ان الكثير من هذه الصفات تولد مع الانسان .. اليس كذلك |
böyle adamların kaçıp kurtulmak için pek bir şansları yok değil mi? | Open Subtitles | ، هذا الرجل لا يملك الكثير من الحظ للهروب أليس كذلك ؟ |
Sen uyandırana kadar hiçbir şeyden haberim yoktu, değil mi? | Open Subtitles | لم اعرف اى شئ عنها حتى أيقظتنى, اليس كذلك ؟ |
- Evet, sanırım ama... - Artık çok geç, değil mi? | Open Subtitles | آجل , أعتقد ذلك لقد فات الأوان , أليس كذلك ؟ |
Şimdi Tara'da annenin yanında olacaktın değil mi ben olmasaydım. | Open Subtitles | لكنتِ الآن في تارا مع والدتك أليس كذلك ؟ لولاي.. |
Ama benim Büyük Kötü Kurt olduğumu düşünmüyorsundur, değil mi? | Open Subtitles | لا ألومه لكنكِ لا تعتقدين أننى شرير أليس كذلك ؟ |
Ama benim Büyük Kötü Kurt olduğumu düşünmüyorsundur, değil mi? | Open Subtitles | لا ألومه لكنكِ لا تعتقدين أننى شرير أليس كذلك ؟ |
reform'un kutsal nedeninin ilerlemesine mani oldum. bu değil mi olan? | Open Subtitles | كان هدفى وضع أسس لقضية الإصلاح المقدس أليس كذلك ؟ آجل |
Üzgünüm, geç kaldım. Bu dans bize ait, değil mi? | Open Subtitles | أسف لتأخيري أعتقد أن هذه رقصتنا ، أليس كذلك ؟ |
Bütün iyi banka veznedarları küçük kayıpları kapatabilir. değil mi, Charlie | Open Subtitles | اى كاتب بنك ذكى يمكنه تغطية عجز بسيط اليس كذلك تشارلى؟ |
Ve Yüce Tanrı'nın huzurunda gerçeği, yalnızca gerçeği söyleyeceğize yemin etmediniz mi? | Open Subtitles | انك ستقول الحقيقة وكل الحقيقة, ولا شئ غير الحقيقة, اليس كذلك ؟ |
Onu çok seviyordum! Sen beni bırakmayacaksın anne, değil mi? | Open Subtitles | و لكنك لن تذهبى بعيداً يا أمى أليس كذلك ؟ |
Baksana, Travis, tanesine 50$ da iyi para, değil mi? | Open Subtitles | اسمع ترافيس خمسون دولارا للرأس سعر جيد اليس كذلك ؟ |
Bu hiç de iyi gözükmüyor. Senin paranı almadı, değil mi? | Open Subtitles | هذا لا يبدو جيدًا ، لم يأخذ مالكِ أليس كذلك ؟ |
Evet, galiba öylesin. Bir bakıma, ölümlü halin burada doğdu. | Open Subtitles | أفترض بأنكِ كذلك إن جاز التعبير لقد ولدتِ هنا.يا فانية |
Belki bu hikayeyi anlatmaya başladığında öyleydi ama artık değildir. | Open Subtitles | ربما كانت كذلك أول القصة , ولكنها لم تعد كذلك |
Ben yetişkin bir kızım, Lawson. Uzun zamandır da öyleyim. | Open Subtitles | لقد صرت كبيرة لوسن لقد صرت كذلك منذ فترة طويلة |
Kusuruz bir sonuç gerçek olamayacak kadar doğru görünüyorsa muhtemelen öyledir. | TED | وإذا كان النتيجة مثالية أكثر مما ينبغي، فهي على الأرجح كذلك. |
Biliyorsun ki, değilim. Ben tamamen zararsız, sıradan bir adamım. | Open Subtitles | لست كذلك , كما تعرفين أنا شخص عادى غير مؤذى |
Doğrusu, ben de onları incelerken onlar gibi sınırlarımı zorluyorum. | TED | وبالطبع، أنا كذلك أحيانًا، عند محاولتي اللحاق بها عن كثب. |
Tuzlu su terbiyesi ve esmer şeker terbiyesi de % 60 oranda kanserojen etkiyi önleyerek ciddi düzeyde etkili oluyordu. | TED | تتبيلة الماء المالح وتتبيلة السكر البني ,عملت بشكل جيد جداً كذلك .حيث قللت من نسبة المواد المسرطنة بنسبة 60 بالمئة |
Hayvanların etini aynı zamanda gübre olarak kullanır, yüzgeçlerini de keserlerdi. | TED | وأعتادوا ان يستخدمو اللحم كذلك في الأسمدة وأيضا تُضرب اسماك القرش |
Bugün büyük veri yaklaşımı ekonomimizin büyük sektörlerini dönüştürüyor ve aynı şeyi biyoloji ve tıp alanında da yapabilir. | TED | اليوم، أساليب البيانات الضخمة تحول حتى أكبر القطاعات في اقتصادنا، ويمكنها عمل نفس الشيء في علم الأحياء والطب كذلك. |
ayrıca belli bir durumda yürütücü işlevi kullanırken ortaya koyduğunuz stratejilere de bağlıdır. | TED | وتعتمد كذلك على الاستراتيجيات التي تنفذها عند استعمالك للوظيفة التنفيذية في حالة معينة. |
Mesele şu ki, konu evrenlere ve içerdikleri karanlık enerjiye geldiğinde, bu akıl yürütme bunlar için de doğru olabilir. | TED | والهدف هو عندما نأتي الى الاكوان والطاقة المظلمة التي تحتويها فإنه من الممكن كذلك ان يكون النوع الصحيح من التبرير |