Yine de, elimizden gelen her şeyi yapmalıyız o şeyi kurtarmak için o ilahi hak ve tarihi kafasına yerleştirilen şeyi. | Open Subtitles | على الرغم من هذا، نحن يَجِبُ أَنْ إعملْ كلّ ما يمكن عمله لتَوفير الشيءِ ذلك الحقّ المقدّسِ والتأريخِ وَضعَ على رأسهِ. |
Eline geçirebildiği her şeyi kullanmayı istemesi onun suçu değil. | Open Subtitles | وليس خطأه أنه يرغب في كلّ ما تقع عليه يداه |
Kötülerin zafere ulaşması için gereken tek şey iyilerin hiçbir şey yapmamasıdır. | Open Subtitles | كلّ ما يحتاجه الشرّ كي ينجح هو أن يقف الأخيار مكتوفي الأيدي |
Biliyor musun ? Orada Sadece, yüksek klorlu musluk suyu veriyorlar? | Open Subtitles | كلّ ما يساعدون به هى مياه صنبور بها الكثير من الكلور. |
Şimdi, tüm bildiğim bu çünkü bana bütün anlattığı bunlar. | Open Subtitles | الآن، ذلك كلّ ما أعرف لأن ذلك ماّ قيل لي. |
Kavga çıkacağından korktum o yüzden gitmek istedim. hepsi bu. | Open Subtitles | خشيتُ أن تندلع مشاجرة، فهربنا، هذا هو كلّ ما حدث |
onca şeyden sonra neden onunla iletişimi kesmediğini... hep merak ettim. | Open Subtitles | أتساءل دائماً لماذا بقيت على اتصالٍ بها بعد كلّ ما حصل |
Bir hırsıza tuhaf gelebilir ama buradaki her şeyi kendi paramla satın aldım. | Open Subtitles | قد يفاجئ ذلك اللصّ ولكنّي اشتريتُ هذه الأغراض، كلّ ما يوجد هنا، بمالي |
Orada olmayı çok istedim. Elimden gelen her şeyi yaptım. | Open Subtitles | أردت حقا لكي أكون هناك فعلت كلّ ما يمكن عمله |
Kahve için dışarı çıkabilirsiniz. Söylediği her şeyi yapmak zorunda değilsiniz. | Open Subtitles | يمكنكما الخروج لأجل القهوة، لستما مضطرّين على فعل كلّ ما يقوله. |
Bildiğin her şeyi bana öğrettin ama bildiklerimin yarısını asla öğrenemedin. | Open Subtitles | علّمتِني كلّ ما تعرفينه، لكن لم تتعلّمي قطّ نصفَ ما أعرفه. |
Ona hayatta her şeyi verdim ama şimdi telefonlarıma çıkartamıyorum. | Open Subtitles | وهبتُه كلّ ما في الدنيا والآن لا يردّ على اتصالاتي |
Söylediği her şeyi satın al ve makyaj yapmadan asla okula gitme. | Open Subtitles | إشتري كلّ ما تقوله لكِ، و لا تذهبي أبداً للمدرسه دون وجهكِ |
O daire bana O'ndan kalan tek şey gibi geliyordu. | Open Subtitles | أشعر بأنّ تلك الشقّة هي كلّ ما تبقّى لي منه |
Bu kadar parası var, ama yaptığı tek şey yazmak. | Open Subtitles | لديها كلّ هذا المال، لكن كلّ ما تفعله هو الكتابة |
Ama yapmak istediği tek şey, bu yer hakkında sorular sormaktı. | Open Subtitles | لكن كلّ ما أراده أن يسألني بضعة أسئلة حول هذا المكان |
Sana Sadece çay ikram edebilirim. Sen daha çok kahveciye benziyorsun. | Open Subtitles | كلّ ما أستطيع تقديمه لكِ هو الشايّ، تبدين كشخص يفضّل القهوة |
Senatör, bu işten siz mesulsünüz fakat tüm bulgularınızı doğruca bana bildirmenizi istiyorum. | Open Subtitles | حضرةَ السيناتور، ستتولّين هذا، .لكن أريدكِ أن تُطلعيني على كلّ ما تجدينه مباشرةً |
Yüzüyordum ve sonra hatırladığım ilk şey öksürüp uyandığım hepsi bu. | Open Subtitles | كنت أسبح، وبعدها فوجئت بنفسي أسعل الماء هذا كلّ ما أعرف |
Yaptığımız onca şeyden sonra neden gruplarına katılmamızı istesinler ki? | Open Subtitles | وبعد كلّ ما فعلناه، فلمَ عساه يودّنا أن ننضم لمجموعته؟ |
Baba istediğimiz her şeye sahibiz. Başka şeye ihtiyacımız yok. | Open Subtitles | أبي، لدينا كلّ ما نحتاج، ولسنا في حاجة لأشياء أخرى. |
Şimdiye kadar gösterdiğimiz her şey bağlantıları kurmak için üst veri kullanıyor. | TED | كلّ ما عرضناه عليكم إلى حدّ الآن، يستخدم بيانات التعريف لتأسيس الاتصال. |
Bugün evrende olan herşeyi barındırıyor içinde, hayal edebilirsiniz, patlıyor ve, | TED | و يشتمل على كلّ ما يحتويه الكون حالياً، فيمكن تصوّره ينفجر، |
6 yıldır yaptığı her şeyin karakteriyle tamamen çelişkili olduğu varsayımını yapmak gerek. | Open Subtitles | سيتطلب هذا التسليم جدلاً بأنّ كلّ ما فعلته هي خلال الأعوام الست الأخيرة |
Senin için önemli olan her şey tehlike içindeyse sen ne yapardın? | Open Subtitles | .. ماذا كنت لتفعل لو كلّ ما يهمك يقع تحت طائلة التهديد؟ |
Evet, o zaman da böyle düşünüyordun. Safının inandığı her şeyden nefret ederdin. | Open Subtitles | أجل، كان لك نفس الرأي عندئذٍ، إنّك كرهت كلّ ما آمن به فريقك. |
bütün bildiği bu. Bize bir şey yapamaz. Onu her zaman dışarıda tuttuk. | Open Subtitles | هذا كلّ ما كان يعرفه، لم يكن يتعاطى معنا من الداخل، أبقيناه خارجاً |
Henüz bilmiyoruz ama onları adalete teslim etmek için elimizden geleni yapacağız. | Open Subtitles | لا نعرف حتى الآن، ولكن سنفعل كلّ ما بوسعنا لتقديمهم إلى العدالة |
Size gösterdiğim herşey algılamanın farklı yönleriyle, görme ve duymayla ilgili bölgeler. | TED | كلّ ما أريتكم إياه لحدّ الآن هي مناطق تتدخّل في أشكال مختلفة من الإبصار السمع والرؤية. |