Hem de hiçbir delil bırakmadan. Tıpkı senin Dediğin gibi. | Open Subtitles | ولن يكون هناك أي دليل على ذلك، كما قلت تماماً. |
Dediğin gibi, bir hafta içinde ikimiz de ölmüş olurduk. | Open Subtitles | ، كما قلت أنت كنا سنكون ميتين خلال أسبوع واحد |
Aynen Dediğin gibi, jüriye taraflı tutum alacakları başka birini vermeliyiz. | Open Subtitles | كما قلت, يجب ان نعطي لجنة المحلفين شخصاً اخر تتحيز ضده |
Vermek zorundayım. Söylediğin gibi, Peter. "Ve bunu Papa söylüyor!" | Open Subtitles | يتحتم علي ذلك ، كما قلت بيتر انا البابا المختل |
Penceresi olmayan bir yere gitmeliydim. Bu sayede Söylediğin gibi çipi çıkarabilirdim. | Open Subtitles | كان علي الذهاب حيث لا توجد نوافذ كي اْنزع الشريحة كما قلت |
Fakat dediğim gibi, araç sürücüleri uyum sağlarlar, doğru mu? | TED | ولكن في الحقيقة كما قلت سابقا، يتأقلم سائقوا المركبات، صحيح؟ |
Bazen o şekilde, sizin Dediğiniz gibi kendini beğenmiş görünebilirler. | Open Subtitles | ربما هم كذلك من وقت لآخر, يبدون كما قلت متعجرفين |
Ancak daha önce söylediğim gibi, aynı mantık bulaşıcı hastalıklar ile ilgili pek çok alana uygulanabilir, uygulanmalı da. | TED | و لكن كما قلت منذ قليل, هذا النوع من المنطق ينطبق على الأمراض المعدية, و ينبغى أن يكون كذلك. |
Dediğin gibi burayı yakalım ve hiçbir şey olmamış gibi davranalım. | Open Subtitles | لنحرق هذا المكان كما قلت وندعي بأن هذا لم يحد قط |
Ama Dediğin gibi o ilaçları çalmadı onu bir canavara sen çevirdin. | Open Subtitles | فقط لو لم يسرق تلك العقاقير كما قلت أنت جعلته هذا الوحش. |
Belki başta değil ama senin de sorguda Dediğin gibi. | Open Subtitles | ربما ليس في البداية ولكن كما قلت لك في الاستجواب. |
Dediğin gibi, büyük şirketlerin avukatlarından bir şeyler saklamaları çok normal. | Open Subtitles | كما قلت ليس بالعادة لأن تخفي الشركات الكبيرة شيءً عن محاميها |
Dediğin gibi, burada birlikte daha önce de zor dönemlerden geçtik. | Open Subtitles | كما قلت ، قد مررنا بأوقات صعبة ...سوياً هنا ، إذن |
Senin Dediğin gibi anne. Bay Brinkmeyer'in yemleri iyi değil. | Open Subtitles | كما قلت ياأمي طعام السيد برانك ماير ليس صالحا |
Oyum hayır. Bak, gorilleri aynen Dediğin gibi uyuttuk. | Open Subtitles | لا , أقول لا , إسمع لقد جعلنا الألمان ينامون كما قلت بالضبط |
Penceresi olmayan bir yere gitmeliydim. Bu sayede Söylediğin gibi çipi çıkarabilirdim. | Open Subtitles | كان علي الذهاب حيث لا توجد نوافذ كي اْنزع الشريحة كما قلت |
First Lady, yeminli görevlerinden senin Söylediğin gibi asla kaçınmadı. | Open Subtitles | السيدة الولى ليس لديها واجبات مقسم عليها لتتجنبها كما قلت |
Söylediğin gibi bu bir ağır suç. Onu polislere bildirmeyecek misin? | Open Subtitles | كما قلت إنها جنحة أليس من المفترض أن تبلغِ الشرطة ؟ |
Neden? Çünkü güçlü performans akçesi çevrenizdeki görünürlüğünüzü arttırır ve daha önce dediğim gibi bu sayede bir destekçi size ilgi duyabilir. | TED | لماذا؟ لأن الدقة القوية في الأداء ترفع مستواك من الظهور في البيئة، كما قلت سابقًا، لدرجة أن أحد الرعاة قد ينجذب إليك. |
Dediğiniz gibi, bu kalabalık, büyük bir kargaşa yaratıyorlardı,değil mi? | Open Subtitles | كما قلت هذا الحشد فعلوا الكثير من الضوضاء ؟ نعم |
söylediğim gibi, bunu hayal etmek çok zor bir süreç. | TED | كما قلت لكم ..انه امر صعب جدا ان نتخيل الاختفاء |
Ama Söylediğiniz gibi bu siz değilsiniz öyle değil mi? | Open Subtitles | لكن كما تعرف هذا ليس أنت كما قلت بشكل بليغ. |
Lütfen dokunma Dedim ya. Parmak izi kalıyor. Parmak izi sevmem. | Open Subtitles | كما قلت ، لا تلمسي بصماتكِ ستطبع ولا أحب بصمات الأصابع |
Film reklamı yapan bir şirketin sahibi olduğumu söylemiştim. Şirketin sahibi olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | كما قلت في الليلة السابقة أنّي أملك شركة تعمل في مجال الدعاية السينمائيّة |
Bu, sağlık hizmetlerini iyileştirmek için kullanabileceğimiz müthiş bir cihaz. Ama daha önce belirttiğim gibi aynı zamanda büyük bir sorun. | TED | لذا .. إنها آلة رائعة يمكننا استخدامها لكي نحسن الوضع الصحي ولكن كما قلت .. فهي تمثل تحدٍ بالنسبة لنا |