Ve başımı kaldırıp babama baktığımda bana bir şeyler söylemesini istediğimi hatırlıyorum. | Open Subtitles | و أتذكر انني نظرت لأبي و .. وأردته أن يقول شيء ما |
babama vermek üzere fazladan yarı tayın alma hakkı kazanıyor. | Open Subtitles | حصلت على إذنٍ كي تجلب نصف حصة غذائية إضافية لأبي |
Anneme göre problemleydi biriydim... ve babama göre de tuhaf biriydim. | Open Subtitles | لأمي كنت مجرد مشكلة و، اه، لأبي كنت فقط بعض نزوة |
Ve babamın ahbaplarının çoğunun seyyar arabayı bu hâliyle sevdiği kolayca hayal edilebilir. | Open Subtitles | ومن السهل التخيل بان عدداً من المقربين لأبي يحبون سلة التفاح كما هي |
O kısım çok şaşırtıcıydı ama Babamı çıkarmama yardım etmenden bahsediyordum. | Open Subtitles | هذا الجزء كان مفاجيء للغايه, لكني أتحدث عن كيفية مساعدتك لأبي |
- Eğer babamla konuşursan eğitim diskini yüksek rütbelilere anlatırım. | Open Subtitles | أذا تحدثت لأبي, سوف يخبره عن الأقراص التي يعطيها لي |
Kulağa harika geliyor ama babam için bir şey yapmalıyım. | Open Subtitles | هذا يبدو ممتعا لكن يجب أن افعل هذا الشيء لأبي |
Vasiyette babama bir şey olması durumunda burası hakkında herhangi bir şey yazmıyor. | Open Subtitles | الوصية لم تقل شيئ عن إدارة هذا المكان إذا حدث شيًا ما لأبي |
Bir doktor olmayı istediğimi babama söylediğim an beni hastalarını çalmakla suçladı. | Open Subtitles | عندما قلتُ لأبي أنّني أريد أن أكون طبيباً إتّهمني بمحاولة سرقة زبائنه |
babama porno izletmekten vazgeçmeni söylemiştim. | Open Subtitles | قلت لك ألف مرة ألا تضع أفلامـاً جنسـية لأبي. |
Doğduğum yere... uzun, çok uzun zaman önce... beni doğuran anneme beni yetiştiren babama... dönüyorum. | Open Subtitles | سأعود للمكان الذي ولدت فيه لأمي التي تحملتني و لأبي الذي علمني في الماضي البعيد |
Bir servet avcısıyla evlenmek istediğimi babama nasıl söylerim? | Open Subtitles | وأقول لأبي إني تزوجت من رجل ربما يكون يبحث عن الثروة؟ |
babama "Yazar olmak istiyorum" derdim. O ise "Gazeteci" derdi. | Open Subtitles | قلت لأبي ، أريد أن أكون أديبه فقال صحفيه |
acele et ve ortalığı topla. Sonra da bu yemeği babama götür. | Open Subtitles | أسرعي ونظفي المكان وخذي صندوق الغداء لأبي |
Annem, aşklarının sürdüğünü ve babamın suskun kalmasını hatırlatmak için babama yazma riskini, bu korkunç riski göze aldı. | Open Subtitles | ، جازفت أمي بشدة بالكتابة لأبي تذكره بأن يبقى حبهما و يبقي على صمته |
Annem, arayıp babama olanları anlattığında, korkmadım. Mutlu oldum. | Open Subtitles | عندما أمي أخبرتني ماحدث لأبي لم أكن خائفة، كنت سعيدة |
babamın oğlu yoktu ve ben, bir bakıma onun oğlu oldum. | TED | لم يكن لأبي ولد، لذلك، إلى حد ما، كنت ابنه. |
Bu öylesi bir durumdu, çünkü kendi geçmişinde herhangi bir şiddet olayı yok. Ancak babamın vardı. | TED | كانت هذه أحدى الحالات، لأنها لم يكن لديها عنف ماضيها. لكن كان لأبي خلفية. |
Küçük erkek kardeşim doğduğunda ise bir anda babamın göz bebeği konumuna gelmişti, bilemiyorum. | Open Subtitles | عندما ولد أخي الذي هو أصغر مني كان هو المفضل لأبي |
Tüm hayatı boyunca sahtekâr olan Babamı elimden geldiği kadar affetmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أحاول صعب مثلي يمكن أن للغفران لأبي لأن يكون غشاش كامل حياته |
babamla senin bir saksağan olup olmadığın konusunda konuşmam gerekecek. | Open Subtitles | ،لقد وصّـيتك لأبي يجب أن أتأكد أنك لست شاذاً |
İşin sonunda, herşey fazlasıyla anlamsızlaşmıştı, babam için bile. | Open Subtitles | .. في النهاية ، الأمر كان كله سخيفاً حتى بالنسبة لأبي |
Bu tüfek babamındı. Onu öldüren adam almıştı. | Open Subtitles | هذه كانت لأبي, الرجل الذي قتلهُ أخذها |
Bunun bir daha senin başına gelmesine izin verme, baba. | Open Subtitles | لا تدع أي مكروه ينالك مطلقاً لأبي |
Aslında bu babamdan kaldı. Bu bebeği her gün işte kullanırdı. | Open Subtitles | في الواقع, إنها لأبي لقد اعتاد أن يستخدما يومياً في عمله |
Sonra babamıza onu ne kadar sevdiğimizi anlatan şarkı söyledik. | Open Subtitles | وبعدها قمنا بغناء أغنية سخيفة لأبي عن مدى حبّنا له |
Babacığa bir mektup yazdım. | Open Subtitles | ♪ لقد كتبت رسالة لأبي ♪ |