| Bu işi çok ucuza kapatıyorsun, Çünkü ben ne yaptığımı bilmiyorum. | Open Subtitles | هذه صفقة العمر تعرض عليك لأنني لا أعرف ما أقوم به |
| Bu harika olur. Çünkü ben düz çizgi bile çizemiyorum Bob. | Open Subtitles | ذلك سيكون عظيم لأنني لا أستطيع أن أرسم خط مستقيم بوب. |
| - Çünkü olacakların bir parçası olmak istemiyorum. | Open Subtitles | أرحل لأنني لا أريد أن أكون سبباً في ما سيحدث مهما كان |
| - Çünkü çok şükür işimi ciddiye alıyorum. | Open Subtitles | إلى غرفة مراقبة العمليات نعم, لأنني لا يمكن أن أفعل ذلك يجب أن آخذ عملي على محمل الجد |
| Öyle düşünmüyorum, çünkü en nihayetinde bu problemin teknolojiyle alakalı olduğunu düşünmüyorum. | TED | لا أعتقد ذلك، لأنني لا أعتقدُ في نهاية اليوم أنها مشكلة تقنية. |
| Çünkü ben içimin olduğundan daha fazla ölmesini istemiyorum artık. | Open Subtitles | لأنني لا أريد أن يموت ما بداخلي أكثر مما حدث |
| Her defasında benimle dans etmek istiyor ama edemiyorum, Çünkü ben dans etmeyi bilmiyorum ben ona hayattayken hiç dokunmadım. | Open Subtitles | انها تطلب مني أن نرقص دوما لكن لا يمكنني لأنني لا اعرف كيف و لأنه لم يتسنى لي أن ألمسها |
| İyi misin? ...yanlış anlaşılma Çünkü ben seni suçladığımı zannetmiyordum. | Open Subtitles | إنه سوء فهم لأنني لا أظن كنت أتهمكِ بأيّ شيء. |
| Bunun yaşanmasını istiyor musun, Çünkü ben hiç niyetli değilim. | Open Subtitles | هل تريدين لهذه أن تكون قضية التجربة؟ لأنني لا اريد |
| - Çünkü bütün yeşil ayakkabılı çocukları kendi kontrol edemem.. | Open Subtitles | لأنني لا أستطيـع تفقد جميـع الطلاب عـن أحذيـة خضـراء |
| - ...çünkü boş yere tüm bunları çöpe atmanı görmek istemiyorum. | Open Subtitles | لأنني لا أريدك أن ترمي كل شيء بينما لست مضطراً إلى ذلك |
| - Çünkü seni burada istemiyorum. Git! | Open Subtitles | ـ لأنني لا أُريدُك هنا ، إذهبي؟ |
| Bol bol marul ve ekmek yerdim, çünkü fazlasını alamıyordum. | TED | أكلت الكثير من الخبز والخس لأنني لا أملك شيئًا آخر. |
| Haklı olup olmadığımı merek ediyordım, ve korkuyordum çünkü ölmek istemiyordum. | Open Subtitles | تسائلت إذا كنت محق وأنا كنت خائف لأنني لا أريد الموت |
| Kesinlikle ben de onu diyorum çünkü o sıradan fahişelerden bahsetmiyorum. | Open Subtitles | بالضبط هذه غايتي لأنني لا أتحدث بمعدل خلفيتك الضيقة عن الباغيات |
| çünkü bu aptal sütyeni çıkartamıyorum. Görünüşe göre sonsuza kadar giymem gerekiyor. Pekala. | Open Subtitles | هذا لأنني لا استطيع خلع تلك الصدرية من الواضح أنه يجب ارتداءها للآبد |
| çünkü bunun ne anlama geleceğini henüz bilmiyorum. Anlıyor musun? | Open Subtitles | كلا، لأنني لا أعرف ماذا ذلك يعني، هل تعلم ؟ |
| Eskiden ben de çalışırdım, ama pek yeteneğim olmadığı için bıraktım. | Open Subtitles | لقد درستها,لكنني توقفت عن دراستها لأنني لا امتلك الكثير من الموهبه |
| Burada zaman geçiriyorum çünkü bir yıllık bir izin almaya ve o zamanı çocuğumuzla geçirip sonra döndüğümde kariyerimin beni bekliyor olması gibi... | Open Subtitles | أنا اقضي وقتي هنا لأنني لا أتمتع بالقدرة على أخذ عام اجازة لقضائه مع ابننا و أعلم أنه عندما اعود ساجد وظيفتي تنتظرني |
| Sadece seni onlarla birlikte görmek istedim çünkü artık seni o şekilde göremiyorum. | Open Subtitles | لقد أردت فقط ان أراك معهم لأنني لا احب رؤيتك هكذا بعد الآن |
| ondan mezuneyitime gelmemesini istedim... 'çünkü arkadaşlarımın onu konuşurken duymasını istemedim... ve oda gelmedi. | Open Subtitles | سألتها الا تأتي الى حفلة تخرجي لأنني لا اريد اصدقائي ان يسمعوها تتكلم وهي لم تأتي |
| Evet, hızlı olmalıyım çünkü şu andan itibaren laboratuara gelmek için fazla vaktim yok. | Open Subtitles | نعم، كان علي أن أفعل ذلك بسرعة لأنني لا ينبغي أن ديك الكثير من الوقت من الآن فصاعدا أن تأتي إلى المختبر. |
| Buraya gelip sormaya karar verdin, çünkü hiç hayır demiyorum. | Open Subtitles | وإعتقدتِ بأن تأتي إلى هنا وتطلبيه لأنني لا أرفض أبداً |
| Ve salonda yatmak zorunda olan bir oğlum var, çünkü hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | وعندي صبي ينام في غرفة المعيشة لأنني لا أملك شيئًا |
| Ve ayrıca telefonlarına cevap vermediğim için benim peşimden koşmadığını da. | Open Subtitles | و أنك لا تلاحقني فقط لأنني لا أرد على مكالماتك. |