şimdi tek bir şey bile Anlamıyorum ama çocukken yapabiliyordum | TED | لا أفهم منه شيء الأن، لكني كنت أستطيع وأنا طفل. |
Bu adamların benimle böyle çalışmalarına nasıl izin verdiğini Anlamıyorum. | Open Subtitles | لا أفهم كيف تسمح لهؤلاء الشباب بإذلالى بمثل هذا الشكل؟ |
Neden bunları anlatmak zorundayım Anlamıyorum. Bunlar benim özel meselelerim. | Open Subtitles | أنا لا أفهم لم علي أن أتحدث هذه أموري الخاصة |
Bunu nasıl yapabildiklerini Anlamıyorum. Ben asla bir böcek yiyemem. | Open Subtitles | لا أفهم كيف يفعلون ذلك، ما كنت لآكل حشرةً أبدا |
Sıkı dost olduğumuzu sanıyordum ama bana Noel kartpostalı yok. Anlamıyorum. | Open Subtitles | حسبت أننا صديقان مقربان، لا أفهم لماذا لم أحصل على واحدة |
Her gün, okula neden 4 çanta kitap götürüyorsun, Anlamıyorum. | Open Subtitles | لا أفهم لمَ تحتاج لأربع حقائب من الكتب لتذهب للمدرسة |
Her gün, okula neden 4 çanta kitap götürüyorsun, Anlamıyorum. | Open Subtitles | لا أفهم لمَ تحتاج لأربع حقائب من الكتب لتذهب للمدرسة |
Neden olduğunu Anlamıyorum, ama görünüşe göre hayvanlara kendinizden daha çok değer veriyorsunuz. | Open Subtitles | لا أفهم لماذا لكن يبدو أنك مهتم بالوحوش أكثر مما تهتم بسلامتك الخاصة |
Gördün mü, bunu Anlamıyorum. Sen neden AT'ye okuyorsun ki? | Open Subtitles | أترين, أنا لا أفهم هذا لِما جئتِ إلى هنا إذاً؟ |
- Anlamıyorum. - İki adamımızın o gemide olduğuna inanıyoruz. | Open Subtitles | أنا لا أفهم نعتقد أن أثنان منا على متن السفينه |
- Anlamıyorum. - Onu bana bırak. Susan Chappell'ı kazandırman lazım bana. | Open Subtitles | أنا لا أفهم اترك الأمر لي أريدك أن تحضر لي سوزان حية |
Bu kadar şeyi aynı anda nasıl idare edebildiğini gerçekten Anlamıyorum. | Open Subtitles | لا أفهم بصدق كيف يمكنها عمل أشياء كثيرة في وقت واحد |
Anlamıyorum. O kadar yozlaşma ve üçkağıda tanık olduktan sonra nasıl herkes eğlenebiliyor? | Open Subtitles | لا أفهم ، كيف يحتفل الجميع بعد كل ذلك الفساد والخداع الذي شهدناه؟ |
Ben sadece neden yemek borusunda kanser varken onun kalbini ameliyat ettiklerini Anlamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أفهم لم سوف يجرون جراحة على قلبه بينما السرطان في أحشائه |
Burada ben de yaşıyorum. Anlamıyorum, neden o beni aramadı? | Open Subtitles | ، لا أفهم ذلك لماذا لم تقم بالإتصال بي ؟ |
Rahatlamak için esrar içmeni, ama omuzlarına masaj yapmama izin vermemeni Anlamıyorum. | Open Subtitles | لا أفهم لماذا تدخن الحشيش حتى تسترخي ولا تدعني افرك لك كتفيك |
Neden bunu yapmak zorunda olduğumu Anlamıyorum. John'un fotoğrafları var zaten. | Open Subtitles | أنا لا أفهم لماذا علي أن أفعل ذلك لديهم صور له |
Neden bunu yapmak zorunda olduğumu Anlamıyorum. John'un fotoğrafları var zaten. | Open Subtitles | أنا لا أفهم لماذا علي أن أفعل ذلك لديهم صور له |
Yani yönetmenin niye bütün yemeklerini benimle yemek istediğini Anlamıyorum. | Open Subtitles | لذا لا أفهم رغبة المخرج في تناول كل وجباته برفقتي |
Anlamıyorum bana gerçeği söylemeyecek bir adamla nasıl beraber olabilirim.. | Open Subtitles | أنا لا أفهم كيف أكون مع شخص لا يخبرني بالحقيقة |
Hala, bunu güçlerimiz olmadan ona nasıl içireceğimizi anlamış değilim. | Open Subtitles | مازلت لا أفهم كيف يمكننا جعله يشرب هذا بدون قدراتنا |
Farkedin artık, Prenses. Ben de sizin neden bahsettiğinizi bilmiyorum. | Open Subtitles | أدرك يا أميرة، أنا لا أفهم أيضًا عن ماذا تتكلمين |
- Hayır. Neden bir cinayet dedektifinin beni takip ettiğini Anlayamadım. | Open Subtitles | كلاّ، اسمع، ما زلتُ لا أفهم لماذا يقوم مُحقق جنائي بتتبّعي. |
Biliyor musunuz, ben bu iş meselelerinden hiç anlamam hiçbir zaman da anlamadım. | Open Subtitles | أتعلم ؟ لا أفهم حقاَ هذا العمل لأني في حياتي لم أفهم التجارة |
Bunu anlayamıyorum çünkü eğer salınımların durması gerekiyorsa o zaman salınımları durdurmalıyız. | TED | لا أفهم ذلك، فإذا كان للانبعاثات أن تتوقف، فيجب علينا إيقافها إذاً. |