ويكيبيديا

    "للتحدث" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • konuşmaya
        
    • konuşmak
        
    • konuşmam
        
    • konuşmamız
        
    • konuşacak
        
    • konuşma
        
    • konuşacağım
        
    • konuşmalıyım
        
    • konuşalım
        
    • konuş
        
    • konuşmalıyız
        
    • konuşurum
        
    • konuşayım
        
    • konuşman
        
    • konuşabilir
        
    Sonunda şirket, uzun dönem yeniden yapılanma hakkında açık bir biçimde konuşmaya hazırdı. TED شركة المرافق كانت مستعدة أخيرًا للتحدث بثقة حول إعادة التطوير على المدى البعيد.
    Ve Batı sanatındaki büyük trajediler hakkında onlarla konuşmaya gittim. TED و ذهبت للتحدث معهم بخصوص احدى تراجيديات الفن الغربي الرائعة
    Bununla ilgili konuşmak için yanına gitmiştik ki aniden kuramı çürüttü. TED هكذا ذهبنا للتحدث معه حول هذا الموضوع وعلى الفور، أسقط النظرية
    Babamı oyalayabilir misin tatlım? Gidip biraz annemle konuşmam lazım. Open Subtitles ايمكنك ان تشغل والدى قليلا ساذهب للتحدث قليلا مع والدتى
    Elbette... üçüncü tarafla konuşmamız gerektiğinde, her şeyi biliyor olacağım... en ufak Peni, Sterlin, Frank ve Mark'ına kadar. Open Subtitles وبالطبع اذا اضطررنا للتحدث إلى طرف ثالث فأنا أعرف كل شيء بداية من القرش إلى الجنيه الفرنك والمارك الألماني
    Ama sonra bir daha onunla konuşacak fırsatım bile olmadı. Open Subtitles و بعد هذا لم أحصل على فرصة ثانية للتحدث معه
    Odaya davet edildiyseniz, o masada bir yeriniz olduğunu bilin ve o masada bir yeriniz varsa konuşma sorumluluğunuz da vardır. TED إذا كنت قد دُعيت للغرفة، تعرف بأن لديك مقعدًا على تلك الطاولة، وإذا كان لديك مقعد على الطاولة، عليك المسؤولية للتحدث.
    Geçen ocak ayında, senin şu dalkavukların tekiyle konuşmaya geldim. Open Subtitles جئت إلى هنا في يناير الماضي للتحدث مع أحد رجالك
    Bu konuda konuşmaya can atıyordum zaten. Tek yaptığımız öpüşmekti. Open Subtitles حسناً، هذا عظيم، لقد كنت أتحرق شوقاً للتحدث عن هذا
    Gözlemeler bir yana, buraya gerçekten oğlum hakkında konuşmaya gelmiştim. Open Subtitles بغض النظر عن الفطائر جئت هنا حقاً للتحدث عن ابني
    Bugün konuşmak için fırsat bulamadığım daha pek çok mikrobik örnek var. TED هناك الكثير من الأمثلة للكائنات المجهرية التي لايسعني الوقت للتحدث عنها اليوم.
    Hepinizin bildiği gibi buraya psikoloji hakkında konuşmak için geldim. Open Subtitles أنا هنا للتحدث عن علم النفس وهو كما تعرفون جميعاً
    John, çok üzgünüm. konuşmak için sana geldim ama yoktun. Open Subtitles جون ، انا متأسفة ذهبت للتحدث معك ولم تكن هناك
    Bak, uh, bu üstüme vazife olmayabilir, fakat seninle konuşmam lazım, Dimples. Open Subtitles قد لا يكون هذا من شأنى ولكننى أحتاج للتحدث معك يا ديمبلز
    Evet, ama şu an sırası değil. Direktör ile konuşmam gerek. Open Subtitles أجل، لكنني لا أستطيع الخوض بذلك الآن أحتاج للتحدث إلى المدير
    Herkes konuşmam gerektiğini düşündü, ama gelişimsel olarak bilinçli hareket etmiyordum. Open Subtitles جميعهم ظنوا انى بحاجة للتحدث لكن تنمويا لم يتم ارشادى بالضمير
    Gregory'nin babasıyla konuşmamız lazım, bizden ne sakladığını bulmamız gerek. Open Subtitles نحتاج للتحدث مع والد غريغوري ونكتشف ماذا يخفي عنا ايضا
    Vaziyetlerini ortaya koyduktan sonra geriye konuşacak pek fazla şey kalmıyordu. Open Subtitles وحالما انتهوا من تسوية شؤونهم لم يعد لديهم المزيد للتحدث عنه
    Birisi "konuşmamız gerek" dediğinde bu bazen değişen duygular hakkında bir konuşma olur. Open Subtitles عندما يقول شخص نحنُ بحاجة للتحدث أحياناُ تقود إلى مناقشة حول تغير المشاعر
    Gidip adamla konuşacağım ve sana daha iyi bir oda bulabilir miyiz, soracağım. Open Subtitles سأذهب للتحدث مع الرجل. وسأرى إن كنا نستطيع أن نجد لك غرفة ألطف.
    Seninle konuşmalıyım. Şimdi! Open Subtitles اسمعونى , انا بحاجة للتحدث اليكم الان , هيا
    Dur bir dakika. Gidip, şu kızla konuşalım. Tamam mı? Open Subtitles انتظر لحظة دعنا نذهب للتحدث مع هذه الفتاة, صحيح ؟
    Pekâlâ git erkeğinle konuş. Sonra görüşürüz. Open Subtitles حسناً، اذهبي للتحدث مع صديقكِ أراكِ لاحقاً
    Ayrıca yapım personeliyle konuşmalıyız çünkü yeni mankenlere ihtiyacımız olacak. Open Subtitles سأذهب للتحدث إلى أليكسيس و علينا التحدث إلى موظفي الإنتاج
    Öğürme refleksimi kontrol altına alıp Crickett'le konuşurum. Hayır. Open Subtitles حسنا, ساتغاضى عن كبريائي وأذهب للتحدث مع كريكت
    Pekala, şu arkadaki Amanda olmalı gidip konuşayım, ve, uh, psikolojik durumuna bir bakarım. Open Subtitles حسنا إذن , ستكون أماندا بالخلف هناك , لذا سأذهب للتحدث إليها و سأحصل على قراءة لحالتها العقلية
    Benim aracılığımla konuşman gerekmez. Open Subtitles عندها سيمكنك رؤيتها ولن تضطري للتحدث من خلالي
    Neydi o öyle? Bir saniyeliğine dışarıda konuşabilir miyiz? Open Subtitles هل يمكننا فقط الذهاب للتحدث في الخارج لثانية؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد