Ama taksi garajındaki bir ucubeyle buluşmaya tek başıma gitmiyorum. | Open Subtitles | لكني لن أذهب وحيدة لمقابلة مخيف في مرآب سيارات الأجرة |
Eve gitmiyorum ve koruma falanda istemiyorum. Arabana bomba yerleştirdi! Ve şu anda benden mümkün olduğunca uzak olman gerek. | Open Subtitles | لن أذهب الى المنزل ولا احتاج الى حراسة الشرطة أيضا الان انت تحتاج ان تكون بعيد عنى بقدر ما يمكنك |
Sen bana neler döndüğünü söyleyene kadar hiçbir yere gitmiyorum. | Open Subtitles | أنا لن أذهب إلى أي مكان حتى تخبرني ما يحدث. |
Bu sabah işleri hızlıca hallettiğimizden "Belki de eve gitmem." diye düşündüm. | Open Subtitles | منذ انجزناها بسرعة هذا الصباح ان أفكر ربما لن أذهب الى البيت |
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama seninle hiçbir yere gelmiyorum. | Open Subtitles | .. لكنني أكره إخبارك بأنني لن أذهب معكَ لأيّ مكان |
Artık adın kötüye çıktı, o yüzden sen gidiyorsan, ben gitmiyorum. | Open Subtitles | لقد أصبحتِ الآن سيّئة السمعة إذا كنتِ تريدين الذهاب، لن أذهب. |
Ben kapıda kimlik sorulan bir mekana gitmiyorum, tamam mı? | Open Subtitles | لن أذهب إلى مكان حيث يضعون بطاقة لعينة على الباب |
Bu konuyu konuşmayalım. gitmiyorum. | Open Subtitles | دعينا لا نتجادل بشأن هذا الآمر ، لن أذهب |
Ben onunla gitmiyorum. Terliyor, kokuyor ve beceremiyor. | Open Subtitles | لن أذهب معه إنه مقرف ويتعرق ولا يستطيع فعل ذلك |
Kim olduğunuzu ve neler döndüğünü öğrenene kadar hiçbir yere gitmiyorum. | Open Subtitles | انا لن أذهب إلى أي مكان حتى أعرف من انت وماذا يجري |
Teşekkürler, dostum ama işlerlin icabına bakana kadar hiçbir yere gitmiyorum. | Open Subtitles | شكراً أيّها الٔاخ، لكنني لن أذهب إلى منزلي إلّا بعد اهتمامي بالعمل |
Milli muhafiz ya da SWAT ekibi göndermeleri gerek çünkü ben hiçbir yere gitmiyorum. | Open Subtitles | سيحتاجون لكي يرسلوا الحرس الوطني و فريق اقتحام سريع لأني لن أذهب لأي مكان |
Böyle emir vermeye devam edeceksen ben hiçbir yere gitmiyorum. | Open Subtitles | إن لم تكفي عن إصدار الأوامر لن أذهب إلى أي مكان |
Buradayım. Tam buradayım. Hiç bir yere gitmiyorum. | Open Subtitles | إسمع, أنا هنا, أنا هنا, لن أذهب لأي مكان |
Hayatım, bana alışmaya gayret etmelisin, çünkü biliyor musun hiçbir yere gitmiyorum. | Open Subtitles | ياحبيبى , يجب أن تحاول وتستخدمنى لأنك تعرف لماذا ؟ لن أذهب إلى أى مكان |
Bir yere gitmiyorum, lütfen çık. | Open Subtitles | أنا لن أذهب إلى أي مكان، لذا أرجوكِ اخرجي. |
"Seni bırakayım mı?" Bütün gece peşimde olacak. Ben bir yere gitmiyorum. | Open Subtitles | سيقوم باللحاق بي طيلة الحفله وسؤالي ان كنت أريد توصيله بدراجته ، لن أذهب |
Eğer giyecek iyi bir şey bulamazsam ben de gitmem! | Open Subtitles | أنا لا أستطيع أن أجد شيئاً جميلاً , لن أذهب |
Alderaan'a gitmeyeceğim. Eve gitmem lazım. Geç oldu. | Open Subtitles | لن أذهب الى الديران يجب أن أذهب الى البيت |
Ama ben gelmiyorum. Hepimiz için en iyisi bu. | Open Subtitles | لكني لن أذهب معكما من الأفضل لنا جميعاً أن لا أذهب |
Ben sizinle eve gelmiyorum anne. | Open Subtitles | أنا لن أذهب معك إلى البيت يا أمى أنا ذاهب إلى نيويورك |
gelmeyeceğim ve zorla da götüremezsin. | Open Subtitles | لن أذهب معكم، ولن تستطيعي أن تجبريني على ذلك |
Bir yere gittiğim yok. Bunu biliyorsun, değil mi tatlım? | Open Subtitles | لن أذهب إلى أي مكان تعلم ذلك جيداً يا عزيزى؟ |
Bu yüzden kimseye söyleme ama okula seninle gelmem mümkün olmayacak. | Open Subtitles | لذا لا تخبري أحد ، لأنني لن أذهب إلى المدرسة معكِ |
Dün birini vuruyorsun ve şimdi bu. Senin için hapse girmeyeceğim. | Open Subtitles | تضرب رجلاً ليلة أمس والآن هذا لن أذهب للسجن من أجلك |
O hapishaneye gitmeyeceğim. Ona zarar vermek için bildiğim tek yol bu. | Open Subtitles | لن أذهب لهذا السجن، إنّها الطريقة الوحيدة التي أعرف أنّي أجرحها بها. |