- Ona bakmanı istiyor konuşmanı istiyor, ancak bunu yapmayacaksın. | Open Subtitles | يريدك أن تنظر إليه وتتحدث إليه ولكنك لن تفعل ذلك |
- Onu buradan çıkarmam gerekiyor. - Hayır, bunu yapmayacaksın. | Open Subtitles | يجب عليّ أن أخرجه من هنا لا، انت لن تفعل هذا |
Odayı tehlikeye atacak bir şey yapmaz ne de olsa pençelerini ona geçirdi. | Open Subtitles | انها لن تفعل اي شئ لتغامر بالحجرة الان لديها مخالبها القليلة القذرة فيها |
Elbette orada derece yapamazsın, ama yaptığın her neyse iyi yapabilirsin. | Open Subtitles | بطبيعة الحال، وليس مع درجة أن هل يمكن أن يحصل هنا، ولكنك لن تفعل جيدا أيا كانت. |
Bu hiç mantıklı değil. Sen olsan öyle yapmazdın. Jane de öyle yapmayacak gibi görünüyor. | Open Subtitles | ـ ماكنت أنت نفسك لتتصرفى هكذا ـ يبدو أن جين لن تفعل ذلك |
- Bir daha yapmayacağını... - Bu saçmalık falan değil. | Open Subtitles | ظننتك لن تفعل ذلك مرة أخرى أبى هذا ليس هراء |
Yok yok, olmaz! Kımıl kımıl acayip şeyleri salla! Ağır asit önleyiciyi alıyoruz. | Open Subtitles | لا لن تفعل ، تباً لذلك الهراء العشبي القذر، سنقبل بدواء المضاد للحموضة |
Ama hayır, sen zaten yapmazsın. Kibar davranmaya çalışıyordun. | Open Subtitles | لن تفعل هذا على ما أظن تحاول أن تكون لطيفاً |
Bunu yapmayacaksın. Çünkü yaparsan, hayatını hapiste geçirirsin. | Open Subtitles | لن تفعل ذلك لأنك اذا فعلت ذلك سوف تسجن مدى الحياة |
Üstümde ölmek gibi aptalca birşey yapmayacaksın değil mi? | Open Subtitles | انك لن تفعل شئ غبى كأن تموت فوقى ,اليس كذلك؟ |
O silahla bir çılgınlık yapmayacaksın ya? | Open Subtitles | انت لن تفعل اى شئ متهور بهذا المسدس أليس كذلك؟ |
Seni iyi tanıyorum, Tonny ile takılmak dışında hiçbir şey yapmayacaksın. | Open Subtitles | أنا أعرفك.لن تفعل أى شيئ سوى التسكع مع طونى |
Hayır, araba kullanamazsın.Bu semptomlar ortadan kalkana dek hiç bir şey yapmayacaksın. | Open Subtitles | كلا, لن تسوق. لن تفعل أي شيئ حتى تختفي هذه الأعراض. |
Lauren asla böyle bir şey yapmaz. O iyi bir dosttur. | Open Subtitles | لورين لن تفعل ذلك أبداً لي , إنها صديقة جيدة جداً |
Burada yapamazsın. Sana erkekler tuvaletinin yerini söyledim. | Open Subtitles | لن تفعل ذلك هنا اخبرتك اين دورة مياه الرجال |
Artık bunu yapmayacak. | Open Subtitles | كلا، لقد أخبرتك أنها لن تفعل هذا بعد الآن |
Doğruya doğru, bir şey yapmayacağını biliyorum iyi birisin çünkü. | Open Subtitles | وحقا اعرف بأنك لن تفعل اي شئ لأنك رجل صالح |
- Teşekkürler. - Yiyecek bir şey alayım. - Hayır, olmaz. | Open Subtitles | ـ سأحضر شيئا ً لآكله ـ اللعنة, لن تفعل لقد أفسدت عليك الدعوة |
Tamam, tamam, sen asla böyle bir şey yapmazsın. | Open Subtitles | نعم .. نعم . انت لن تفعل شيئاً كهذا أبداً |
Burada bir şey yapma yoksa ikimiz de ölürüz. | Open Subtitles | لكنك لن تفعل به شيئاً هنا وإلا فإننا سنقتل معاً |
Bir şey yapmayacağım, söz veriyorum, tamam mı? | Open Subtitles | وأنا لن تفعل أي شيء. أعدك ، حسنا؟ من فضلك |
Onları da almadan gitmiyorsun. | Open Subtitles | ليس بدونهم, لن تفعل ذلك ,أوه, و إن فضلت وجبة في منتصف الليل |
Sorularımızı cevaplamasını istiyoruz, anladın mı? O cevapları alana kadar hiçbir halt etmeyeceksin. Anladın mı? | Open Subtitles | لن تفعل شىء قبل أن أحصل على إجاباتى هل تفهمنى؟ |
Ama öldürmeyeceksin çünkü bana ihtiyacın var. | Open Subtitles | .. ولكنك لن تفعل لأنك تحتاجني لأجل شئ ما |
Hayır gömmezdin çünkü bu seni, ondan daha üstün biri yapmazdı. | Open Subtitles | كلاّ، لن تفعل ذلك، لأنّ ذلك لن يجعلك أفضل منه. |