ويكيبيديا

    "مباشر" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • direk
        
    • dolaylı
        
    • doğrudan
        
    • hemen
        
    • doğru
        
    • canlı yayın
        
    • düz
        
    • açık
        
    • yüze
        
    • bizzat
        
    • doğruca
        
    • canlı olarak
        
    • açıkça
        
    • net
        
    • direkt
        
    Moskova altgeçidi için yapılmış tüneller direk olarak bankanın altından geçiyor. Open Subtitles أنابيب بناء توسيع نفق ميترو موسكو تمشي بشكل مباشر تحت البنك
    Yani bu organizmaları etkilememiz için onlarla direk temas halinde olmamız bile gerekmiyor. TED فليس علينا بالضرورة القيام باتصال مباشر مع هذه المخلوقات ليكون لنا تأثير حقيقي عليها
    dolaylı delillere rağmen, Tesla'nın fikirlerinin ya da planlarının Stratejik Savunma Girişimi'nde kullanıldığına doğrudan işaret eden bir kanıt yoktu. Open Subtitles على الرغم من الأدلة الظرفية لا يوجد دليل مباشر على أن أفكار أو خطط تيسلا استخدمت في مبادرة الدفاع الاستراتيجي
    Bu riskler doğrudan bu ülkenin sürdürülebilirliğini ve devamlılığını etkiler . TED هذه المخاطر, تؤثر تأثير مباشر علي بقاء هذة الامة و استمراريتها.
    Tüm o kukuletalı adamlar kasabada toplandıktan sonra, üzgünüm ama dürüst olmak gerekirse, onu hemen öldürmelerini ümit ederim. Open Subtitles بمجىءّ أولئك الرجال المقنّعين هنا سأكون صادقا معكم . بكل أسف أتمنى أن يحاسبوه بشكل مباشر
    Bu çılgın yarım küreden doğru düzgün bir cevap alamıyorum. Open Subtitles لاأستطيع الحصول على جواب مباشر من نصف الكرة الأرضية المجنون
    Tonga Adaları'ndan canlı yayın yapıp yapmadıklarını bilmiyorum ama genel olarak, evet. Open Subtitles أنا لا أعرف أذا كانوا يذيعوا مباشر من جزيرة تونجا. لكن ستكلمونعم
    - direk bir emir almadıkça, bu adamları dışarı çıkartacağım Open Subtitles - ما لم يوجه لى امر مباشر ساخرج هؤلاء الرجال
    Sağ elinin, direk temasdan dolayı, sekiz ila dokuz gray* nötron radyasyonuna maruz kaldığını düşünüyoruz. (*Ç.N: gray radyasyona maruz kalan dokular için bir ölçme birimi 1 gray = 1 joule / 1 kilogram) Open Subtitles نعتقد أ ن يده اليمنى تعرضت لها من 8 الى 9 من شوائب النيترون المشعة نتيجة اتصال مباشر
    Birisinin Scott Gregorio'yu engellemeye çalıştığını düşünüyoruz direk olarak veya olmayarak. Open Subtitles حَسناً، نُفكّرُ مُحَاوَلَة شخص ما للوُصُول إلى سكوت جريجوريو أمّا مباشرة أَو بشكل غير مباشر.
    Bir önlem olarak sadece o ve onun birkaç personeli direk temas halindeydi. Open Subtitles هي و بعض مِنْ موظّفيها فقط كَانَ لديهم إتصال مباشر كوقايه
    Belki de değildir ama verdiği bilgiler, direk bağlantı. Open Subtitles و من الممكن الا يكون منهم لكنك تستعمله في توفير المعلومات لنا, و هذا اتصال غير مباشر
    Bu da birlikte olmak için dolaylı bir istek örneği mi? Open Subtitles هل هذا هو مثال آخر على طلب غير مباشر للعلاقات الحميمة؟
    Buna post sembolik iletişim diyorduk, çünkü tecrübe ettiğiniz bir şeyi doğrudan ortaya çıkarmak gibi olacaktı, dolaylı yoldan sembollerle onu anlatmak artık olmayacaktı. TED أطلقنا عليه تواصلاً لما بعد الرمزيّة لأنه سيكون وصفًا لتجاربك بشكل مباشر عوضاً عن استخدام الرموز للتعبير عن الأشياء.
    Bu daha kısa yapılar, güvertelerini doğrudan kuleleri destekleyen çapraz kablolarla ayakta tuttular. TED حملت هذه البنى الأقصر قواعدها بوساطة كابلات قطرية تتصل بشكل مباشر بأبراج الدعم
    İşaret verince hemen boşaltın. Open Subtitles حطى على لوح الهبوط أقلاع مباشر بناء على أوامرى ثم امكثى فى الجوار
    Saat doğru değil. Bu canlı yayın değil. Tekrara alınmış. Open Subtitles الوقت غير صحيح، هذا ليس مباشر الشريط على دائرة مغلقة
    Kanal 14'te canlı yayın var istersen bir kontrol et. Open Subtitles هناك بثٌّ مباشر على القناة الـ 14 إن أردتَ تفقدّهُ.
    Bu aslında gayet düz bir görüntü işleme rutini. Şimdi nasıl çalıştığını göstereyim. TED الآن هذا هو أسلوب معالجة مباشر جدا. دعوني أريكم كيف يعمل.
    Bunun yanıtı çok açık. Sonsuza dek yok olurlar. TED والجواب هو مباشر حقاً. إنها تضيع إلى الأبد.
    Buna bir giriş kapısı olarak münazara; aykırı fikirlerle doğrudan, saygılı biçimde, yüz yüze bir bağlantı kurmamızı gerektirir. TED وهكذا، كنقطة افتتاحية لذلك: تتطلب المناظرة أن نتشارك في أفكار متعارضة، بشكل مباشر ومهذب ووجهاً لوجه.
    Yaşamış en büyük yazarlardan biri olan George Orwell, 1920'lerde yoksulluğu bizzat deneyimlemiş. TED جورج أورويل، أحد أعظم الكتاب في التاريخ عاش بفقر لفترة زمنية بشكل مباشر في عشرينيات القرن الماضي.
    Ama iyi ki kazağı giymedim, çünkü oraya vardığımda havaalanından doğruca BBC'deki bir canlı yayına yetişmek zorunda kaldım. Open Subtitles لكنني محظوظ لانني لا البسها لانني عندما اصل للمطار اذهب مباشرة للقاء مباشر لدى قناة الـ بي بي سي
    Eğer ben bunu sahnede canlı olarak yapabiliyorsam, her birinize beş dakika içerisinde bu tür cihazlardan birini nasıl kontrol edebileceğinizi gösterebilirim. TED وإذا استطعت فعل ذلك بشكل مباشر على المنصة، عندها أستطيع أن أريكم جميعًا في خمس دقائق كيف تشغلون واحدة من هذه الأجهزة.
    Bir teklifim var. açıkça evet ya da hayır de. Open Subtitles انا أقدم لك إقتراح مباشر وكل ما أريدة إجابة مباشرة نعم أم لا
    Birkaç telefon ettim ama babanla ilgili net bir cevap alamadım. Open Subtitles قمت بعدة إتصالات لكنني لم أحصل على جواب مباشر حول والدك
    Tollan uzun menzilli iletişim aracından direkt olarak aktarım alıyoruz. Open Subtitles نحن نتلقى اتصال مباشر من أداة تولان للإتصال بعيد المدى

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد