105 nolu batı kuzey sınırındaki hava alanı çıkışı kapalı. | Open Subtitles | تعيق الحركة المؤدية الى شمال مخرج المطار من شرق 105 |
Yangın çıkışı arka tarafta. Kullanmanız gerekirse, siz ilk olacaksınız. | Open Subtitles | مخرج الطوارئ هو في الجزء الخلفي هل سنحتاج لاستعماله ؟ |
Onu bulduğum zaman, buradan çıkış yolu bulmamaız gerekecek. Bütün çıkışları kapattılar. | Open Subtitles | عندما أجده سنكون بحاجة الى مخرج من هنا لقد أغلقوا جميع المداخل |
Bir çıkış yolu bulamazsak, sonraki bin yılda biz de onunla bekleriz. | Open Subtitles | ربما نظل هنا للالف سنه القادمه لو لم نجد مخرج من هنا. |
Bu durumda Almanları tuzağa düşürüp mayınlarımıza çekmekten başka yol göremiyorum. | Open Subtitles | لذا أنا لن أرى أي مخرج ماعدا إغواء الألمان نحو ألغامنا |
Lütfen koşmayınız. Mümkün olduğunca çabuk en yakın çıkışa yürüyün. | Open Subtitles | نرجوكم عدم الركض سيروا باسرع ما يمكنكم الى اقرب مخرج |
Bir yolunu bulsak bile şaşkın suratlı ve farklı isimlerde oluruz. | Open Subtitles | وحتى إذ وجدنا مخرج نحن نريد الوصول لشخص لا نعرف ملامحه |
Her zaman acil kaçışlarda servis elemanları sena en yakın çıkışı gösterecektir. | Open Subtitles | في الحدث السيء للهبوط الاضطراري، طاقم الطوارئ سيقودكم إلى أقرب مخرج متاح. |
Tünelin çıkışı olduğunu sanmıyorum. Biraz genişlemiş görünebilir, hepsi bu. | Open Subtitles | لا أعتقد أنه مخرج ربما أنه واسع قليلاً لكن فقط |
Biz yukarı çıkıyoruz. Yangın çıkışı var mı bir bakalım. | Open Subtitles | إننا ذاهبون للطابق العلوي لنرى إذا كان هناك مخرج طوارئ |
Bağlantı kitaptaki son labirent. Çözülemez bir şey. Bir çıkış yolu yok. | Open Subtitles | الصلة أنّها آخر متاهة في الكتاب، إنّها لا تحلّ، فلا مخرج منها |
O zaman bana neden bir çıkış yolu bulamadığımızı söyle. | Open Subtitles | ثم قل لي لماذا لا يمكننا إيجاد مخرج . هاه؟ |
Takip etmek çok riskli. Başka giriş, çıkış yolu yok. | Open Subtitles | تتبعه به خطورة شديدة فلا يوجد مخرج أو مدخل آخر |
Giriş panelleri dışında kapı, ya da başka bir yol yok değil mi? | Open Subtitles | لا مخرج اخر لا ابواب لا ابواب للدخول او الخروج ماعدا فتحات السقف هل هذا صحيح؟ نعم يا سيدي |
Benim düşündüğüm Bir kıza atlamaktan başka yol olmadığını düşündüren nedir? | Open Subtitles | . . لجعلها تعتقد بأنّها ما كان لديها مخرج |
Mesela, yalancıların göz kırpma oranlarını değiştireceklerini, ayaklarını bir çıkışa doğru çevireceklerini biliyoruz. | TED | نعرف، مثلاً، نعرف بأن الكذابين سيغيرون طريقة غمز اعينهم، والتوجه لإيجاد مخرج. |
Bence bu acı olaydan kurtulamanın daha iyi bir yolunu bulabiliriz. | Open Subtitles | أعتقد أن علينا إيجاد مخرج أفضل لحزننا بدلاً من هذا، صحيح؟ |
Tren durduğunda, 3 şüphelide raylara atlamış, tünel yolundaki yangın çıkışını kullanarak kaçmışlar, bu yüzden görgü tanığımız yok. | Open Subtitles | عندما توقّف القطار، مجرمينا الثلاث قفزوا من العربات، وخرجوا من النفق الشمالي، مستخدمين مخرج الحرائق، حتى لا يراهم أحد. |
Ne anlama geldiğini bilmiyorum, ama döndüğümde pencereden yangın çıkışına atlayan birini fark ettim. | Open Subtitles | لا أعرف ماذا يعني و لكن عندما كنت في طريق العودة لاحظت أحدهم يخرج من نافذة إلى مخرج الحريق |
Şayet kaçış için yer arıyorsa, tam olarak ne yapıyordu? | Open Subtitles | ان كانت تبحث عن مخرج للهرب ما الذي كانت تفعله؟ |
Arka taraftaki yangın çıkışından çatıya çıkıp... dairenin penceresine kadar aşağı inip açarız. | Open Subtitles | ثم نعبر من مخرج الطواريء إلى السقف ثم نسقط نافذة الشقة, و نقطعها إربا |
Yoksa, bu yalnızca benim... iyi bir yönetmen olduğum anlamına gelir. | Open Subtitles | و إذا لم تقدري فإنت لا يمكنك التمثيل أنا مخرج جيد |
l-83 karayolunda Somerville çıkışında öldü. | Open Subtitles | توفى على طريق أى93 بالقرب من مخرج مدينة سمرفيل |
Dinleyin, yeni projenizi duydum ve bir yönetmenle anlaşıp anlaşmadığınızı merak ettim. | Open Subtitles | سمعت عن مشروعك الجديد ويثيرني الفضول ما إذا كنت عثرت على مخرج بعد |
Tekrar evlerine dönebilecekleri bir kapı bulmayı umut ediyorlardı. | TED | يبحثون ويتمنون أن يجدوا أي مخرج ليعودوا إلى منازلهم مرة أخرى |
- Her çıkışta bir ajan olacak. | Open Subtitles | عميل بكل مخرج لا احد يتصرف من تلقاء نفسه |