"مدرسة" - ترجمة من عربي إلى تركي

• okulundan
• Lisesi
• okulun
• okuldan
• bir okul
• öğretmen
• öğretmeni
• School
• fakültesine
• öğretmenim
• okulundaki
• Fakültesi
• İlkokulu
• lise
• fakültesinde

Hemşire okulundan kopya çektiği için atılınca, bir süre burada kalmıştı.
مكثت هنا لفترة بعدما طُردَت من مدرسة التمريض لأنها كانت تغشّ

Stevenson Lisesi'nde olanların çok basit bir açıklaması var gibi görünüyor.
يبدو لي أن هناك تفسيرا منطقيا لما يجري في مدرسة ستيفنسن

Daha iyi zamanlarda büyük bir kılıç okulun vardı ve iyi yaşayabilirdik.
في أفضل الأحوال كان الممكن أن تَملك مدرسة للمُبارزة حياتنا ستكون أَفضل

En pahalı olduğu ve dolayısıyla en iyi okuldan başarıyla mezun oldunuz.
لقد تخرجت من أغلى جامعة على الإطلاق ولهذا فهي أفضل مدرسة موجودة

Bu, resmi olmayan bir okul; ancak gerçekten de bütüncül eğitim veriyor.
هي مدرسة غير رسمة لكنها في الحقيقة هي حول التعليم الشامل ..

Ve elimizde Kyle'ın geçmiş okul kayıtları olmadığı için onun sınıf seviyesini belirleyene kadar özel öğretmen olayını şu an düşünemem.
نظرا لانه ليس عندنا أي مدرسة سابقة تسجل كايل لا استطيع أن أضع في الاعتبار معلم شخصي حتى نقرر مستوى درجته

Paul Barnwell adlı lise öğretmeni tarafından yazılan bir eser.
وقد كتبت من قبل معلم مدرسة ثانوية يدعى بول بارنويل.

Çok gerilerden Ohio, Barberton Oakdale School'da üçüncü sınıftan başlayacağım.
سأبدأ من الفصل الثالث في مدرسة أوكدايل بباربرتن بولاية أوهايو

Altı kardeş içinde tek kız. Yerel devlet okulundan dereceyle mezun oldu.
الفتاة الوحيدة بين 6 أخوة تخرجت الأولى على دفعتها في مدرسة حكومية

Pittsburgh halk okulundan haftanın her günü sanat eğitimi almaya gelen 400 öğrencim var.
لدي 400 طفل من نظام مدرسة بيتسبيرغ العامة يأتون الى كل يوم من اجل تعلم الفنون.

Bu görsel sanatlar okulundan bir diğer posterdir.
انه ليس بوستراً من مدرسة الفنون الجميلة

Shinhwa Lisesi'ne gittiğinden beri, her gün benim için bir rüya gibi.
منذ أن دخلت مدرسة شينهوا الثانوية، كل يوم كان بمثل حلم لي..

O sokak süprüntüsü kesin Tree Hill Lisesi'ne gidiyordur demiştim.
فتاة صغيرة تذهب الى مدرسة ترى هيل العليا شكرا لكى

Eğer atılırsam beni hiç bir okulun kabul edeceğini sanmıyorum.
اذا فُصلت لا اتوقع اي مدرسة في المدينة سوف تقبلني

Birgün Afganistan'daki en büyük okulun bir kız okulu olduğunu gördüm.
رأيت في احد الايام, اكبر مدرسة في افغانستان, فتيات المدرسة.

Bir okuldan diğerine, bir koruyucu aileden ötekine koştururken arada kaynadı gitti.
لكي انتقل من مدرسة للتي بعدها من رعاية لأخرى لم تتناسب معي

- Üç tane hedefimiz var. Beyrut'un kuzey kumsalındaki bir okul.
حسناً، لدبنا ثلاثة أهداف مدرسة في الجزء الشمالي من شاطيء بيروت

öğretmen olduğunu söylemiştin ama herhangi bir okulda kaydın yok.
تقول انك كنت معلمة ولكنك لم تسجلي في أي مدرسة

Sana söylemiş olduğum gibi, mezuniyetimden sonra yerel liseye matematik öğretmeni olarak başladım.
وقالت لك مسبقا انه بعد تخرجي.. .. انضممت إلى مدرسة محلية كمدرس حساب..

Çekirdekten yetişme bilgisayar mühendisiyim ama Tinkering School(Tamircilik Okulu) kurucusuyum.
أنا أخصائي كمبيوتر متعاقد لكنني مؤسس ما يدعى مدرسة الحرف

Fakat mimarlık fakültesine gittiğimde, ailenin 'yüzkarasi' (siyah koyun) gibi görünüyordum.
ولكن عندما ذهبت إلى مدرسة الهندسة المعمارية بدا وكأنني كنت الخروف الأسود في القطيع.

Sidwell'den İngilizce öğretmenim Erica Berry'ye teşekkürler ve tüm İngilizce öğretmenlerine.
أود أن أشكر إريكا بيري مدرستي للإنجليزية في مدرسة سيدويل وكل مدرسين الإنجليزية

Rahibeler tarafından işletilen, tümüyle beyaz bir katolik okulundaki siyah ateist çocuktum.
كنت الطفلة السوداء الملحدة في مدرسة مرتاديها من البيض الكاثوليك تديرها الراهبات.

Benim annem hukuk Fakültesi için çok güzel olduğumu söylerdi.
امي كانت دائما تقول انني ساكون جميلة في مدرسة القانون

Findlay Ohio'daki Lincoln İlkokulu 5. sınıf öğrencilerine de çok özel bir "Merhaba".
وترحيب خاص جدا لـ المرتبة الخامسة في مدرسة لينكولن في مقاطعة فريندلي اوهايو.

2008 yılıydı ve tasarım fakültesinde ilk yılımı henüz tamamlıyordum.
إنها سنة 2008، وكنت أنهي سنتي الأولى في مدرسة التصميم.