ويكيبيديا

    "مستقر" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • dengesiz
        
    • dengeli
        
    • sağlam
        
    • kararsız
        
    • düzgün
        
    • kararlı
        
    • dengesi
        
    • durumu stabil
        
    • normal
        
    • başında
        
    • durumda
        
    • istikrarsız
        
    • düzenli
        
    • dengede
        
    • huzursuz
        
    İnternet dedikoducusunu kaçırıp bodruma kapatan dengesiz bir eski erkek arkadaş... Open Subtitles صديق سابق غير مستقر قفل الانترنت ,امرأة ثرثارة في الطابق السفلي
    O dengesiz, sefil sarhoşun teki. Ve şimdi kristalin gücüne sahip. Neden? Open Subtitles إنهُ ثملٌ مُثير للشفقة غير مستقر والآن يملكُ قوة البلورة ، لماذا؟
    Akıllı biri, sıcak dengeli, romantik yabancılara nazik yaşlılara çok güzel gülen. Open Subtitles شخص ذكي ودافئ مستقر ، شاعري يتعامل بلطف مع الغرباء وكبار السن
    Evet, platformun, vagon için yeteri kadar sağlam olduğuna emin olmamız gerek. Open Subtitles نعم ، ونحن بحاجة الى التأكد من انك مستقر على الطريق الصحيح
    - Naqahdah'nın kararsız bir çeşidini bulunduran bir cihaz vardı. Open Subtitles كان آداة بها نشاط اشعاعي غير مستقر ومتغير من الناكوداه
    Yani ne kadar dengesiz olacağını tahmin edebilirsiniz. TED ولكم أن تتخيلوا كيف أن هذا الشيء سيكون غير مستقر
    Orada benim dengesiz ve sapkın eğilimli olduğum yazıyor. Open Subtitles أنا غير مستقر ذهنيا و فرد يميل لافساد كل شيء
    Bu yer kontrolden çıktı. dengesiz bir şey. Open Subtitles هذا المكان خارج عن السيطرة انه غير مستقر
    "SÜrati ışık hızından da yüksek olan Bright adında genç bir bayan vardı O göreceli bir şekilde bir gün yola çıktı ve önceki gece döndü." - Bu dengesiz. Open Subtitles كان هناك شابة سمية بريدجت التي سرعتها كانت أسرع من الضوء أنه غير مستقر عفواً ؟
    Yarışçılar, bu ormanın ortasındaki gayet dengesiz görünümlü, külüstür köprüye doğru ilerliyorlar. Open Subtitles مسابقونا يسيرون بشكل باسل للأمام خلال هذه الغابة الكثيفة عبر طريقهم إلى هذا الجسر المتهالك والغير مستقر
    Ateşi var, ama akyuvar sayısı dengeli. Open Subtitles أنه مصاب بحمى بالكريات البلعومية لكن عدد كريات دمه البيضاء مستقر
    Yaşam belirtileri dengeli. BT için bu sabaha randevu alındı. Open Subtitles نشاط حيوي مستقر و سيتم اخضاعها لاختبار شامل هذا الصباح يا سيدي
    İstatistikler bugün Norveç'te üç yüzden fazla dağın sağlam olmadığını gösteriyor. Open Subtitles تبين الباحثون أن هناك ثلاثمائة جبلاً غير مستقر في النرويج اليوم
    Beyaz delik kararsız hale gelmeye başladı. normal çekim alanı geri dönüyor. Open Subtitles الثقب الأسود يصبح غير مستقر مجالات الجاذبية الطبيعية تعود
    Pozitif takip. Yanma oranı düzgün. Araç iflası gerçekleşti. Open Subtitles تتبع إيجابي مستوى الحرارة مستقر لدينا خلل مركبة
    Herhangi bir bağlantının ne kadar kararlı olacağını bilmiyoruz, bir bağlantı kurduğumuzu varsayarsak. Open Subtitles ليس لدينا فكرة كيف سيكون الإتصال مستقر إن إفترضنا أننا يمكننا الحصول على إتصال مستقر
    Akli dengesi bozuk ve aşırı derecede tehlikelidir. Ya bu Şişko Kobra ne? Open Subtitles إنه غير مستقر وخطر عقليا ما هذا حول الكوبرا السمينة؟
    Yani, bütün gün fibrilasyona girip çıkıyordu ama şimdi durumu stabil. Open Subtitles , كان قلبه يتوقف طوال اليوم و الآن هو مستقر
    Yani elimizde katliam yapan dağınık, ama aklı başında bir katil var. Open Subtitles رائع ,اذا لدينا قاتل غير منظم يقوم بعملية اجتياح يبدو أنه مستقر تماما لدرجة أن الناس يثقون به حلما يرونه
    Yatıştırıcı işe yarıyor. Kalp atışı ve basıncı sabit durumda. Open Subtitles يبدوا أن المسكنات تعمل نبضات القلب والضغط في وضع مستقر
    Terör tehditleri, kitle imha silahları, hastalıkların küresel çapta yayılması yüzünden istikrarsız; ve yakın geçmişte hiç olmadığımız kadar bu istikrarsızlığa karşı hassasız. TED غير مستقر بسبب تهديدات الإرهاب، أسلحة الدمار الشامل، إنتشار الاوبئة العالمية وروح أننا ضعفاء أمامه بطريقة لم نكن عليها قبل سنوات عديدة خلت.
    Kim... kimin sabit bir işi var düzenli bir işi, birkaç dolar kime dokunmaz? Open Subtitles من .. من لديه عمل مستقر, عمل قانونى قليل من المال لا أحد يستطيع لمسه ؟
    Dolayısıyla bu sadece süzülüyor, bütün yönleri dengede tutan sürekli bir manyetik alan üzerinde süzülüyor. TED لذلك هو يطفوا فقط، يطفو على مجال مغناطيسى دائم، والذى يجعله مستقر فى جميع الإتجاهات.
    Bu doğru, Satie ve aldığım asansör, tam bir şöyle söyleyeyim huzursuz bir ruh halindeysem. Open Subtitles هذا هو المصعد الذي أستقله لنقل المزاج الغير مستقر يتعبني

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد