"مصدر" - ترجمة من عربي إلى تركي

• kaynaktan
• kaynağım
• kaynağının
• kaynağı
• nereden
• kaynağın
• kaynağımız
• geliyor
• kaynakları
• kaynağa
• kaynaklarını
• kaynağından
• baş
• kaynağıydı
• kaynak

Bazıları bu kuralı aşabiliyormuş gibi görünebilir ama gerçekte harici bir kaynaktan aldıkları enerji ile çalışmaya devam etmektedir.
هناك البعض الذي يبدو وكأنه مستمر بالعمل، ولكن في الواقع دائمًا ما يتضح أنه يسحب الطاقة من مصدر خارجي.

Teyit edilmemiş bir kaynağım içkilerdeki bir şeyden olduğunu söyledi.
لدي مصدر غير مؤكد، يقول بأن هناك شيئًا في المشروبات

Muhbirinin ölmesine sebep olan sızıntının kaynağının kendi olduğunu anlamış olmalı.
لابد أنّه أدرك أنّه كان مصدر التسريب الذي جعل مصدره يُقتل.

Ve bu da, güvenlik teknolojisinin kendisinin bir tehlike kaynağı olabileceğiydi.
وهو معضلة تكنولوجيات الآمان ذاتها .. عندما غدت هي مصدر للخطر

Fakat ben etrafa döndüm çünkü sesimin nereden geldiğini farkedemiyordum.
لكنني التفت حولي لأنني لم أستطع التعرف على مصدر صوتي.

Starzl Mutasyonunu bizden önce öğrendin, programda gereken Promicin için bir kaynağın var.
أنت تعلم عن طفرة ستارزل قبلنا وعندك مصدر من البروميسين من أجل برنامجك

Ancak ana besin kaynağımız olarak bir yıllıklara dönelim.
ولكن لنعد إلى الحوليات التي هي مصدر غذائنا الرئيسي.

Blok zincirleri bize herhangi bir kaynaktan, herhangi bir birey hakkında kanıt depolanabilen açık, global bir platform yaratmayı sağlar.
قواعد البيانات المتسلسلة تتيح لنا أن نخلق منصة عالمية مفتوحة تقوم بتخزين أي شهادات عن أي شخص من أي مصدر.

Yaratıcılığın, insana refakat eden kutsal bir ruh olup, insanlara, meçhul ve uzak bir kaynaktan, anlaşılmaz sebeplerle geldiğine inanıyorlardı.
أعتقد الناس أن الإبداع كان روحاً إلهية مصاحبة جاءت إلى البشر من مصدر بعيد وغير معروف، لأسباب بعيدة وغير معروفة.

Güvenilir bir kaynaktan öğrendiğime göre Meksikalılarla bağlantı kurmaya başlıyormuş.
لقد وصلني من مصدر جيد أنه يبرم علاقة مع المكسيكيين

Şimdi bu dış hareketten dolayı ekstra bir duyusal bilgi kaynağım oluverdi.
الآن حصلت على مصدر اضافي للمعلومات الحسية نتيجة لذلك الفعل الخارجي.

Bunu anlamamla birlikte, Kore tarihi hiç ilgimi çekmezken, bir anda ilham kaynağım olmuştu.
من هذا الإدراك، بدأت بالاهتمام بالتاريخ الكوري، الذي كان مصدر الهام لي من قبل.

Belki sana şu an 6 haneli rakamlar ödediklerini ve tek para kaynağının bu olduğunu hatırlayıp susmak istersin.
ربما تريد خفض صوتك قليلاً. بالنظر إلي كيفية دفعهم لك مبلغ بـ6 أرقام، وهذا هو مصدر دخلك الوحيد الآن.

Ama sanırım Angelo'nun hastanedeki kaynağının kim olduğunu bulmuş olabilirim.
لكن اعتقد أني عرفت من هو مصدر أنجيلو في المستشفى.

Sanırım tüm bu üstadların bildiği şey, kaynağı saklayarak gizem hissi yaratıyorsunuz.
أعتقد أن هؤلاء أدركوا أنهم بإخفاء مصدر الصوت، يخلقون جوًّا من الغموض.

Gidip uyuşturucuyu nereden aldığını ve içinde ne olduğunu bulun.
اذهبوا وابحثوا لي عن مصدر مخدراته وما الذي يوجد فيها

Birden çok kaynağın söylediğine göre kullanılan bomba düzeneği orta doğu kökenli değilmiş.
أكثر من مصدر للمعلومة تقول ان الجهاز المستخدم لم يكن في الشرق الأوسط

Başkan Roosvelt'in Noel için yolladığı selamlar ve dilekler sevgi kaynağımız olmuştur.
التحيات والامنيات الطيبة من الرئيس روزفلت التي بعثت لنا بمناسبة موسم الكريسماس كانت مصدر سرور لنا

En iyi istihbarat kaynağımızın burnumuzun dibinde olduğu anlamına geliyor.
مما يعني أن مصدر معلوماتنا الأفضل موجود هنا تحت أنوفنا

Yıldırım olup çıkıyorlardı veya elektriksel güç kaynakları olarak.
تبين انها من البرق او وجود مصدر كهربائي.

Kulağa hoş gelmediğini biliyorum, ama bir hikaye üzerinde çalışıyorum ve güvenilir kaynağa göre bir tehdit söz konusu.
انا اعرف كيف يبدو كلامي ولكن انا اعمل على قصة ما وهناك مصدر موثوق يدعي ان هذا يشكل تهديدا

Kısa bir şekilde o güzel manzaraların manyetik çekimini, ve estetik zevkin önemli kaynaklarını düşünün.
تأمل للحظه في مصدر مهم من المتعة الجمالية الجذب المغناطيسي للمناظر الطبيعية الجميلة

Tüm kötülüklerin kaynağından bahsediyoruz, belki de ölçülü iyimserlik en iyisi.
نحن نتحدث عن مصدر كل شر، التفاؤل قياس ربما هو أفضل.

Daha sonra da açıkçası baş belasının tekine ve son olarak da dürüst olmak gerekirse vazgeçenin önde gidenine.
ثم إلى حد ما مصدر إزعاج , في الحقيقة إذا نستطيع أن نكون صادقين تماما وفي الأخير إلى مستقيل

Başkaldıranların yürüyenleri incitme olasılığı ve barışçıl protestolarını bozmaları başlıca endişe kaynağıydı.
احتمالية حدوث أعمال شغب يجرح المتظاهرين وتقويض رسالتهم السلمية في الاحتجاج كان يمثل مصدر قلق كبير.

Ama daha önemlisi, Afrika kökenli bütün öğrencilerin birliği, Afrika'ya güç, onur ve bağlılık sağlayan sürekli bir kaynak.
و لكن الأهم من ذلك , الهيكل الطلابي الإقريقي بأجمعه هو مصدر متواصل للقوة , الفخر و الإلتزام بإفريقيا