Her biri ona genç yetenekler olarak geldi ve yıllarca onunla birlikte çalıştılar. | TED | كل واحد منهم قد أتى إليها موهوبين شبابا، وعملوا معها على مدى سنين. |
Annen, senin evinde kaldığında ona ne kadar iyi davrandığını anlattı. | Open Subtitles | قالت لي أمك كم كنتِ طيبة معها عندما بقيت في بيتك |
Sürekli Onu izleyemeyiz ki. Her an yanında olmak mümkün değil. | Open Subtitles | لا نستطيع مراقبتها باستمرار ومن المستحيل أن تبقى معها طوال الوقت |
Bütün gün yanında taşıdığı bir mektubu postalamam için bana verdi. | Open Subtitles | فقد أعطنى خطابا لأرسله لها, كانت تحمله معها طول اليوم ونسيته |
En iyi şekilde, evrim sırasında beraber yaşamaya adapte olduğumuz mikroplarla anlaşıyoruz. | TED | ننجح أفضل مع أجسام كائنات دقيقة قليلة تأقلمنا لنتعايش معها خلال التطور. |
Ve orada otururken, onun odasında, Onu izlerken, Onu bir televizyon ekranından izlemiyorsunuz, Onu bir pencereden izlemiyorsunuz, orada onunla oturuyorsunuz. | TED | وعندما تراها جالسة هكذا في غرفتها، أنت لا تراها ضمن شاشة التلفاز لا تراها من خلال نافذة، أنت تجلس معها حقيقة |
ona, gece şovdan sonra, onunla yatımda yemek yemek istediğimi söyleyin. | Open Subtitles | أخبريها أني أود تناول العشاء معها في يختي بعد الحفل الليلة |
O bir kadın gibidir. Eğer ona doğru şekilde davranmazsan hayatını ıstıraba çevirir. | Open Subtitles | انها مثل المرأه, اذا لم تعرف كيف تتعامل معها صح ستجعل حياتك تعيسه |
ona hakim olmak çok zordur. Onunla bir şey yapmaya kalkıştınız mı? | Open Subtitles | من الصعب جدا التعامل معها هل حاولت أن تفعل أي شيء معها؟ |
Willow inanılmaz yetenekli bir cadı olmuş. Dün akşam ona yetişemedim neredeyse... | Open Subtitles | ويلو ساحرة بطريقة مذهلة الآن لم أستطع أن أتمادي معها الليلة الماضية |
Belki de ona hastanedeki hastamızdan söz etseniz iyi olacak. | Open Subtitles | أعذرني. ربما أنت يمكن أن تتكلم معها حول الإستشارة ؟ |
Kız kardeşimin numarası. Acil durumlarda araması için ona veririm. | Open Subtitles | انه رقم أختي ولا اتكلم معها الا في الحالات الطـارئـة |
Ne kadar ağırdan aldıklarını bilirsiniz. yanında taşısa iyi olur. | Open Subtitles | أنت تعلم أنهم بطيئون , من الأفضل أن تبقيه معها |
Burada annem için kalıyorum. yanında olduğumda kendini güvende hissediyor. | Open Subtitles | أعيش هنا فقط لأجل أمي إنها تشعر بالأمان لوجودي معها |
Bu şeylerin sahibi kadın ise, öldü, yanında da bir çocukla beraber. | Open Subtitles | لقد توفيت المرأة التي تملك تلك المجوهرات و كذلك توفي طفل معها |
Onunla Doğu Cape'de bir hastanede tanıştık ve koca bir öğleden sonrayı beraber geçirdik - etkileyici bir çocuk. | TED | وكنت قد قابلتها في مستشفى في مدينة كيب الغربية وقضيت كل فترة بعد الظهيرة معها .. انها فتاة رائعة |
- Onunla konuşmanın bir yolunu bulmalıyım. - Ee ne diyeceksin? | Open Subtitles | ـ يجب أن أفكر في طريقة للتحدث معها ـ وتقول ماذا؟ |
Ve elbette, beyazların hislerini de anlayabiliyor ve onlarla empati kurabiliyordum. | TED | وبطبيعة الحال، يمكنني أن أفهم مشاعر ذوي البشرة البيضاء وأتواصل معها. |
Bunların o kadar geniş bir dönüş açıları var ki yerleşebilmeleri için aşırı düzeyde kaldırım ve asfalt kullanmamız gerekiyor. | TED | تمتلك تلك الشاحنات نصف قطر لانعطافها واسع لدرجة، اننا نضطر الى نشر كميات ضخمة من الرصيف و الاسفلت، لتناسب معها. |
Demin eskiden tanıdığım bir kızla karşılaştım bu yüzden o kızdan kurtulmam gerek. | Open Subtitles | وأنا فقط قابلت فتاه كنت أعرفها، وأتسائل كيف أتخلص من فتاه أنا معها |
O kendisi ayrılabilir... ya da Jing Wu'dan beraber gidersiniz | Open Subtitles | يمكنها ان تغادر لوحدها او تغادر معها من جينج وو |
Bu beyin bölgelerinin, belirli bilinç deneyimleri ile ilişkili olduğunu biliyoruz. Ancak neden öyle olduğu konusunda bir fikrimiz yok. | TED | نحن نعلم أن هذه المناطق في المخ تتماشى مع أنواع معينة من التجارب الواعية، لكننا لا نعرف لماذا تتماشى معها. |
Suyun yukarısında yaşar benim yarim; İki adım atsam yanına varırım. | TED | حبي الحقيقي يعيش هنالك عند النهر بضع قفزات وسأكون هنالك معها |
Sapına kadar be haltsalar ne olursa olsun onda inat ederler. | Open Subtitles | انهم يؤدون بغض النظر عن حماقة النطق التي يتم التعامل معها |
Sizleri, son 28 yıldır doğada birlikte çalıştığım, olağanüstü bir yunus grubuyla tanışmanız için Bahama adalarına götürmek istiyorum. | TED | حسنا، سنذهب إلى جزر البهاما لنلتقي مجموعةً رائعةً من الدلافين التي أعمل معها في البرية منذ ثمانية وعشرين عاماً |
Tüm aletlerimizi kapatalım gibi bir öneride bulunmuyorum, sadece onlarla, birbirimizle ve kendimizle daha bilinçli bir ilişki kuralım diyorum. | TED | أنا لست أقترح أن نبتعد عن أجهزتنا، فقط أن نطور علاقة بوعي ذاتي أكثر معها ومع بعضنا البعض ومع أنفسنا. |
Yardım etmem için beni arıyorsun ve onunla bir yerlerde misin? | Open Subtitles | تتصل علي لطلب المساعدة وأنت في الخارج في مكان معها ؟ |