Seni mutlu görmek çok güzel. Son zamanlarda oldukça gergindin. | Open Subtitles | من الجيد رؤيتك مستمتع لقد كنت مكتئباً في الفترة الاخيرة |
En sevdiğim yeğenimi görmek ne güzel! Çok uzun zaman oldu. | Open Subtitles | من الجيد أن أرى ابن أختى مجدداً لقد مر وقت طويل |
Evet, seni görmek de güzel. Yeri değişirse, haber veririm. | Open Subtitles | نعم , من الجيد أن أراك لو تغير موقعه سأخبرك |
Reflekslerimi kontrol ederek iyi iş başardım. Bir karate darbesiyle seni öldürebilirdim. | Open Subtitles | .من الجيد أنني تحكمت في ردود أفعالي .و إلا قتلتك بضربة كاراتيه |
Sinirlenince 10'a kadar saymanın iyi bir fikir olduğunu söylerler. | Open Subtitles | إنه من الجيد أن تعدي حتى عشرة عندما تكون غاضب |
- Seni gördüğüme sevindim. - Hey, there's the man! | Open Subtitles | حسناً , من الجيد رؤيتك مرحباً , ها هو الرجل |
- Seni görmek güzeldi John. - Evet. - Ama gitmeliyim. | Open Subtitles | كان من الجيد رؤيتك ثانيةً, جون لكنّي يجب أنْ أذْهب الآن |
Seni yeniden görmek ve Clayton'un burada olması çok güzel. | Open Subtitles | منَ الجيد رُؤيتُكِ و من الجيد أن يكون كليتون معنا |
Başka biriyle tanışman çok güzel. Kendini suçlu hissetmen gerekmiyor. | Open Subtitles | من الجيد أنكِ قابلتي شخص أخر لا حاجه للشعور بالندم |
güzel olan yanı mahkumun başı uçurulduğunda acı duymuyor olması. | Open Subtitles | من الجيد أن المرء لا يتألم طويلا عندما تُقطع الرأس |
Basın konferansın hoşuma gitti, Sayın Başkan. Gökyüzünün düşmediğini bilmek güzel. | Open Subtitles | استمتعت بمؤتمرك الصحفى من الجيد أن أعرف أن السماء لا تقع |
Evliliğimizin böylesine sağlam bir temele oturduğunu bilmek ne güzel. | Open Subtitles | من الجيد معرفه أن زواجنا قام علي أساس الصخور الصلبة |
Merhaba, Anne. Seni görmek ne güzel. Uzun zaman olmuştu. | Open Subtitles | مرحباً أمي , من الجيد رؤيتك لقد مرت مدة طويله, |
Seni de görmek güzel, Katie. Bahse girerim, hala bekarsındır. | Open Subtitles | من الجيد رؤيتك كايتى أراهن على أنك لم تتزوجى بعد |
Senin safında yer alması gereken iyi bir adam. Sermayeye ait bağlantıları var. | Open Subtitles | من الجيد أن يكون رجل مثله بجانبك لديه علاقات مع أصحاب رؤوس الأموال |
Kadının nerede olduğunu bilsek çok iyi olurdu. Nerede saklandığını. | Open Subtitles | سيكون من الجيد أن نعرف من أين أتت وأين تختبئ |
Aferin ona. İşte bu yüzden duyguları saklamak iyi olur. | Open Subtitles | من الجيد له , هذه حيث تجب أن تذهب المشاعر |
Öyle mi? Beğenmene sevindim, çünkü fiyata dahil değildi. Epey para ödeyeceğiz. | Open Subtitles | من الجيد انها اعجبتك , لأنها لم تكن ضمن الحساب انها اضافية |
Sizi burada gördüğüme çok sevindim. Dönem sonu meclisine hoş geldiniz. | Open Subtitles | من الجيد رؤيتكم جميعاً و مرحباً بكم في اجتماع نهاية الترم |
Şunu söylemeliyim ki Dana, seni ayinde tekrar görmek güzeldi. | Open Subtitles | جب أن أقول, دانا, من الجيد رؤيتك بين الجموع ثانيةً. |
Sevimli sayılır. Havadan sudan sohbeti es geçmek iyidir belki de. | Open Subtitles | إنه لطيف , من الجيد إنه يتغيب عن كل ذلك الحديث |
Böyle olmasını istememiştim. Yeniden genç olmak harika hissettirdi ve bitmesini istemedim. | Open Subtitles | لم اقصد لهذا ان يحدث كان من الجيد ان اكون صغيره مجدداً |
- Hep böyle gitmeyecektir, Alvah. - Sana göre hava hoş. | Open Subtitles | هذا لن يذهب بعيداً أنه من الجيد لكم أن تصنعوا الشقوق |
memnun oldum, Bay Hawkins. Ama gördüğünüz üzere oldukça yoğunuz. | Open Subtitles | من الجيد مقابلتك سيد هاوكينز, ولكن نحن نفعل مافي وسعنا |