Seninle baba oğul gibi vakit geçirmemiz çok güzel, Baba. | Open Subtitles | من اللطيف أن نمضي معاً هذه اللحظات الأبوية، يا أبي |
Sorunlarımızı kendimizin halletmemize izin vermenin çok güzel olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | إنها تعتقد انه من اللطيف أن تدَعِينا نقرِّر الأمور بأنفُسِنا |
Gidip iyi mi diye bakayım. Sizi tanıdığıma memnun oldum. | Open Subtitles | يفضل بي الذهاب للتأكد أنها بخير كان من اللطيف لقاؤكما. |
Evet, sana özel şeylere böyle tamamen saygı göstermem ne güzel. | Open Subtitles | أجل, كم هو من اللطيف أنني أحترم خصوصتيها بالكامل و تماماً. |
Pazarları çocuklar için sıcak bir yemek olması çok hoş. | Open Subtitles | من اللطيف أن يتناول الصغار عشاءً ساخناً في يوم الأحد |
Tanıştığımıza sevindim. Eşinizle süpermarkette karşılaşmıştık. | Open Subtitles | من اللطيف مقابلتك ، لقد قابلت زوجتك بالسوبرماركت |
Biliyor musun, şunu söylemeliyim ki evde bir erkeğin olması gerçekten çok güzel. | Open Subtitles | أتعلمين؟ يجب أن أقول بانه من اللطيف أن يكون هناك رجل في المنزل |
Oy ya, sonunda yer çekimli yatakta uyumak çok güzel. | Open Subtitles | من اللطيف أن انام على فراش مع وجود الجاذبية مجدداً |
Ama yine de, bazen iyi şeyler yapabilmek çok güzel. | Open Subtitles | مع ذلك فانه من اللطيف ان يستطيع المرء فعل الاشياء |
Bütün bunları yaşarken yanımda olman çok güzel bir şey. | Open Subtitles | من اللطيف جداً منك أنّ تبقى معي خلال كل هذا |
Seni gördüğüme çok memnun oldum MacLeod. | Open Subtitles | من اللطيف مشاهدتك ثانية،مكلاود سررت بلقائك |
memnun oldum. Kötü bir zamanda geldiğim için kusura bakmayın. | Open Subtitles | من اللطيف مقابلتك اسف إن كنت قد أتيت في وقت سئ |
- Marty Crane, memnun oldum. | Open Subtitles | أنا مورين كاتلر مارتي كرين.من اللطيف مقابلتك |
"Hoş geldin, baba. Seni görmek ne güzel. Taşınma hediyeleri için çok teşekkürler" | Open Subtitles | مرحباً يا أبي ، من اللطيف رؤيتك شكراً لجلبك هدية الترحيب بالمنزل الجديد |
Evet, gerçek dünyadan birini görmek ne güzel, değil mi? | Open Subtitles | نعم، من اللطيف وجودُ شخصٍ من العالم الحقيقي، أليس كذلك؟ |
- Birlikte Paris'te vakit geçirebilmek çok hoş. | Open Subtitles | من اللطيف أننا قادران على تمضية بعض الوقت في باريس |
Hep birlikte ölerek zaman geçirmek çok hoş. Haydi, çal bir şeyler. | Open Subtitles | من اللطيف قضاء بعض الوقت ونحن نحتضر سويا أعزف شىء لنا |
Sizi tekrar gördüğüme sevindim hanımefendi. Ben de gelebildiğine sevindim. | Open Subtitles | من اللطيف رؤيتك مجددا سيدتي - انا سعيدة لقدومك - |
Adaya gitmek güzel bir şey olmalı. Ben yıllardır tatil yapmadım. | Open Subtitles | ، سيكون من اللطيف زيارة جزيرة لم أحظى بإجازة منذ سنوات |
Pekala, seninle tanışmak çok güzeldi, AngeIa. | Open Subtitles | حسنا، لقد كان من اللطيف حقا مقابلتك، أنجيلا. |
Annenizle hala böyle konuşmanız ne hoş. | Open Subtitles | انه من اللطيف أن تبقى على اتصال مع والدتك |
Ona her güç çiçek veriyor olmanın çok tatlı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت أنه فعلاً من اللطيف أنك .تجلب لها زهوراً كل يوم |
Nabızı hissetmek zordur. Artı, suçu üstümüze atman çok hoştu. | Open Subtitles | بالاضافة الى ذلك ، انه من اللطيف ان تعود ادراجك. |
Yeniden bir grubun parçası olmak bana çok iyi geldi kızlar. | Open Subtitles | أيتها الفتيات من اللطيف للغاية أن أكون جزءاً من مجموعة مجدداً |
Bizi davet etmeniz büyük incelik. | Open Subtitles | من اللطيف أن تستقبلونا في منزلكما |