"نفع" - ترجمة من عربي إلى تركي

• işe
• faydası
• anlamı
• yararı
• yardımcı
• içindir
• yardımı
• yararlı

İşe yarasa bile, bu dürüst olmaz. Onu oyuna getirmiş olurum.
حتى لو نفع هذا ، لن يكون من الامانة وسأكون خدعته

At düştüğünde ayağı yaralanır ve artık işe yaramazdır. Böylece birisi onu vurur.
وعندما يسقط, ساقيّ الحصان تتضارب ويبدو الحصان بلا نفع, ولذا يقوم أحدهم بقتله.

Bu sende işe yaramış olabilir ama ben bilimsel yöntemlerle çalışırım.
أُنظري،لقد فهمت لقد نفع الأمر بالنسبة لكٍ لكني أمارس الطب الحقيقي

İngiltere'de hapiste olan en iyi generalimin bana çok faydası dokunabilir.
وأفضل جنرالاتي مسجون في انجلترا قد يكون ذا نفع كبير لي

Aksi halde Tanrı'nın bize verdiği bu aptal hayatın ne anlamı ne var ki?
.. و إن لم أستطع ما نفع تلك الحياة التي أعطانا إياها الله، أعني لماذا؟

Hayır. yararı yok. Davada hiçbir yere ulaşamadım.
لا نفع من ذلك، فلم أتوصل إلى أي شيئ في هذة القضية

Ne kadar yardımcı olacak olsa da, al iade ediyorum.
تفضل أموالك على الرغم من أنها كانت ستصبح ذات نفع

İnsan dediğin merhamettir çünkü beynimiz başka ne içindir ki?
البشرية هي تعاطف لأن ما نفع عقولنا ؟

Beni patakladığın zaman işe yaradı diye Hope'u pataklamamı söyledin.
أعني، أنت اقنعتني بأن اضرب هوب لأن الضرب نفع معي

Adamın gözünü ele geçirmeden bu bir işe yaramayacak değil mi?
هذا لن يجدي أي نفع إلا إذا إنتزعنا عين الرجل، هه؟

Yeraltı sularını o kadar kirletmişler ki buradaki tarım arazileri işe yaramaz.
لوثت جداول الماء لدرجة أن الأراضي الزراعية هنا لا نفع لها هنا

Ve mektuplar alıyorum, insanların bana neyin işe yaradığını anlattığı yüzlerce mektup aldım.
و إنني أستلم رسائل، المئات من الرسائل من ناس يكتبون لي عما نفع معهم.

Ama en azından, bir organizma çoğalmadan ölürse, evrimsel olarak işe yaramaz olur diyebiliriz, değil mi?
لكن يمكننا على الأقل القول بأنه إن مات كائن حي من دون أن يتوالد، فإنه سيكون غير ذي نفع من زاوية تطورية، صحيح؟

Oğlanlar işe yaramaz. Baksana ben kanıtı değil miyim?
الصبية ليسوا ذوي نفع لأي إنسان ألا ترين أني دليل على ذلك ؟

Seni avucumun içine almamı sağlayan ve bir an evvel Kanada'ya gitmek isteyen bir kadını öldürmenin ne faydası var?
ما نفع قتل امرأة وضعتك بين يدي وكانت تخطط للسفر إلى كندا قريبا؟

Bana öyle bakmanın bir faydası yok. Senin sonun geldi bayım.
لا نفع من نظرك إليّ بهذه الطريقة إنه الحلق بالنسبة لك يا سيدي

Eğer onunla paylaşamayacaksam bu evin, tüm bunların ne faydası var?
ما نفع هذا المنزل، و هذه الأشياء، إن لم أستطع مشاركتهم معها؟

Eğer yalan söylüyorsam ya da başkasını haksız yere suçluyorsam, o zaman hacca gitmemin ne anlamı var ki?
إذا كنتُ أكذب أو أتهم أي أحدُ ظلماً ما نفع أداء فريضة حجتي إذاً؟

Geleceği değiştirmek için kimse birşey yapmayacaksa resmetmenin anlamı ne peki?
حسناً , ما نفع رسم المستقبل لو لم يفعل أحد ما شئ لتغييره؟

Barış ve mutluluk içinde birlikte varolmayı sağlayamayan bir toplumsal düzenin ne yararı var ki...
فما نفع النظام الاجتماعي إذاً، لو انه في النهاية لا يضمن السعادة والتعايش السلمي.

Vay be, amma yardımcı oldun! Harika bir ebeveynlik sergiledin.
مذهل، لقد كنت ذو نفع كبير هنا أبوية كبيرة منك!

Arkadaşlar ne içindir? Öyle işte.
أجل، فما نفع الأصدقاء أو أيًّا يكُن؟

Bize verebileceğiniz herhangi bir bilginin çok yardımı olacaktır. Kime yardımı olacak?
و أيّ معلومة ستمدينا بها فمن الممكن أن تكون ذا نفع عظيم

Ama eğer kelime ve hareket birbiriyle uyuşmuyorsa, bir zarf kullanmak yararlı olabilir.
ولكن إذا لم تتطابق الكلمات والأفعال، ليس هناك نفع من استخدام وصف.