Çünkü biliyorum, sizin de bildiğinizi biliyorum, burası Toskana değil. | TED | لأنني أعلم، وأعلم أنكم جميع تعلمون، أن هذه ليست توسكاني. |
Keyifli kış aylarında yaz aylarından daha çok yazı yazacağımı da biliyorum. | TED | وأعلم أنني أنجز أكثر كتاباتي في شهور الشتاء المريحة أكثر من الصيف. |
Sana bir şey vermek istiyordum ve bu fotoğrafı istediğini biliyorum.. | Open Subtitles | أردت أن أمنحك شيئاً تتذكرني به. وأعلم أنك أردت هذه الصورة، |
biliyorum büyük planların var ama geri kalanımız ne olacak? | Open Subtitles | وأعلم بأنَّ لديكِ تلك الخطط الكبيرة، لكن ماذا عن بقيتنا؟ |
biliyorum ki beni utandıracaksın ve kendine hakim olamadığının da farkındayım. | Open Subtitles | أنا أعلم بأنك سوف تحرجني وأعلم بأنك لا تستطيع مساعدة نفسك |
Bazı insanlar bunun boktan, korkunç ve başka bir şey olduğunu düşünebilir, biliyorum. | Open Subtitles | وأعلم أن بعض الناس قد يفكرون أنه مزري أو فظيع أو اي شيء |
Seni kaybetmek istemiyorum, ve biliyorum... her feminist lezbiyen değildir. | Open Subtitles | لا أريد أن تضيعي وأعلم بشكل غير مساوم أنك سحاقية |
Bunu yeterince yaşayacak, bu koca dünyada ve nasıldır ben biliyorum. | Open Subtitles | سوف تجد ما يكفي في عالمها الخارجي وأعلم ما يشعرها ذلك |
Ayrıca seni gizlice destekleyen pekçok Onbir'in olduğunu da biliyorum. | Open Subtitles | وأعلم أيضا أن الكثير من الإحدى عشرية يؤيدونك في الخفاء |
Seni gerçekten her şeyinle seviyorum tatlım. Sen de beni seviyorsun, biliyorum. | Open Subtitles | أنا أحبّكِ فعلاً أجزاءً وقطع ، يا عزيزتي وأعلم أنكِ تحبّيني كذلك |
Çok fazla olduğunu biliyorum, ama 100 bin dolarla, bir tanıdığın ya da bir bilenin olmadığı bir yerde yaşayabiliriz. | Open Subtitles | وأعلم أن هذا كثير لكن مقابل 100 ألف دولار يمكننا الذهاب إلى مكان لا يعرفنا أحد فيه ولا ما جرى |
Ve biliyorum ki, sizden Bebek'i değil kurbağayı kesmenizi istemişti. - Ne kurbağası? | Open Subtitles | وأعلم بأن لم يطلبك أن تجد فتى بل أراد منك أن تُشّرح ضفدع |
Ben anlaşılması kolay bir insan olmadığımı biliyorum ama sana gerçekten teşekkür ediyorum. | Open Subtitles | وأعلم أنني لم يكن من السهل التعامل معي لكني أريد القول شكراً لك |
Borcunu ve sorunlu geçmişini biliyorum ve yardım etmek için buradayım. | Open Subtitles | وأعلم عن دينك وعن ماضيك مع الفتيات وأنا هنا لتقديم العون |
Bunda bir katkım olmadığını biliyorum ama seninle gurur duyuyorum, evlat. | Open Subtitles | وأعلم أني لست جزء من هذا ولكنى مفتخر بك يا بنى |
Bir şampiyonun yüreğine sahipmişsiniz. Atımın da öyle olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | سمعت بأن لديك قلب بطل وأعلم بأن حصاني هو كذلك |
Bu gerçekten berbattı, ve,hayır, bu bir bahane değil ve ben biliyorum. | Open Subtitles | لقد كنت في لحظات من الإضطراب ولا, هذا ليس عذرا وأعلم ذلك |
Ayrıca parayı benim çalmamı ümit ederek, komodinin üzerine bıraktığını biliyorum. | Open Subtitles | وأعلم أيضًا أنها تركت مال على المنضدة، على أمل أن أسرقه. |
Pizza derisini haşlayacak kadar sıcak olsa da buradan mutlu ayrılacağını bilirim. | Open Subtitles | وأعلم بأنه سيغادر سعيداً حتى ولو تسببت الشريحة الحارة في سلخ جلده |
Buraya dönmek istediğin zamanların olduğunu biliyordum. Ama benim için dönmedin. | Open Subtitles | وأعلم أن هناك أوقات كنت تريد فيها .. العودة الى هنا |
Ben durumu iyi açıklayamıyormuş gibi hissettim ve eminim o açıklayacaktır. | Open Subtitles | شعرتُ بأني لم أكن أشرح الأمور بشكلٍ جيد وأعلم بأنهُ يستطيع |
Arkamda bırakmadım ve bu sözden nefret ediyorum. Diğer insanların etmesini de anlıyorum. | TED | لم أنسى وأنا أكره هذه العبارة كثيرًا، وأعلم لِما يكرهُها الآخرون. |