ويكيبيديا

    "واحد" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bir
        
    • aynı
        
    • birisi
        
    • var
        
    • kişi
        
    • birisin
        
    • biri
        
    • iki
        
    • birinin
        
    • birini
        
    • birincisi
        
    • birine
        
    • biridir
        
    bir yıldan daha az bir sürede 65.000 km uçuyorlar. TED فهي تطير مسافة 65000 كيلومترا في أقل من عام واحد
    İşte bu, dostlarım, her seferinde bir çocukla nasıl değişiklik yaratabileceğimizdir. TED وهكذا يا اصدقائي يمكننا ان نحدث التغير طفل واحد تلو الاخر
    bir gizemciyle bir savaşçıyı aynı bedende barındırmak insanı delirtici olabiliyor. TED وهذا جعل توافق شخصيتي الصوفية والمحاربة أمرٌ محال في جسد واحد
    Bu, dünyanın gece görüntüsü ve gezegenimizi küresel bir boyutta nasıl etkilediğimizin en çarpıcı örneklerinden birisi de bu. TED هذه هي أرضنا في المساء، وذلك واحد من أكثر الأمثلة إثارة عن كيف أثرنا على كوكبنا على نطاق عالمي.
    Bu salonda 600 kişi varmış gibi görünebilir; ama aslında çok daha fazla kişi var burada çünkü her birimizin çok sayıda farklı kişiliği var. TED تبدو هذه الغرفة وكأنها تحوي 600 شخص ولكن في الحقيقة يوجد اكثر من هذا العدد لان كل واحد منا يملك عدة شخصيات في نفسه ..
    Şu zaman şeyinde sıkıştın. Tahmin edeyim, orjinal mürettebattan birisin değil mi? Open Subtitles لقد علقت في الزمن دعني أخمِّن أنت واحد من الطاقم الأصلي, صحيح؟
    Belki ufak bir farkla: Fareleri, mayın bulan köpeklere göre 1/5 masrafla eğitebiliriz. TED ربما فارق واحد بسيط : يمكننا تدريب الفئران بخمس سعر تدريب كلب الالغام.
    bir yere: tasarım bebekler, dünyanın neresinde olursanız olun ya da hangi etnik kökenden, bebekler işte buna benzeyecek. TED مكان واحد: تصميم الأطفال، أين، لا فرق، أين أنت على الكوكب أو ما هو أصلك، سيبدو الأطفال مثل هذا.
    bir tanesi dışarıdaki evreni araştırıyor, diğeri ise içimizdeki varoluşu. TED واحد هو استكشاف الكون الخارجي، والآخر هو استكشاف ذواتنا الداخلية.
    Bu tip bir teknoloji milyonlarca aracı tek bir sisteme entegre edecek. TED هذا النوع من التكنولوجيا سوف يدمج الملايين من المركبات في نظام واحد
    Burada bulunan sizlerden kaçınız bir tek gezegenin veya yıldızın sesini tarif edebilir? TED كم واحد منكم سمع ويستطيع وصف الصوت الناتج من نجم واحد او كوكب؟
    Bu her atom aynı anda iki farklı yerde demektir, buda şu anlama gelir, küçük metal parçasının hepsi iki farklı yerde bulunur. TED وهذا يعني ان كل ذرة موجودة في مكانين مختلفين في وقت واحد وهذا يعني ان الجسيم المعدني موجود في مكانين في وقت واحد
    İşimle Avrupa ve Amerika Birleşik Devleti'nde seyahat ettiğimde, her zaman aynı soru karşıma çıkıyor: Filistinli Gandi nerede? TED عندما أسافر لعملي في جميع أنحاء أوروبا والولايات المتحدة ، سؤال واحد يأتي دائما : أين هو غاندي الفلسطيني؟
    Ve bu çekişmeli gençleri başka bir botla yarışsın diye bir bota koyduğunuzda, ortak çalışmak dışında bir şansları kalmıyor çünkü artık aynı bottalar. TED وعندما تضع هؤلاء في منافسةٍ مع قاربٍ آخر ، فليس لديهم أي خيارٍ آخر غير التعاون في ما بينهم لأنهم جميعاً في قاربٍ واحد.
    Bu demek oluyor ki, yakın arkadaşlarınızın ve akrabalarınızın 5'te 2'sine bir çeşit kanser teşhisi konulacaktır ve onlardan birisi ölecektir. TED هذا يعني أن 2 من كل 5 أشخاص من أصدقائك المقربين وأقاربك سيتم تشخيصه بنوع من أنواع السرطان، وسيموت واحد منهم.
    Aşılama halk sağlığı alanında en kilit teknolojilerden birisi, muhteşem bir şey, TED اللقاح هو واحد من اساليب العلاج الأساسية في الصحة العامة, شئ رائع
    Airbus'ta iki tane motorumuz var; bir motorla onu uçurabilirsiniz. Yani B planı, her zaman B planı var. TED لدينا محركان علي كل طائرة اير باص؛ بينما من الممكن ان تطير بمحرك واحد. فوجود خطة بديلة مهم دائماً.
    Aynen amcamın tek kişi için tasarlanmış telefonu kullanış şekli gibi. TED إنها تماما الطريقة التي يستخدم بها عمي الهاتف المصمم لشخص واحد.
    Hayatın büyük izleyicilerinden birisin de ondan. Open Subtitles انت تحب الافلام ذلك لأنك واحد من أعظم المشاهدين
    Ve Radboud Üniversitesi'nde yaptığımız şeylerden biri bir dinleme yetkilisi atamak oldu. TED واحد من الأشياء التي قمنا بها جامعة رادبود عينا موظف الاستماع رئيسي.
    İçlerinden birinin gerçekten beni ciddi bir makalenin yazarlarına eklemeyi istediğini düşündüm. TED واحد منهم ، لمصلحته، أعتقد فقط لمجرد أن يشاركني في الجدال الحاد
    Ama yanılgımız şu ki, her birini tek tek çözülecek sorunlar olarak görüyoruz. TED لكننا نرى، بطريقة خاطئة، كل واحد من هذه المشاكل كمشاكل فردية ينبغي حلها.
    birincisi, bu benim rock grubumun adı ve ikincisi, bu şeylerle karşılaşmak beni kaşif olmaya itmesidir. TED رقم واحد ، هو اسم فرقة الروك المفضلة لي ، والثاني، لأن مواجهة هذه الأشياء اجبرتني على أن اصبح مخترعا.
    Dünyada bilinen neredeyse yarım milyon böcek türü vardır ama birçoğu yaygın olan beş tane ağız parçası tipinden sadece birine sahiptir. TED هناك ما يقارب المليون نوع معروف من الحشرات في العالم، لكن أغلبها يملك واحد فقط من خمسة أنواع شائعة من أجزاء الفم.
    Hagan bu gezegendeki insanlara karşı oluşan yapının mimarlarından biridir. Open Subtitles هيجن هو واحد من البشر الرئيسيين المهجنين على هذا الكوكب

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد