Karım alış verişteydi ve altını ben temizlemek zorunda kaldım. | Open Subtitles | و كانت زوجتي تتسوق بالخارج وكان علي أن أنظفه بنفسي |
Klarnet üzerine eğitim aldım. Ama sorunlar çıktı ve bırakmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | لقد درست آلة الكلارينيت و لكن حدثت مشاكل وكان علي أن أتركها |
Bunu dengeleyebilmek için de maaşımı birkaç aylığına arttırmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | وكان علي أن ارفع في راتبي لعدة شهور لكي أعوض ذلك |
Bana söylemek için 2 ay beklediğin Ve ben o uzun bacakları ve güzelliğiyle karşıma çıktığı zaman... olan biteni anlamak zorunda kaldığım için, olanları ondan duyduğum için yeterli değil. | Open Subtitles | عندما أنتظرت شهرين لتخبرني وكان علي أن أعرف بظهورها ساقيها الجميلتين وتخبرني بنفسها أنت سحبت السداده |
O zaman çocuk sahibi olacağını anladım. Ve ben de yapmam gerekeni yaptım. Yani o zaman öyle düşünüyordum. | Open Subtitles | عندها عرفت انها ستنجب الطفل وكان علي ان افعل ما علي فعله او ما ظننت انه علي فعله |
Ve şehirden ayrılmam gerekti çünkü her şey bana seni hatırlatıyordu. | Open Subtitles | وكان علي أن أغادر المدينة لأن كل شيء كان يذكرني بك |
Kötü şeyler oldu ve senin pisliğini bizzat ben temizlemek zorunda kaldım. | Open Subtitles | الاشياء السيئة تحصل بالفعل وكان علي شخصياً أن أنظف الفوضى التي صنعتها |
Ben de seni kendimden uzaklaştırdığımı bilerek yaşamak zorunda kaldım. | Open Subtitles | وكان علي العيش على انه اتا من دفعك لدهاب بعيدا |
Onlara, hiçbir şeyimiz olmadığını söylemek zorunda kaldım. | TED | وكان علي أن أخبرهم بأننا لا نملك فعل شيء. |
Çünkü orası kadar dumanlı ve gürültülü ki... dışarı çıkıp, hava almak zorunda kaldım. | Open Subtitles | لأن الماء مليء بالدخان والضجة هناك وكان علي تنشق بعض الهواء |
T-ball için kaydımızı yaptırdığımızda... bana yardım etmek için erkenden evde olacağına dair söz vermiştin... ve her şeyi ben yapmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | عندما سجلنا لبيسبول الصغار وعدتني بأنك ستعود للمنزل باكراً لكي تساعدني وكان علي أن أجهز كل شيء؟ |
Yaklaşık 100 kişinin önünde kızı becermek zorunda kaldım. | Open Subtitles | وكان علي أن أضاجع هذه البنتِ أمام حوالي 100 شخصَ. |
Öbürü doluydu buraya girmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | حسنا, أفهمك ذلك الحمام كان مشغولا وكان علي الدخول هنا لثانية |
Ve ben de Bay Angus'a gidip gerçeği anlattım; | Open Subtitles | وكان علي الذهاب إلى السيدة آنجوس وإخبارها بالحقيقة لقد كان الشيء الوحيد الذي يمكنني أن أفعله |
Çünkü eğer ben boşanırken benim kızımı babası alıp uzun bir geziye çıksa Ve ben hoşça kal demek zorunda kalsam, ben hiç iyi olmazdım. | Open Subtitles | لأنه إذا كنت أمضي في طلاق وابنتي ذهبت في رحلة طويلة مع والدها وكان علي أن أقول إلى اللقاء |
Orada olduğunu biliyordum sonrasında unutmuşum, iplik kopmaya devam etti Ve ben de ipliğimi bobinde tutmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | ولقد علمت من انها هناك تماماً ومن ثم نسيت ومن ثم استمر الخيط بالإنفصال وكان علي الإستمرار بإعادة تخييط سروالي |
Çünkü o eğitim borçları olayı bir felaketti Ve ben de başkanı vazgeçirmeye mecburdum. | Open Subtitles | لأن قانون التعليم كان كارثيًا وكان علي إبعاده عن الرئيس |
Babam bir mangal kazası sonucu yaralanmıştı Ve ben de iki hafta boyunca onu tıraş etmiştim. | Open Subtitles | أصاب والدي نفسه في حادث شواء وكان علي أن أحلقه لأسبوعين |
Dinle, oyun kurucuydum. - Okul için verdiğim izlenime dikkat etmem gerekti. | Open Subtitles | كنت لاعب خط الوسط وكان علي أن أحافظ على مظهري أمام المدرسة |
Bana söylemek için iki ay bekledin ve olan biteni anlamam için onun ortaya çıkması gerekti. | Open Subtitles | لقد أنتظرت شهرين لتخبرني وكان علي معرفة الأمر بظهورها واخباري بنفسها |
Birkaç herifi temizledim de. Dodge'dan sıvışmam gerekti. | Open Subtitles | لقد قتلت مجموعة من الأشخاص وكان علي الخروج من الشرك |