ويكيبيديا

    "ولن" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • ve
        
    • de
        
    • da
        
    • hiçbir
        
    • ama
        
    • hiç
        
    • bile
        
    • yok
        
    • daha
        
    • artık
        
    • Ayrıca
        
    • vermeyeceğim
        
    • izin
        
    • Bir
        
    • olmayacak
        
    ve tabii ki bilim adamlarının Bir fikir birliğine sahip olmadığı sizi şaşırtmayacak. TED ولن يكون من المفاجئ للكثير منكم، أنه بالطبع، وكعلماء، لا نتفق على رأي.
    Yarın Bir şirket açabilirim ve sizin, size ait bu bilgileri nasıl kullanacağım üzerinde hiç Bir kontrolünüz olmaz. TED أستطيع أن أبدأ ذلك المشروع من الغد، ولن يكون لديك أي تحكم على الإطلاق في استخدامي لبياناتك بهذه الطريقة.
    Muhtemelen, hastalığın yayılması sınırlı olacak ve kızamık salgını başlamayacaktır. TED ومن المرجح، إمكانية السيطرة على انتشاره ولن يتفشى مرض الحصبة.
    Sizden Bir keçi taşımanızı istemeyeceğim, biliyorum ki hiç deveniz de yoktur. TED ولن اطلب منكم أن تحملوا ماعزاً لإانا اعرف أنكم لا تملكون جمالأ.
    Söyleyeceklerim yalan olmayacaktı, ancak tamamıyla doğruyu da söylemiş olmayacaktım. Çünkü doğruyu söylemek gerekirse, bu sadece diğer herkesin görebildiği hayat. TED ولن أكون كاذبا في ذلك، لكن قولي سيكون مجانبا كليا للحقيقة، لأنّ الحقيقة هي أنّ هذه هي الحياة التي يراها الجميع.
    Ya vaktimi boşa harcadıysam ve böyle hassas Bir pozisyonda asla rahat hissetmezsem? TED ماذا لو كنت أضيع وقتي ولن أشعر أبدًا بالراحة في موقع مكشوف كهذا؟
    Bu da bana, ben korkak değilim ve buradan gitmiyorum. Open Subtitles وسأشرب نخبي أنا لأنني لست جبانا ولن تطردني من ملكيتي
    Dışarı çıkmak zorundayım ve yarın güneş batmadan da dönmeyeceğim. Open Subtitles يجب أن أخرج ولن أعود قبل غروب شمس يوم غد
    ve yapacak işin olmayacak. Tek işin saatleri, günleri, yılları saymak olacak. Open Subtitles ولن يكون هناك أي عمل، لا شيء سوى عدّ الساعات والأيام والأعوام
    Anlaşma yok. Onu geri götüreceğim, ve herhangi Bir anlaşma olmayacak. Open Subtitles بدون اي إتفاقات , سآخذه معي ولن يكون هنالك اي إتفاقات
    Akılını ve kalbini açık tut ve hiçbir zaman karşılaşamayacağın Bir adamla karşılaşırsan onun ortağı ol ve ona tek olmadığını hissettir. Open Subtitles حسناً، اترك قلبك وعقلك مفتوحين وإذا لم تقابل أحد هؤلاء الذين لم أقابلهم يمكنك أن تبقي كل صحبة ولن تكون وحيدا جدا.
    Yoksa bu gece bu evden gideceğim... ve geri dönmiycem. Open Subtitles والا سارحل من هذا المنزل الليلة وانا لن ولن اعود
    Moneypenny, biliyorsun ki senden başka kimse olmadı ve olmayacak. Open Subtitles منىبينى أنتِ تعرفين أنه لم ولن يكون هناك أحد غيرك
    Bir hata ettim ve dersimi aldım ve Bir daha da yapmayacağım. Open Subtitles ارتكبت خطأ , وتعلمت من الدرس ولن افعل ذلك مره ثانيه ابدا
    hiçbir dolap adalete engel olamamıştır. Bu sefer de durum değişmeyecek. Open Subtitles لانه لن يوجد قانون يُعيق العدالة, ولن نبدأ بهذا الحدث معك
    Sivil hayata uygun değilsin, hapishane hayatını da kabul etmiyorsun. Open Subtitles ، أنتم غير صالحين للحياة المدنية ولن تقبلوا بحياة السجن
    ama daha önce Roma Kulübü'nü gördük, dünyanın kaynaklarının tükeneceğiyle ilgili iddiaları gördük. Bu iddiaların doğru olmadığını söylemiyorum. TED ومع ذلك، شاهدنا في نادي روما، ومن خلال الإدعاءات السابقة بإمكانية نفاذ الموارد، ولن نُجادل بخصوص هذا ونُنفي صحتها.
    Genişlemeye dayanacak kadar esnek Bir külot nasıl bulacağını sormuyorum bile. TED ولن أتسائل حتى كيف يجد سراويل مرنه بما يكفي لتحمل التمدد.
    O artık size geri dönmeyecek 17 Ekim 1945'ten beri Open Subtitles ولن ترجع إليكم عروض عمل أبقتنا جميعاً علي قيد الحياة
    Ayrıca, ne bin, ne 2,000 ne de 3,000 dolar ile ilgileniyorsun? Open Subtitles ولن يثير اهتمامك مبلغ 1000، أو2000 أو 3000 دولار ، أتفهمين ؟
    Ona Bir ev vermek istiyorum. Bunu bozmana izin vermeyeceğim. Open Subtitles أريد أن أقدم له منزلاً ولن أسمح لك بإفساد الأمر
    Eğer aptalca flörtlerin kendisini caydırmasına izin verirse de hiç Bir zaman gelemeyecek. Open Subtitles ولن تصبح كذلك على الأرجح إن سمحت لنفسها أن تنجرف للمغازلات العاطفية التافهة
    Kadınlar hakkında sorular soran insanları susturmayacağım. Bunu sormak meşru Bir şeydir. TED ولن اُسكت الناس الذين يطرحون الأسئلة حول النساء، حسناً؟ أنها أسئلة مشروعة
    Yaşlı kralın zamanı gelince... cennete gitmek için halıya ihtiyacı olmayacak. Open Subtitles وعند الساعة سيعود الملك القديم ولن أكون بحاجة إلى هذا البساط

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد