Gezegenin katastrofik kopması yüzünden ölecek bir insan çoktan doğdu. | Open Subtitles | هناك من وُلِد بالفعل وسيموت بسبب فشل كارثي في الكوكب. |
23 Mayıs 2010, ikizler doğdu ve her ikisi de hayatta. | TED | في 23 مارس 2010، وُلِد التوأم، كلاهما أحياء |
Bu kişi Berlin'de doğdu, Berlin Almanya'da. | TED | هذا الشخص وُلِد في برلين، برلين هي في ألمانيا. |
Kenar mahallede doğmuş, dokuz yaşındayken annesi ölmüş. | Open Subtitles | تعرفون، وُلِد في حيّ شعبي فقير أمه ماتت وهو في التاسعة. |
Adam sanki dün doğmuş gibi. Bu da beni sinirlendiriyor. | Open Subtitles | إنّه يُشبه الرّجل الذي وُلِد بالأمس وُلِد بالأمس |
Bu teknoloji sayesinde doğan 5 milyondan fazla bebek bulunmaktadır. | TED | وهو شائع جداً حيث وُلِد العديد من الأطفل خلال هذه التقنية |
Diğerinde de oğlumuz doğmuştu. | Open Subtitles | وابننا كان قد وُلِد في اليوم الآخر |
Ve yeni bir müzik türü doğdu. | TED | و بالتالي وُلِد نوعاً جديداً من الموسيقى. |
Şimdi, meselenin aslı şu ki, Marcus sorunlu biri olarak doğdu. | Open Subtitles | يقوم بفعل شيء سيء الآن , الحقيقة المُهمة هي أن "ماركس" على الأغلب وُلِد ناقصاً |
...doğdu ve yetişti günlerimin çoğu maksimumda, müthiş rahatlayarak basketbol iyi değil sorun... çevre küçük bir kavga korkmuş Bel Air'da teyze ve amca. | Open Subtitles | وُلِد ورُبِّي مُعظَم الأيام ليس جيد. |
Percy orada doğdu, şef olarak ilk işini orada buldun. | Open Subtitles | هناك حيث وُلِد (بيرسي)، وحيث حصلت على وظيفتك الأولى كطاهي |
Nixon bunu yapmak için doğdu.Tarih yazmak için. | Open Subtitles | لقد وُلِد (نكسون) لتحقيق ذلك. لدفع التاريخ إلى الأمام |
Bir gözü kör doğdu. | Open Subtitles | ولقد وُلِد أعوراً |
- Senin adını bilmek için doğdu. | Open Subtitles | لقد وُلِد ليعرف إسمك |
Bilirsin, sigara içmek ve risk almak gibi basmakalıp erkek davranışları tek bir testisle doğmuş bir adamda fazlasıyla dolu olmanın bir şekli olabilir. | Open Subtitles | والمخاطرة، قد يكون شكلاً للتعويض في رجلٍ وُلِد بخصية واحدة فقط |
Oğluma bakıyorum. Sanki 3 hafta önce doğmuş gibi. | Open Subtitles | أنا أنظر إلى ابني الذي وُلِد منذ حوالي ثلاثة أسابيع ماضية. |
Bazen buharlı makinenin icat edilmesinden önce doğmuş bir adamla anlaşmaya çalıştığımı unutuyorum. | Open Subtitles | أنسى أحياناً أنّني أتعامل مع رجلٍ وُلِد قبلما يُخترع المُحرّك البُخاري. |
Onu, kendilerindenmiş gibi kabul edecekler, ...çünkü Rus olarak doğmuş olmasının dışında, tüm niyet ve amaçlarıyla, onlardan biri olacak. | Open Subtitles | ,و سيقبلونه كواحد منهم , لكن يُصادِف أنه وُلِد في "روسيا" ، إنه الآن ,من أجل كل النوايا و الغايات |
Alâaddin'im uğurlu bir yıldızın altında doğmuş olmalı böyle bir hazineyi bulduğuna göre. | Open Subtitles | لابد ان ابنى "علاء الدين" وُلِد تحت نجم محظوظ... ليجد مثل هذا الكنز. |
İç savaştan hemen sonra doğan ve bir kölenin oğlu olan Daniel Robitaille, bir sanatkârdı. | Open Subtitles | وُلِد بعد الحرب الأهلية مباشرة (دانيال روبيتيل) كان إبناً للعبيد وفنان محترف |
Beytüllahim'de doğan büyülü bebeği duydunuz mu? | Open Subtitles | هل سمعتم عن ذلك الطفل السحري الذي وُلِد في (بيت لحم)؟ |
Dilenci olarak doğmuştu. | Open Subtitles | وقد وُلِد كالمتسول |
Söyledikleri gibi simya, mutfaktan doğmuştur. | Open Subtitles | إنــهــا تــقــول حـتـى أن الخيمياء وُلِد في المطبـخ |